Bölüm 30

11K 619 17
                                    

Neva ıslak saçlarını eliyle havalandırarak yaz güneşinin tadını olabildiğince çıkarmaya çalışıyordu. Kapının açılma sesini duyunca sevinçle gülümseyip arkasına yaslandı. Bir bardak çayla birlikte keyfi tam olacaktı işte. Hafifçe eğilip çayı kimin getirdiğine baktı. Bu sefer bebeği görmek için koşturan her kimse hevesi kursağında kalacaktı.

Elinde tepsi ile dikkatli adımlarla ilerleyen Semanur Güney'i görür görmez telaşla ayağa fırladı. Almak için uzanırken "Siz niye zahmet ettiniz Semanur Hanım? diye sordu bariz bir şaşkınlıkla.

"Ah... Bu sadece bir bahaneydi." dedi yaşlı kadın dürüst bir ifadeyle. Hafif bir duraksamadan sonra da devam etti. "Seninle kadın kadına konuşmak istedim."

Neva irileşmiş gözlerle bakıyordu şimdi. Tepsiyi aşırı bir dikkatle masanın üzerine koyarken "Biraz önce açık olduğumu sanıyordum." diye karşılık verdi. "Emir'i dilediğiniz kadar görebilirsiniz. Yani bu tek seferlik bir şey değildi."

"Biliyorum" dedi Semanur sandalyeye otururken.

Neva tam karşısına yerleşirken "O halde..?" diye sordu merakla.

"Emir'i görmeyi çok istiyoruz. Burası doğru... Ama annesini de aynı oranda görmek istiyoruz."

"Oh..."

Gelininin aniden kızaran yanaklarına sevimli bir gülüşle baktı yaşlı kadın. "Hayır..." dedi sanki bir soru sorulmuş gibi. " Bu konuşma Demir'le alakalı değil... Burada olduğumu bile bilmiyor." Muzipçe ekledi. "Hatta bilse belki de karşı çıkardı..."

"Neden..?"

"Çünkü..." diye karşılık verdi Semanur. "Oğlum geçmişte senin canını sıkmış, şu anda sıkan ve gelecekte de sıkabilme ihtimali olan hiçbir şeyin ya da hiç kimsenin yanına yaklaşmasına bile tahammül edemiyor." Genç kadının şaşkın bakışlarına gülümseyerek bakarken itiraf etti. "Kızıp başını alır gidersin diye ödü kopuyor da."

Neva'nın yanakları daha da kızardı. Ancak buna rağmen bakışlarını kaçırmadan dosdoğru yaşlı kadına bakmaya devam ediyordu.

Semanur kısaca boğazını temizledi ve "Buraya gelmeden önce Enis'le de konuştum." diye başladı. "Ona dedim ki ya Neva'yla konuşmam hoşuna gitmez ve her şey ters giderse ne olacak..? O da bana dürüst olursan Neva bunu anlar dedi." Gelini kısacık güldü. "O yüzden Neva... Seninle dürüst bir konuşma yapmak istiyorum. Söyleyeceklerim belki hoşuna gitmeyebilir ama yine de beni sonuna kadar dinleyebilir misin?"

Neva uzun uzun baktı Semanur Güney'e... Kadının bakışlarını samimi bulmuştu. "Dinlerim..." dedi aynı samimiyetle. "Ama sonucunda ne yapacağım konusunda garanti veremem. Bu şartımı kabul ediyorsanız..."

"Kabul.." dedi hemen yaşlı kadın. Demini mükemmel almış porselen demlikteki çaydan bir bardak gelinine koyup önüne itti. Kendisi için ikinci bardağı doldururken "Bu arada da çayımızı içebiliriz. Bunun tadı nefistir..."

Çayından bir yudum aldıktan sonra "Öncelikle..."dedi. "Seninle bir anne olarak konuştuğumu bilmeni istiyorum... Yani bir eş, birinin arkadaşı ya da bir kadın olarak değil... Konuştuklarım sadece anne olan Semanur Güney'in düşünceleridir." Neva başını anladım dercesine sallayınca devam etti. "Oğlumun bir dağın başında mahsur kaldığını öğrendiğimde ben de ona ulaşmaya çalışıyordum. Telefon açılmayınca yine inadı tuttu, o yüzden açmıyor diye düşündüm. Hem oğlum hem kocam zaman zaman müthiş inatçı olur da..." Neva farkında olmadan gülümsemişti. "Babası ile iş konusunda tartışmıştı. Acaba arabulucu olabilir miyim diye uğraşıyordum. Her neyse sonra... kazayı duydum. Kocam dahil herkes onun iyi olduğunu söylüyordu. Ama bilirsin insan kendi gözüyle görmedikçe yine de tam emin olamıyor. Bu yüzden ben de kocamın peşine takıldım. Büyük bir korku içindeyken birden bambaşka bir konu ile karşılaştım. Birileri çıkmış oğlum hakkında garip sözler sarf etmeye başlamıştı. Ben oğlumu canlı görebilmek için çırpınırken başka birileri farklı kazançların peşindeydi. Onlardan anında nefret ettim... hatta dürüst olmam gerekiyorsa tiksindim."

Soğuk Ateş - Neva (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin