Büyü Bozmak 9

1.4K 39 4
                                    

     amcalar bizi uzaklaştırmaya çalışmışlardı. allahım yarabbim kalbim duracak gibiydi. çok kötü şok yaşadık. araca bindik ama 1 saat hareket edemedik. ankaraya geldik ve bu olayı bir daha konuşmamak üzere kapattık. biz kapattık ama onlar kapatmadı. eve gelip dinlenmek için uyuduğum da yine 3 silüet gördüm rüyamda. aracın içindeyken dışarıda bana baktıkları gibi bakıyorlar ve yine sıçrayarak fırladım yataktan. hemen yataktan kalkıp üzerimi giydim ve dışarı çıktım. bizim çocuklar dinlensinler diye fazla üstlerine gitmedim. her uyuduğum da tekrar görüyordum onları. uyumamam lazımdı. uyanık kalmak için de gezmek zorundaydım. başka arkadaşlarımın yanına gittim. onlarla sohbet ettik ve sürekli bana çok yorgun göründüğümü söylediler. farkındaydım ama uyanık kalmak zorundaydım. arkadaşların bazıları kız arkadaşlarını çağırdılar ama onlarda bizi bir eve davet ettiler. gitmek istemedim ama arkadaşlarım bırakmadı hep beraber gittik. 4 erkektik ve evde de 5 kız vardı. muhabbet sohbet derken ben oturduğum yerde uyuklamaya başladım. aslında uyanıktım ama bedenim yerinden kalkamıyordu. hala tılsımın etkileri üzerimdeydi. uyumam için zorlanıyordum. dayanamadım ve uyudum.

rüyamda birden fazla cinin karşımda durduğunu gördüm. ben dua okumaya başlayınca uzaklaşıyorlardı benden. yanlış bir harf söylediğimde dibimde bitiyorlardı ve tekrar başlıyordum. kaç kere tekrarladım inanın bilmiyorum. ama rüyamı gayet iyi hatırlıyorum. rüyamda sureyi bitirince bir anda koltukta uzanmış şekilde açtım gözlerimi. yüzüm arkadakilere dönük yüz üstü uyumuşum. gülüşüp eğleniyorlardı ve kafamı çevirdiğim de beyaz bir kağıt üzerine tüm alfabe ve sayılar sol tarafta evet, sağ tarafta hayır gördüm. bir anda sıçradım yataktan. "ne yapıyorsunuz manyakmısınız" dedim. aptal aptal gülmeye başladılar. o sırada sorular soruyorlardı ve fincan hareket ediyordu. cin çağırmışlardı. ben kaçtıkça içine giriyordum. ama fark edemiyordum işte. hemen kapıya doğru yöneldim ve kapının kolunu indirmeye çalıştığım da yerinden oynamıyordu. o sırada fincanın kulpunun gösterdiği harflerde "ben istemeden kimse çıkamaz" işaretlendiğini görmüş arkadaşlar. onu söyledikten sonra hepsi aptal aptal birbirine bakıyordu. iş ciddiye binmişti. kızlar çığlık atıyor erkekler onlardan daha çok korkuyordu. kıçımın üzerine oturup sırtımı kapıya dayadım. "aptalsınız biliyorsunuz değilmi" dedim. gerçektende aptal aptal yüzüme bakıyorlardı. kağıdın başına geçtim ve yanıma 2 kişi istedim. arkadaşlarımdan ali ve kızlardan merve isimli ev sahibi geldi. oturduk ve sormaya başladım. "kimsin?" fincan hareket etti "samed". "ne istiyorsun" dedim "gitmek istemiyorum"dedi. "ama gitmen gerekiyor biliyorsun değilmi?" dedim "evet" dedi. "git ozaman" dedim, "hayır" dedi. "kahharı biliyormusun?" dedim, "evet" dedi. "seni öldürtmemi istermisin?" dedim, cevap gelmedi. "şimdi bir daha soruyorum gidiyormusun?" dedim, "evet geri gelec" yazdı ve durdu. o an odanın ışıkları yanıp sönüyordu televizyon açılıp kapanıyor odadaki çalar saat ötüp susuyordu. arkadaşlardan birisi kapıya koştu. elini kapı koluna uzatmasına 25-30 cm vardı ki kapı kolu eline geldi. kızlar çığlık atıyor herkes birbirinin arkasına saklanmaya çalışıyordu. ben bile afalladım çünkü daha önce böyle birşey görmedim. bir anda "Kahharrrr" diye bağırdım ve herşey durdu bir anda.

odanın kapısı bir anda açıldı. hemen kalkıp ışıkları yaktım. herkes bir anda evi boşalttı. merve denen kız "beni yanlız bırakmayın ne olur" diye ağlıyordu. en son ben çıkıyordum ve merveye dönüp "bol bol yasin oku" dedim. elimi tuttu "ne olur beni yanlız bırakma allahını seversen" dedi. "gitmem gerekiyor beni rahat bırakmazlar burada" dedim. öyle diyince hüngür hüngür ağlamaya başladı. kapıdan çıktım ve arkama bile bakmadım. bir kaç adım attım ve durdum. kimse beni yanlız bırakmamıştı. ben de kimseyi bırakmamalıydım. geri döndüm ve girdim eve. hayatımda ilk defa gördüğüm bir kızdı ve ağlarken sarıldı bana. o gece merve uyudu ve ben yine gözümü kırpmadım. ona benim muskanın aynısını yazdım. sabah uyandırdığım da hiçbirşey olmamış gibi kalktık. muskayı verdim bir kağıda da telefonumu yazdım. "her ne olursa olsun korkarsan beni ara" dedim. teşekkür etti ve çıktım. benim muska işe yararmayacaktı biliyordum ama en azından merve biraz olsun rahatlayacaktı. gece boyunca "samed" gelmedi. bence onun derdi merveyle değil diğer elemanlardan biriyleydi. benim yeni başladığım gibilerdi. cahildi hepsi. kim abdestsizse ihale onda kaldı. abdestsiz cin çağırılmazdı. şimdi birşeyler olmasını bekleyecektim.

bir kaç gün kimseden ses çıkmadı. sadece merve arayıp duruyordu. sanırım hoşlanmış benden. bense sadece kızın başına birşey gelmemesi için uğraşıyordum. sonraki hafta ali aradı beni ve ne durumda olduğumu sordu. ona çok kızgındım ve başıma daha önceden ciddi sıkıntılar geldiğinden ve bunlardan haberi olduğu halde beni öyle bir ortama sokmasına kızmıştım. soğuk bir konuşam yaptıktan sonra tam kapatırken "okan o geceden sonra kızlardan biri sürekli korkuyormuş birşeyler görüyormuş duyuyormuş" dedi. evet korktuğum başıma gelmişti ve icabına bakmamız lazımdı. "tamam ali kıza söyle beni arasın" dedim ve kapattım. yarım saat sonra telefonum çaldı ve açtığım da o kızlardan birisi aradı. "merhaba ben derya nasılsın?" dedi iyidir hoştur derken "ne görüyorsun, ne duyuyorsun?" diye sordum. "birşeyler görüyorum karartı halinde takip ediliyorum sanki ve hep sesler duyuyorum" dedi. arkadaşımız ihaleyi almıştı. "en yakın zamanda benimle bir araya gel" dedim. ertesi güne mervenin evine sözleştik ve telefonu kapattık. benle ilgili herhangi bir sıkıntı yoktu ama kız için üzülmüştüm.

     eve gelip hemen neler yapmam gerektiğini araştırmaya başladım. ama net ve kesin bir çözüm bulamadım. hemen kuzenlerimi arayıp gaziantepten bana biraz bilgi toplamalarını rica ettim. gece oldu ve yattım. herhangi bir bilgi bulamadım. ertesi sabah kuzenimin telefonuyla uyandım uyku sersemi olduğum için fazla birşey anlamadım ama "soğan kabuğu" ile ilgili birşeyler söylüyordu. kendime gelince tekrar aradım ve geçici olarak evin belirli köşelerinde soğan kabuğu bulundurmamızı söyledi. henüz ondan da net bir çözüm çıkmamıştı. tekrar araştırma yaptım ve soğan kabuğunun onlar için para gibi kıymetli birşey olduğunu öğrendim. onca yıllık problemlerim arasında kimse bana böyle birşey dememişti. kararlaştırdığımız saatte oraya gittim. merve evdeydi ve beni görünce sevindi. kendisi için geldiğimi sandı ama bozuntuya vermedim. 1 saat geçti ama derya hala ortada yoktu. ben evde durdukça da merve rahat durmuyor sürekli ilgi bekliyordu.

merveyi uzaklaştırmak için ona yaşadığım olayların bazılarını anlattım ve korkuttum. işe yaramıştı ve inceden uzak duruyordu. cenabet olarak durmak kadar benim için büyük bir sıkıntı yoktu. çünkü kendimi cinlere karşı savunmasız halde bırakıyordum. mervenin telefonu çaldı ve mutfağa doğru gitti. bende hemen deryaya mesaj attım. ama cevap gelmedi. birkaçtane daha mesaj attım ama cevap gelmiyordu. kızın başına birşeymi geldi acaba diye korktum. merve gelince ona deryanın olayından bahsettim ve "merak ettim şu kızı ara da evine gidip bakalım iyimidir kötümüdür?" diye. merveyi kandırdım ve deryanın evine doğru yola çıktık. gittiğimiz de evde kimse yoktu.

Türkiye'de Yaşanmış Cin ve Hayalet Olayları 4 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin