Toplam on erkek ana salonda bir araya gelmiş cenaze töreni havasında kahvelerini yudumluyordu. Başka yer yokmuş gibi, sıkışmalarına rağmen tek bir oturma gurubuna yerleşmeyi tercih etmişlerdi. İstisnasız hepsi sanki her an dışardan bir tehlike gelecekmiş gibi tetikteydi. Ve nedense tamamı önceden sözleşmiş gibi bir örnek giyinmişti. Siyah takım elbise ve beyaz gömlek...
"Sizce de penguenlere benzemedik mi?" diye sordu ortaya Enis sıkıntıyla.
Her zamanki gibi takımındanfazlasıyla rahatsız görünen Sinan soruyu üzerine aldı. "Ruh halimiz benzer olduğu için olabilir efendim."
Onaylayan mırıltıların eşliğinde yorum yapmadı Enis. Kahvesinden bir yudum aldıktan sonra hemen karşısında sessizce oturan adama bakarak sordu. "Sizi böyle hayır toplantılarında daha önce hiç görmemiştik Kemal Bey. Hayrola?''
Sinan hınçla adamı süzdü. Emir'i tam kollarına aldığı anda her zamanki gibi araya girip hevesini kursağında bırakmıştı bu sinsi ihtiyar.
Söz konusu sinsi ihtiyar sıkıntılı bir bakış attı yaşlı adama. "Eskiden sadece bir çek imzalar ve o günü huzur içinde evimde geçirirdim. Ama bu sefer söz konusu olan Neva... Korkak davranmanın gereği yok. Kızcağızı ilk balosunda yalnız bırakmak doğru olmaz diye düşündüm ve... burdayım işte."
"Korkaklık mı? Asla..." dedi dertli muhatabı. "Bence gayet zekice bir davranış... Keşke ben de sizin gibi yapabilseydim.Hatta herkes böyle yapabilse..."
Ethem arkadaşını teselli etmek için araya girdi. "Bu tür etkinliklere gidenlerin çoğu kendini göstermek için orada Enis. Ya da yeni iş bağlantıları kurmak için... Üstelik senin orda bulunman baloya olan katılımı da fazlasıyla arttırıyor, biliyorsun."
Enis acı bir kabullenişle onayladı arkadaşını. Konuşmayı takip eden diğer sıkıntılı beyleri gülümsettiğini fark etmeden bir yudum daha içti yaşlı adam.
"Gidip yukarıyı bir kolaçan edeyim bari." diye önerdi Demir. "Yoksa bu gidişle evden çıkamadan kederden öleceğiz."
Yerinden doğrulmuştu ki kapıdan gelen kahkahayla yerinde kalıverdi.
"Şimdiden bıktınız mı yoksa?" dedi Semanur. Aynı anda ayaklanan beylere doğru yürürken fazlasıyla neşeliydi ve koyu mavi gece elbisesinin içinde muhteşem görünüyordu. Seyredenlerin hayran bakışları arasında "Ben de nerede kaldınız diye merak ediyordum hayatım." diye sordu kocası gururlu bir sesle."Ama beklediğime değmiş. Çok güzel olmuşsun."
"Hadi oradan, yağcı sen de... Baloya gitmektense çuval giymemi tercih edersin."
Odada bulunan tüm erkekler istisnasız itiraz ederek, iltifatlarını arka arkaya sıralamaya girişince yaşlı kadın bir el hareketi ile durdurdu onları. "Kızlar hazır, dışarıda bekliyor." dedi.
"Nihayet."
"Çok şükür..."
"Hiç çıkamayacağımızı sanıyordum."
Beyler geniş girişe kadar homurdana homurdanagülmemek için çabalayan yaşlı kadının arkasından ilerledi. Ancak gördükleri manzara karşısında şikayetler bıçakla kesilmiş gibi duruvermişti.
Senem derin yakalı, askılı ve mükemmel hatlarını saran nil yeşili gece elbisesinin içinde bütün güzelliğiyle bekliyordu. Semih sessiz bir hayranlıkla karısına yaklaşırken hemen arkasından gelen Demir'in bakışları ise Neva'ya takılıp kalmıştı. Nefes almayı bile unutarak sessiz bir gülüşle bekleyen genç kadını adeta içti.Kan şakaklarında gürleyerek akarken ve kalbi atımlarını şaşırırken sadece baktı genç adam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk Ateş - Neva (Tamamlandı)
General FictionAyrı dünyaların insanlarıydılar. Ama kader farklı düşünüyordu...