Kapı açılıp, Senem'in güzel yüzü göründüğünde Neva her zamanki gibi pencerenin önündeki koltuğa tünemiş, dalgın gözlerle dışarıya bakıyordu.
"Kapıyı vurdum ama duymadın sanırım...''
"Gelsene...''dedi Neva ayağa kalkarken. Tutulan ayağı yüzünden hafifçe sendelemişti. "Kapıyı vurmana da gerek yok zaten.''
Muzır bir gülücük Senem'in güzelliğine güzellik katarken "Sana bir şey göstermeye geldim.''diye fısıldadı.
Neva herhangi bir tepki vermedi.
"Hiç merak etmediğine inanamıyorum... Ben olsam yerimde duramazdım.''
"Kusura bakma, kafam biraz karışık da...''
"Sadece kafan mı? Bence bütün hayatın karman çorman...''
Neva'nın irkilerek gerilediğini görünce aceleyle yaklaştı. "Yanlış anlama lütfen. Eleştirmek için söylemedim. Sadece bütün bu yaşananların ne kadar garip olduğunu kastettim ben... Demir'le sen kurallarını veya nedenlerini bilmediğiniz büyük bir oyunun içinde dönüp duruyorsunuz da... Eh, geri kalanlarımız da sadece deli tavuklar gibi koşturuyor.''
"Böyle mi düşünüyorsun sahiden?''
"Hı, hı... Ama diğerleri adına konuşamam ne yazık ki.''
Cılız bir gülümseme dudaklarında şekillenirken "Teşekkür ederim...''dedi Neva. "Ne düşündüğünü bana söylediğin için... Ayrıca böyle düşündüğün için. Kendimi bilmediğim bir yerde kaybolmuş gibi hissediyorum.''
"Anlatmak istersen dinlerim...'' Genç kadının durgunlaştığını görünce aceleyle ekledi. "İstemezsen de sorun yok. Anlarım.''
"Yo, ondan değil... Ben bile neyin nasıl olduğunu, olayların buraya kadar nasıl geldiğini hala çözebilmiş değilim. O yüzden...''
"Tamam... Şöyle yapalım. Kafandakileri unut şimdi. Ben hep öyle yaparım. Sonra başka şeylerle meşgul olduğum bir an aradığım cevap pat diye aklıma geliverir. Sen de bir dene...''
"Deneyeceğim. Umarım dediğin gibi olur. Umarım yolumu görmeye başlayabilirim... En azından keçileri kaçırmadan önce...''
"Güzel... İşte ben de burada devreye giriyorum. Konu değiştiren... Hazır mısın?''
"Neye..?''
Başını iki yana sallarken gülsün mü ağlasın mı karar veremedi Senem. "Getirdiğim şeyi görmeye tabi ki...''
"Ah...tamam, görelim bakalım.''
Senem bir koşu dışarı çıkıp elinde büyükçe bir kutu ile içeri girdi ve yatağın üzerine bıraktı. Çabuk hareketlerle kapağı açıp içinde bulunan elbiseyi bir çırpıda kaldırıverdi. Elbiseyi Neva'ya doğru uzatırken gözleri parlıyordu. "Nasıl? Güzel değil mi?''
Beyaz, kalın ipekten, askılı, üstten dar ve belden aşağıya doğru genişleyen eteğiyle rüya gibi bir elbiseydi bu. Sade hatları roba kısmına işlenmiş çiçeklerle hareketlendirilmişti.
Minik çiçeklere yavaşça dokunan Neva "Muhteşem...''diye fısıldadı.
"Beğendin yani?''
"Evet... Gerçekten de çok zevklisin.'' Genç kıza kısaca göz atarak "Üzerinde harika duracak.''diye ekledi.
Senem iri iri açılmış gözlerle genç kadına bakakalmıştı. "Ama ..''dedi tereddütle. " Bu senin.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk Ateş - Neva (Tamamlandı)
General FictionAyrı dünyaların insanlarıydılar. Ama kader farklı düşünüyordu...