Ulan gemiye gidemedik büyük ihtimal eve gidiyorduk, bir çıkar yolu bulup tekrardan o gemiye gitmeliydim veya Mümin abiye ulaşıp ona her şeyi anlatmalıydım. Amcamın otoparktaki arabasına gittik ve bindik. Tüm yaşadıklarım bir şerit gibi gözümün önünden geçiyordu fakat Engin abinin son sözleri hiç aklımdan çıkmıyordu. Kafamda bir plan kurmuştum; eve gittiğimde benden yaşça büyük kuzenim Selmanla beraber tekrardan gemi işlerine girmeye çalışacaktık ve tekrardan Bangladeş gemisiyle bir şeyler ayarlayıp tekrar açılma fırsatı yakalayacaktık yani şimdilik düşüncem buydu tabi çok maceralı ve çok amatörce gibi görünüyor bu planı nasıl hayata geçirecektim bilmiyordum fakat bir şey yapacaktım.
Eve gittiğimde annem ve babam beni çok iyi karşıladı çok özlemişlerdi. Amcam yaşadıklarımı anlatmamam konusunda beni tembih etmişti zaten anlatmayacaktım.Şu evdeki olayları hızlıca geçiyorum tekrardan nasıl denizlere kavuştu ve enkaza ulaştı oralara geçiyorum.)
Gemiden geldim 1 yıl boyunca hiçbir şekilde amcamla görüşmedim. içine kapanık bir insan oldum, uyuşturucudan kurtulmuştum fakat ot gibi bir yaşamım vardı. 1 yıl boyunca bazenleri rüyamda Engin abiyi görüyordum rüyamda beni elimden tutup o enkaza sürüklüyordu ve kapısına gelince “bak burası” diyordu ve uyanıyordum. Nihayet 1 yıl sonra amcamla konuştum o da çok korkmuştu ve hava değişimi için farklı bir ülkeye gitmişti yani bende olayları unutmuştum, o da.
11.04.2012
Bir sabah amcam bize gelmiş ve babama “Önderle konuşmak istiyorum” demiş. Bunu bana babam söyleyince “Allah allah” dedim. Acaba amcam 1 yıl sonra neden benle konuşmak ister ki neyse gelsin bakalım dedim. Bir akşamüzeri amcam bize geldi ve babama, anneme “Önderle özel konuşacağım denizcilik hakkında” dedi. Amcamla beraber odama gittik “eee amca anlat” dedim. “Oğlum Mümin abin vefat etti fakat vefat etmeden önce hep şöyle demiş “Selimin yeğeni Öndere gidin size Enginden duyduklarını anlatsın. Son günlerde sürekli bu lafları söylemiş oğlum bir şey biliyorsan anlat bana” dedi. O an şok olmuştum yani söylemek ve söylememek arasın kaldım fakat söylecektim.Amcama yaşadığım her şeyi tek tek anlattım. “Bak amca o gece Engin abi ölmeden evvel bana o enkaza gitmemi ve geminin 3. Kapısından içeriye girmemi söyledi. Onlar orada tarzında bir şeyler söyledi. Bende biraz korktum ve bu işlere sizi bulaştırmak istemedim kendim halledebileceğimi düşündüm fakat bayılmışım, baygınlık geçirmişim uyandığımda Türkiye’ye dönmüştük yani bir nevi oraya gitmek nasip olmadı.” Dedim. Amcam bana baktı düşündü, düşündü. “Bak oğlum hemen hazırlan bu gece enkazın oraya gidiyoruz” dedi. “Ne?” Nasıl olacaktı bu? “Amca bu gece kimle gideceğiz.” Dedim. Amcam bana bakıp “araştırma timiyle beraber gideceğiz” dedi. Sanki büyük bir hedefim varmış gibi, hedefime az süre kalmış gibi mutlu olmuştum “tamam amca” dedim. O gece amcam annem ve babamla konuşup beni gemiye zütüreceğini 2 veya 3 günlük işimiz olduğunu söyledi. Annem ve babam gidebileceğimi ve mahsurun olmadığını söyledi. O gece saat 01:00 da yaklaşık 14 kişilik bir ekiple tekrardan o sulara açıldık. Gece o kadar negatif enerji veriyordu ki anlatamam her neyse amcama dönüp “amca benim biraz uyumam gerek nerede uyuyabilirim?” dedim. Amcam bana modern gemide, modern bir odayı işaret etti “git orada uyu” dedi. “Peki” deyip gidip, uyudum. Rüyamda Engin abi ve Mümin abiyi gördüm. Rüyam şu şekildeydi: “Önce Mümin abi yanıma geliyordu daha sonra arkasından Engin abi geliyordu: ikiside aynı ağızdan oraya giden herkes ölecek sakın gitme diyordu.” Bu rüyayı görürken amcam tarafından uyandırıldım. “Önder, Önder hadi uyan o geceki koordinatlara vardık” dedi. Yahu 14 günde gittiğimiz yolu nasıl 4 saatte gelmiştik hala anlamıyordum. Amcama dönüp “tamam amca” dedim ve yatağımdan kalktım. Dışarıya çıktığımda gemide herkes beni bekliyordu 4 kişi benimle beraber dalacaktı. Herkes deniz elbiselerini giymişti ve amcam deniz elbiselerimi bana giydiriyordu. Dalış tüpleri vs her şey hazırdı. Büyük bir ses geldi. “3-2-1 hopppp.” Diye ve 5imiz yani 4 uzman dalgıç ve ben denizin serin sularına kendimizi bıraktık. Yaklaşık 1 yıl sonra tekrardan buraya gelmiştik ve bu enkazı bulmak epey zor olacaktı. Ben denize dalamadım ne kadar denediysemde suyun dibine giremiyordum. Uzman dalgıçlar bunu anlamış olacak ki o gece beni Engin abinin tuttuğu gibi bacağımdan tutarak çektiler ve denizin 10 metre altına soktular. Evet sonunda denize dalabilmiştim ve elimle sağ tarafı işaret ederek “oraya” işareti yaptım ben en önde arkamda 4 uzman dalgıç yol alıyorduk.
Yavaş yavaş çevremi tanımaya başlamıştım. Kayları, taşları hatırlıyordum çeşit çeşit balık önümüzden geçiyordu ve nihayetinde enkazı bulmuştuk. Enkazı gördüğüm anda içimin irkildiğini hissettim. “işte burası” dedim ve gemiye doğru yüzmeye başladık. Geminin güvertesine geldik yıkık dökük bir gemiydi ve kaç yıllık olduğu belirsiz gemi belki de senelerdir oradadaydı. Neyse yüzdük yüzdük ve geminin içine girdik, ben daha fazla devam edemedim ve bir başka dalgıcın önden gitmesi gerektiğini söyledim. Nihayet geminin sağ taraftan 3. Kapısının dibine gelmiştik. Kapı hafif aralıktı ve ilk olarak bir dalgıç kapıyı araladı ve içeriye girdi. Ben sadece seyrediyordum ve dalgıç odaya girdiği gibi bir anda odadan çıktı ve arkadaşlarına “gidin” şeklinde bir işaret yaptı ve onunla beraber giden 3 dalgıçla, 4 dalgıç yukarıya doğru yüzmeye başladı. Giderken benide tutup zütürmeye çalıştılar fakat ben onlarla gitmedim elleriyle telaşlı şekilde “gel gel” işareti yapıyorlardı fakat ben gitmiyordum, nihayet dalgıçlar gözden kayboldu ve ben o gemide 3. Kapının önünde tek başıma kaldım. Ve yavaşça kapıyı araladım. Ve içeriye gördüm. Ve gördüklerim karşısında şok olmuştum.
O odada gördüğüm şeyler ürperticiydi. Karşımda benim cansız bedenim vardı ve yerde yatıyordu. Duvara doğru bakan 2 adam vardı ve onlara doğru yaklaştım yüzlerini bana döndüklerinde Engin abi ve Mümin abi olduklarını gördüm. ikisi de bana gülümsüyordu ve el sallıyordu. O an bir cesaret geldi bana ve hiç korkmadım. Mümin abinin yanına gittim onu yanağından öptüm, Engin abinin yanına gittim onu da bir yanağından öptüm ve yerde yatan cansız boğulmuş bedenime baktım, biraz seyrettikten sonra içimden “ben gidiyorum kendinize iyi bakın” dedim. Sanki kalbimin içinden bir ses “sende kendine iyi bak Önderim” dedi ve karşımda ki 3 silüet kayboldu. Onlar kaybolunca bende yavaşça denizin altında ağlayarak yüzeye çıktım.
Görüdklerimi, yaşadıklarımı kime anlattıysam kimse bana inanmadı. Bana inanan tek bir kişi vardı o da o odaya giren ilk dalgıçtı. Herkes benim uyuşturucu bağımlısı olduğum için hayal gördüğümü falan düşünerek kimse bana inanmadı. O günden sonra Engin abi ve Mümin abiyi ne rüyamda, ne de hayalimde hiç görmedim yüzlerini dahi o günden sonra unuttum. Bu deniz bana çok şey öğretti. O günden sonra hiçbir şekilde denize girmedim ve hala da deniz görünce tüylerim diken diken olur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Türkiye'de Yaşanmış Cin ve Hayalet Olayları 4
HorrorSerinin 4.kitabında olayları araştırmaya devam ediyoruz