+ Gusül abdesti mi alıyım, normal abdest mi dedim
- normal abdest al, 2 rekat namaz kıl... Namazdan sonra 41 ayetel kürsi, 41 nas, 41 felak oku. Sonra da vereceğim kağıdı oku... Arapça okuyabilirsin değil mi? diye sordu
İmam hatipli olduğum için, yavaş yavaşta olsa okumayı biliyordum... verdiği kağıdı 7 kere okumamı istedi, gittim abdestimi aldım, 2 rekat namaz kıldıktan sonra okumadan önce secdeye yatıp uzun süre Allah'a yalvardım sonra secdeden kalktıktan sonra dediği şeyleri okudum... ben okurken de dayım geldi,-başlayacak mıyız hocam, diye sordu
+evet baslayalım artık, bitirelim şu işi dedi dayıma.
dayım da
- tamam o zaman içeriyi hazırlıyım sende süleyman amcaya git dedi... süleyman amca kimdi neydi neden gidecekti bilmiyordum, okumaya devam ettim. hoca gelmeden ben okudum bitirdim hepsini... seccadeyi katladım, bağdaş kurdum dayım hala içerdeydi henüz çıkmamıştı. Hoca da piyasa da yoktu, sigaramda yoktu... annemi arayip utana sıkıla+ anne birine müsait zamanda sigara aldır, çok bunaldım dedim... başka zaman olsa tabi diyemem ama annemde anlıyordu beni tamam oğlum dedi kapattı. Ama içimde garip bi şekilde sürekli pencereye çıkma hissi uyanıyordu, çıkmamam gerektiğini biliyordum ama içimde sürekli bi vesvese oluyordu .
Vesveseler iyice artmış artık, kendime hakim olamıyordum, hani bi kızı arzularsınız ya işte öyle pencereye çıkmayı arzu ediyordum... ve dayanamadım pencereden bakmaya başladım, bomboş arsaydı birşey görünmüyordu...
Birden yürüyen birini gördüm, eve doğru yaklaşıyordu ama suratı görünmüyordu... tamamen ona dikkat kesilmiştim, yavaş yavaş yürüyerek geliyordu , biraz daha yaklaştığında tanıdım kim olduğunu. gelen ibrahimdi... eli yüzü kan içinde hüngür hüngür ağlıyordu. görünce şok oldum ne işi vardı ki burda, niye gelmişti acayip merak ediyordum ve korkuyordum, en samimi arkadaşımın ağzı yüzü kan içinde tırnaklarından kan damlıyordu ve İlyas diyerek ağlıyordu, hemen kapıdan çıktım hızlı hızlı ona doğru koşmaya başladım... ben çıkarken dayım duymuş çıktığımı arkamdan bağırıyordu- ilyas gitme gel diye ,
+ Dayı o arkadaşım yaylada o da vardı ona da musallat olmuşlar eve sokalım, diyip koşmaya devam ettim... ben ona koştukça bi türlü ulaşamıyordum ama az kalmış gibi hissediyordum ki birden kendimi yerde buldum.
Düşmüştüm dayım düşürmüştü beni...
-dur İlyas dedi ve birşeyler okumaya başladı... kafamı ibrahime çevirdiğim de ibrahimin çığlıkları artmıştı...+dayı, okuma diye bağırmaya başladım... ama dayım hem bana sarılmış hemde okumaya devam ediyordu. karşımda en sevdiğim arkadaşım çığlık çığlığa ağlıyordu.. . dayım sürükleye sürükleye geri çekmeye başladı beni ama hiç olmadığım kadar güçlüydüm sanki, gücü yetmiyordu bana... en son okumayı bitirip gücü yettiği kadar kafir diye bağırmaya başladı.
Dayım bağırdıkça sanki sesi ibrahime azap oluyordu, ancak beynim tamamen işlevini yitirmiş gördüğümü gerçekten ibrahim saniyordum... ta ki birden şekli iğrenç bir varlığa dönüşene kadar.. . öyle pis bağırarak çığlık atıyordu ki, o varlık kulaklarımızı acıtıyordu... artık dayım beni sürüklemeyi bırakmış beraber eve doğru koşuyorduk, ifrit hala azap duyarak çığlık atıyordu.
Sonun da eve varmıştık, eve girer girmez dayım tokadı bastı bana,- sana söylediklerimi yapmayacaksan sık kendi kafana bizi uğraştırma diye bağırdı,
+ özür dilerim dayı, kendime engel olamadım dedim
- geç içeri üstünü başını değiştir geliyorum ben dedi.
kendisi de gidip poşetten sirke suyuna birşeyler okuyarak evin kapısına ve penceresine dökmeye başladıbiz nefes nefeseyken hoca, süleyman amca ve bir çocuk daha gelmişti... ama çocuk ufaktı biraz, en fazla 10 yaşındaydı. Bizi nefes nefes görünce hoca girdi söze, dayıma hitaben
- sesleri duyduk hocam, sadece biz değil tüm köy duydu nerdeyse... herkes çok korkuyor, artık bu işi çözüp burdan gitseniz iyi olacak herkesin iyiliği için dedi.
Hoca korkmuş gibi görünmüyordu, ama köydekileri de bizden daha çok düşündüğü bi gerçekti. dayım- peki hocam diyip, bana verilen şeyleri eksiksiz okuduğuma emin olup olmadığımı sordular, emindim hepsini eksiksiz okudum dedim...
- tamam... şimdi ben, ufaklık ve hoca içeri gireceğiz, sizde süleyman bey ile burda size söylediğimiz ayetleri bağırarak okuyacaksınız dediler... + +Tamam da çocuk niye, dayı bi zarar gelmesin çocuğa dedim,
- merak etme en günahsız insan içimizde o dedi ve içeri girdiler.
Bizde süleyman amca ile kuran okumaya başlayacaktık ki, süleyman amca- dur hele diyip cebinden bi paket sigara çıkardı verdi. ama o sıra pekte umrumda olmadığı için çok sevinemedim. içerden
- ayetlere başlayın diye bağırdı dayım. biz ayetleri okumaya başladık, içerden hiç ses gelmiyordu... 15 20 dakika daha okuduk, süleyman amca ile çocuğun ağlama sesi geliyordu... ben önce okumayı bıraktım, ama süleyman amca durma oku diye bağırdı... ve okumaya devam ettikÇocuğun ağlaması iyice artmıştı, çocuk ağladıkça bende ağlamaya başladım, benim yüzümden zarar görüyordu... hıçkıra hıçkıra okuyordum ayetleri, en son çocuğun çığlık atması ile okumayı bırakıp diğer odaya doğru koştum
Kapıyı açınca gördüğüm manzara beni şok etmişti.. . çocuk, bi leğenin içinde ki su ya dizlerine kadar girmiş ve kıpkırmızı olmuştu... dayım bana dönüp
- kapat kapıyı okumaya devam et, diye bağırdı... hemen geri döndüm süleyman amca da ağlayarak okumaya devam ediyordu, bende hemen kaldığım kısmı açıp okumaya başladım... çocuk gözümün önünden gitmiyordu resmen kıpkırmızı olmuştu ve ağlıyordu. okumaya devam ettik bi süre sonra dayım hoca ve çocuk çıktılar ama çocuk dayımın kucağında çıktı , anlayamadım başta ama ayaklarına bakınca durumu anladım dizlerine kadar haşlanmıştı resmen...
Hayatımda hiç öyle üzülmedim galiba, içim yandı ağlamaya başladım... oturdum hüngür hüngür ağladım, belki yarım saat, belki bi saat hiç durmadan ağladım.. . Artık göz pınarlarım kurumuştu, gözlerimden yaş bile gelmiyordu
Kalktım bi bardak su içtim, hoca banyodaydı... artık hiç birşey umrumda değildi, odanın içtin yaktım bi sigara oturdum düşünmeye başladım...nasıl gelmiştim bu hale , nasıl bu kadar cahilce şeyler yapıp bu musibeti başıma musallat etmiştim, kendime kızıyordum... kendimle muhakeme yaparken hiç söndürmeden ardı ardına yakıyordum sigaraları... kaçıncı sigaramdı bilmiyorum, hoca çıktı" at onu" dedi... itiraz etmedim attım dışarı
+ dayım nerde dedim ,
- çocuğu ilçe hastanesine götürdü dedi.
Hiç birşey soramadım, çok utanıyordum... benim yüzümden küçük bi çocuk hem manevi, hem maddi acılar çekmişti. hoca bana ,- sormayacak mısın ne olduğunu dedi,
+ ne soruyum hocam, gördüm ya gözümle... haşlanmıştı o kadar çığlık attı çocuk dedim.
- Haşlanmanın acısını o çekmedi merak etme, çığlık atan da o değildi dedi...
Ama hiç merakımı celbetmiyordu , + o çocuk yarın kalktığında yere basabilecek mi ? dedim
- hayır dedi.+ e o zaman üzülüyüm bırakında hocam dedim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Türkiye'de Yaşanmış Cin ve Hayalet Olayları 4
HorreurSerinin 4.kitabında olayları araştırmaya devam ediyoruz