Bölüm 18

12.7K 804 138
                                    

Demir sabrının sonuna gelmişti artık. Babasının ardından hızla eve girdiğinde önüne ilk çıkan kişiye sordu. Senem'e... "Neva odasında mı?"

Şirketteki bazı yarım kalmış işleri bitirmek için çıktığında bir an önce dönme kararındaydı. Neva'ya sözü vardı. Ancak evrak evrakı izlemiş, halletmesi gereken birkaç angarya da araya sıkışmıştı.

En sonunda bu kadar yeter deyip babasının yanına oturduğunda şöföre acele et dememek için zor dayanmıştı.

Şimdi en büyük arzusu karısını görmek ve onun mis gibi kokusunu içine çekmekti.

"Odasında tabi ki... Başka nerede olacak?'' dedi Senem bir kaşı havada.

Genç adamın hızlıca merdivenlere yöneldiğini görünce "Demir..." diye seslendi. "Biraz önce oradaydım. Yıkanmak istediğini söyledi... Şimdi rahatsız etme istersen."

Genç adam kararsızca durakladı. Bir yanı gidip ona katılmak ve ıslak bedeninin her santimini dudaklarıyla keşfetmek istiyor, diğer yanı ise doğru düzgün konuşmadan böyle bir şey yapmasının uygun olmayacağını söylüyordu.

"Birazdan misafirler gelecek zaten." diye ekledi Senem.

"Ne misafiri..."dedi sinirle. Sonra hatırladı. Elini alnına vururken "Lanet olsun..."diye hırladı adeta. " İncisoy'lar değil mi? Onları tamamen unutmuşum."

"Unuttun mu?" diye hayretle sordu hemen ardından gelen babası. "En önemli meselemizi... İyi misin evlat? Bu gün şirkette de çok dalgındın."

"İyiyim, baba. Yok bir şeyim..."

Neva'yla geçirdiği tutku dolu anılar hiç ayrılmamıştı ki ondan. Buna rağmen gün boyunca iyi idare ettiğini düşünüyordu. Şu sevimsiz işi hallettikten sonra genç kadını kaçıracaktı bu hengameden ve doğru düzgün bir balayına çıkacaklardı. O rezil ailesini kabul etmek pahasına yapacaktı bunu, kararlıydı. Ama önce o açıkgözleri hafifçe hizaya sokması gerekiyordu ki bir daha karısına yan gözle bile bakmaya cesaret edemesinler... Bu akşam ilk ders için iyi bir zamanlama diye düşündü içinden. Sıcağı sıcağına...

"Ne zaman geleceklerini söylemişler miydi?"

"Yedi gibi burada olacaklardı." dedi Senem. Saatine bakarak ekledi. "Yediye on var."

Demir oflayarak salona yönelirken "Semih geldi mi?" diye sordu.

"Biraz önce geldi. Babam ve annenle beraber salondalar... Nedim Bey de burada. Sen böyle mi çıkacaksın misafirlerin karşısına?"

"Allah Aşkına Senem, şu sülüklere misafir deyip durma. Sinirime dokunuyor... Hem ne varmış kılığımda?" Üstündekilere bakarken söylenmeye devam etti. "Karşılarına don gömlekle çıkmadığıma dua etsinler."

Babası kaşlarını hayretle kaldırırken Senem dayanamayıp bir kahkaha attı. "Umurlarında olacağını sanmıyorum. Eminim her halini beğeneceklerdir."

Hep beraber salona geçtiler. Demir, annesini öpüp Semih'in yanına geçti. "Hazır mısın?" dedi arkadaşı.

"Hazırım herhalde... Ama sen yine de hıncımı tam çıkaramadan onları öldürmeme engel ol, olur mu?"

Semih kıkırdayarak yanıt verdi. "Sen de beni kolla o zaman... Belki senden önce davranabilirim." Karşılıklı sırıttılar.

"Bu gün ona bir misafir gelmiş." Semanur söylemişti bunu.

Soğuk Ateş - Neva (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin