Demir Neva'ya tahsis edilen lüks odaya girerken kır saçlı bir hemşire de bebeği annesine uzatıyordu. Avazı çıktığı kadar ağlayan ve elleri kıpır kıpır olan bebek kucaklandığı an sakinleşti. Doğum sırasında da böyle olmuş, Neva oğlunu kollarına aldığı anda ağlaması kesilmiş, tatlı bir mırıltıya dönmüştü.
Genç adam anne ve bebeğin bakışmalarını hayranlıkla seyretti bir süre. Aslında sonsuza kadar seyredebilirdi. Ama onların yanına gitmeyi her şeyden daha fazla istiyordu şu anda. "Gelebilir miyim Neva?" diye sordu kısık bir sesle.
Neva gözlerini oğlunun güzel yüzünden zorla koparıp baktığında kaşları hafifçe çatılmıştı ancak itiraz etmedi.
Genç kadının omuz silkişini evet anlamına alan Demir bir adımda yatağın kenarına ulaştı.
"Heyy..." dedi bebeğin minicik parmaklarına dokunurken "..tekrar merhaba oğlum." Oğlum derken sesi titremişti. Bebek anında tepki verdi ve iki çift simsiyah göz birbirine çakıldı.
Neva ikisinin arasında hemen kurulan bağa hayret etmiş olsa da ister istemez hayran kalmıştı. Ama garip bir korkunun içinde kıpırdanmasına da engel olamadı. Özellikle de oğlu minik yumruğuyla babasının serçe parmağını sıkıca sarınca.
Bu narin kavrayışla Demir'in gözleri anında dolmuştu. Yumuşak kahkahası odada yankılanırken "Şuna da bakın." diye fısıldadı.
Pırıl pırıl gözleri Neva'yı bulurken tekrar güldü. Muzip bakışlar mutluluğu paylaşmaya çağırıyordu.
Sonra bebek kıpırdandı ve bakışları annesine döndü. Mızıldanıyor, titreyen dudakları aranıyordu.
Neva'nın yardımıyla küçücük aç dudakları bereketli meme başını kavrayıp, açlıktan ölüyormuş gibi emmeye başladığında babasının parmağını hala sıkı sıkı tutuyordu. Minnacık elini memeye dayayıp hararetle emmeye devam etti.
Neva oğlunun bu hareketiyle, Demir'in sıcacık tenini teninde hissettiği an yıldırımla çarpılmış gibi olmuştu. Uzun kirpikleri kızaran yanaklarına değmeden önce kısacık baktı Demir'e.
Genç adam da Neva'ya baktı. Ancak sadece gülümsedi.
Uzun bir süre sessizlik içinde ve hayranlıkla birlikte yarattıkları mucizeyi seyrettiler.
Bebek sevecen bakışların ihtimamı altında beslenmesine devam etti. Arada bir yavaşlıyor, sonra da peşinden atlı kovalıyormuş gibi daha büyük bir hızla emmeye devam ediyordu.
"Hey, sakin ol bebeğim.." diye fısıldadı Neva. "..kimse kaçmıyor."
Bebek sıkılı yumruğunu annesinin memesine bastırarak cevap verdi. İster istemez Demir'in teması artmıştı.
Neva hafifçe kıpırdanınca "Rahatsız olduysan çıkabilirim."dedi genç adam hemen.
Genç kadın kısacık baktı ve oğluna döndü. "Yoo... Sorun değil. Yine de sen bilirsin."
"Eğer kararı bana bırakıyorsan..." Hafifçe içini çekti Demir. "..olduğum yerden memnunum... hem de çok. Başıma silah bile dayasalar, kıpırdamaya niyetim yok."
Neva kaşlarını çatarak bu kez dosdoğru genç adamın yüzüne baktı. "Oğlumun yanında doğru konuş... her şeyi alıyor şimdi. Daha önce de ağzını bozdun. Dua et sancıdan konuşamıyordum. Yoksa..." Dik dik baktı.
Demir'in kaşları havalanırken "O benim de oğlum..."diye terslendi. "Hem ne demek konuşamıyordum. Gelene kadar susmadın ki... Doğum anında bile laf yetiştirdin durdun."
![](https://img.wattpad.com/cover/118678257-288-k246099.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk Ateş - Neva (Tamamlandı)
General FictionAyrı dünyaların insanlarıydılar. Ama kader farklı düşünüyordu...