bir kaç gün sonrasında gece çayırda oturuyoruz içkileri aldık ateş yaktık, yanı başımızda tarlalık alan başlıyor alabildiğine tarla diğer tarafımız mahalle evler falan var, bizim oralarda olan bu tarz olayları anlatıyolar herkes korkuyla dinliyo bi yandan da içiyoruz iyice tırsıyoruz ama ben tırsmıyorum, içimden tırsmak da gelmiyor. ve ilerki hayatımda öğrendim bunu, ayrıca annem bi kere hocaya götürdü o söyledi, korkana gözükürlermiş. korkmuyosan ne mutlu sana çünkü çoğu zaman bunun kontrolünü sen sağlayamazsın dedi. anlatıyolar tırsıyo millet ama bende tırsma falan yok. arkadaş dur foto çekelim dedi, kötü bi telefon o zamanlar akıllı telefon falan yok, çekildik falan bir de yaktğımız ateşin fotoğrafını çekti. , size yemin olsun aynen yaratık silüetinde çıktı fotoğrafta ateş.. bildiğin kolları ayakları kafası gözü ağzı var. size yemin ederim. herkesin ödü bokuna karıştı bende tedirgin oldum bu nedir lan dedim, hemen ateşi söndürdük ve dağıldık oradan. o fotoğrafı arkadaşım bana 2-3 sene önce attı ve bunu hatırladın mı dedi. unutanın... dedim nasıl unuturum.
bizim sülalede de böyle garip insanlar var. mesela annemin bi akrabası var kadın 50 yaşında ama bekar hiç evlenmemiş eczacı kendisi, abi evde kendisi yatırla mı şehitlerle mi ne yaşıyomuş. her gece yatarken bahçesine bir ibrik su bırakırmış 2 de takunya, sabah ezanı okunduğunda ibrik hep yarıya inermiş takunyalar da ıslak olurmuş, siz ciddi misiniz dedim nasıl yani, korkmuyo musunuz, niye korkiyim ki ben alıştım beraber yaşıyorum ne zararı var diyor. annemin çocukluk arkadaşı cinle evli. annesi bigün oğlum sen evlenmicek misin demiş, ben evliyim ya anne bak ağaçta çocuğum bile sallanıyo demiş. annem deliydi ama o diyo kendi kendine konuşurdu hep. aslında o deli dediklerimiz cinlerle konuşuyorlar . o alemdeler.
gölcük depremi olduğunda, yukarıda eczacı diye tanıttığım kadının eczanesinin karşısında ishakpaşa camii var inegölde. inegöllü varsa aranızda bilir. onun karşısında çiftefırın var ünlü. o gece, fırında çalışan adam sigara içmek için dışarı çıkmış ve deprem başlamış, caminin bahçesinde bi sürü eski mezar var mezar taşlarının uzunlukları 1,5 - 2 metre çok eski mezarlar, ölüler gece oradan kalkıp camiyi ve minareyi tutmuşlar. bunu gören o adam korkudan ölmüş. böyle anlatılır. o adam gerçekten öldü deprem gecesi bunu herkes biliyor ama anlatılan bu şey ne kadar doğru ne kadar yanlış bilmem. fırından dışarı çıkanlar adamın yanına gittiğinde işte güya dili tutulmuş parmağıyla işaret etmiş mezarlıkları falan göstermiş vs vssonra biz bi daha inegöle falan gitmedik öyle daha doğrusu ben gitmedim bizimkiler gider, 1-2 kez gittim o da biri cenaze diğeri de günübirlik bi iş içindi. oradaki çocuklarla facebooktan twitterdan falan konuşuyoruz anca
şimdi size son bir olay anlatıcam bitiriyorum. ufaklı tefekli bir çok olay oldu bunlarla ilgili ama hangi birini anlatayım . bende yaşamasını öğrendim az çok pek umursamıyorum. bu anlatacağım da etkilendiğim olaylardan olduğu için anlatıcam.
. semtten bi arkadaşım var adı selin. lise zamanlarında kaşar gibiydi ama yaşı geçtikçe uzaklaştı o hareketlerinden. en fazla sevgilileriyle yatıyodur yani. buna fal bakıcam anlaştık. bende belki bi şekide yatarım kızla falan diye kolluyorum. fal bakmak bu arada inanılmaz artı bi durum arkadaşlar. fal bakabiliyosanız 10-0 önde başlıyosunuz karı kız işlerinde. bence bakmayı bilmeseniz bile yorumlaması, kompozisyonu iyi olanlar şanslı. sayısalcıları kayırırlar hep ama sözelciler bu konuda giber geçer.
neyse bende bi işte çalışıyorum yine benim semtimde evimle 5 dk arası, ofisde sadece ben ve patron oluruz ve patron saat 6-7 dedim mi gider. ofisi ben açıp kapıyorum zaten ben o ofisi keraneye ve meyhaneye çevirdim. sabahlara kadar ne işler, ne alemler döndü ofiste 4,5 yıl çalıştım tam orada. belki iş hikayelerimi de anlatırım başka bi başlıkta başka zaman
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Türkiye'de Yaşanmış Cin ve Hayalet Olayları 4
HorrorSerinin 4.kitabında olayları araştırmaya devam ediyoruz