Gemici

2.6K 34 10
                                    

     Uyuşturucudan yeni kurtulmuş bir gencin deniz de yaşamı anlatılacaktır.
Önder Yener: Uyuşturucu bağımlısıydım. Artık hayatım bitme noktasına gelmişti. Annem, babam tedavim için hep bir çıkar yolu arıyordu, akrabalarımdan tutun, komşularımıza kadar herkes benim için uğraşıyordu. 1 senelik tedavi süreci yoğun geçti fakat sonrasın da her şey geçti, zorlu tedavi süreçleri, psikolojik sıkıntılar hepsini geride bırakıp yeni bir yaşama adımımı attım. Yeni yaşam dediysem de yepyeni bir sayfa değil artık ailemden uzaklaşacaktım ve gemici olan amcamla beraber açık denizlere açılacaktım, ülke ülke gezecektim artık mesleğimi uzak yerlerde sürdürecektim. Gemicilik aslına bakılırsa kolay gibi görünüyor fakat Somalili, Kenyalı, Nijeryalı deniz teröristleri, geceleri denizde gördüklerim, denizin dibine yaptığımız dalışlar, gördüklerimiz gemiciliğin hangi seviyesi artık bilmiyorum.

     Bu olayların içine ilk girişim rahmetli Sefer dedem sayesinde olmuştu. Uyuşturucudan kurtulduğum ilk aylar istanbul’dan uzaklaşmam gerektiğini söylüyordu ve uzaklaşmak için en iyi yerin amcamın yanı olduğunu babama, anneme, babaanneme sürekli söyleyip duruyordu. Bu fikir babamın da aklına yatmış olacak ki bir gün dinlenme uykusuna yattığım vakit babam yanıma geldi. Uyumadığımı görünce;
“Önder, amcanın yanına gideceksin ve artık onunla beraber denize açılacaksın. Hem aklımız sende kalmaz, hem de senin için fazlasıyla hava değişikliği olur.” Dedi.
Aslına bakılırsa bu fikir kafama hiç yatmamıştı fakat tedavi sürecinde benimle birlikte ağlayan, benimle birlikte acı çeken babamın dediği yapmazsam vicdanım rahat etmezdi. “Tamam baba amcam için bir sıkıntı yoksa benim içinde bir sıkıntı olmaz, daha iyi olur.” Dedim.
O gece amcam gemi ile seyahate çıkacakmış ve babamlar bunu biliyordu bunu bana bugün söylemelerinin nedeni akşam amcam ile geç olmadan beni onunla göndermekmiş.

     Hızlı şekilde gidiş, veda evrelerini geçelim.)
O gün saat 18:00 civarı amcam bize geldi. Dedem, babam ve amcam bu konuyu konuştular. Beni gemiye göndermek istediklerini, hava değişiminin benim için daha iyi olacağını vs. söylediler bu teklif amcamın da işine gelmişti, gemide bir amele çalıştıracaktı, amcam kabul etti. Daha sonra amcamla biraz konuştum bana gemiciliğin zor yönlerini, kolay taraflarını risklerini anlattı birkaç takım kısa giysi almamı, üzerime biraz da para almamı söyledi. Her şeyi dediği gibi ayarladım. O gece saat 20:00 civarı çaylar içildi, yemekler yenildi. 21:00 civarı amcam benim omuzuma elini atarak “haydi ahali bize müsaade 1 ay sonra geri getiririm emanetinizi.” Dedi ailece güldük, annemin gözleri dolmuştu. Herkesle vedalaştım, sarıldım. içimde kötü hisler vardı fakat gülüyordum. O gece amcamla beraber evimden çıktım son kez evime baktım ve artık yeni bir macera olan deniz macerasına ilk adımımı amcamla beraber atmıştım.
Henüz 18 yaşındaydım.

     Gece vakti amcamla beraber limana gittim. Limana geldiğimiz de herkes amcama yaşından dolayımıdır bilmem aşırı şekilde saygı gösteriyorlardı ve “Reis” diye hitap ediyorlardı. Önce geminin kenarında denize sıfır olan bir yolda arka bagajı açık Hyundai h100 modelli bir arabanın arkasına konulan sandalyelerden birine oturduk. Etrafımızda 8-9 kişi vardı. Yemek yiyiyorlardı. Amcam ortama dönerek “yeni yol arkadaşımız” dedi ve beni gösterdi. Herkes bana bakarak “ooo hoş geldin, hayırlı olsun” falan felan diyerek konuşmalarına devam ettiler. Aslına bakılırsa samimi insanlar değillerdi fakat yola çıktığımız zaman anlayacaktık kimin ne olduğunu. Saatler epey geçti ve amcam bana dönüp “hadi Önder gemi hareket edicek binelim.” Dedi. Amcamla beraber gemiye bindik. Gemiye bakılırsa gemi epey büyüktü zaten gemi yük gemisiydi üzerinde bir sürü yük vardı kat kat konulan demirden kutular vardı ve geminin uzunluk boyu yaklaşık 50-60M civarıydı.

     Gemi arkadaşlarımıza gelirsek;
Rıfat: 16 yaşında bir çocuktu Kaya abinin oğluydu ve genelde amelelik yapıyordu, getir götür işleri yapıyordu. Boyu kısa ve zayıftı.
Kaya Abi: Espirili, samimi, iyi bir insandı. Kaptanla arası çok iyiydi. Genelde gemide verilen paraları Kaya abi dağıtırdı.
Engin Abi: Genç denize aşık bir abiydi. Denizciliğe yabancı karıları sikmek için adım atmıştı fakat bir zaman sonra çok sıkılmıştı ve sürekli durduğumuz yerlerde dalış yapar midye toplardı ve çok sakar biriydi çok kez ölümden döndü.
Sefa Dayı: Hayatını denizciliğe vermiş 60-65 yaşlarında bir dayıydı. Denizcilikle ilgili her şeyi çok iyi bilirdi fakat bu dayı hayatını denizciliğe vermesine rağmen yüzme bilmiyordu değişik bir adamdı gece anlattığı komik hikayeleri hala unutamıyorum.
Sadık abi: Adı gibi çok sadık bir insandı. Belki de gemide ki en sessiz, sakin vurdum duymaz insandı. Fakat çok iyi yüzer, çok hızlı yüzer ayriyetten çok iyi silah kullanırdı. Sürekli rakı içerdi ve ağzından sigara hiç düşmezdi.
Amcam Selim: Tam bir gavattı evli olmasına rağmen duraklarda yabancı karıları siker, karılara para vermez ve kaçardı. Denizde ki amacı duraklarda olta atmak ve para kazanmaktı fakat herkese çok iyi davranırdı ve herkes amcamı çok severdi.
Birde gemiye aldığımız silahlı güvenlikler var. Hüseyin abi ve Mert Abi: Bunlarda kafa adamlardı genç oldukları için makara arası muhabbetleri iyi gidiyordu.
Samimi olmadığım birkaç kişi vardı onları siktir edin ha birde Kaptan Mümin abi: Tam bir kalınbaş, çok sert görünmülü sert bakışlı fakat çok korkak bir insandı. Denizcilikle, gemicilikle ilgili her şeyi çok iyi bilirdi ve herkes tarafından sevilirdi.
inanın bana böyle güzel insanlarla böyle değişik olaylar yaşayacağım hiç mi hiç aklıma gelmezdi.

     Amcam gemiye girdiğimizde “ben bizimkilerin yanına gideceğim hemen şu sağ taraftan girince bir oda var, orada olacağım bir sıkıntın olursa yanıma gel” dedi. “Tamam amca” dedim. Amcam tam giderken Rıfatı gördü ve Rıfata el hareketiyle “gel buraya” yaptı. Rıfat amcamın yanına gelince “Bak Önder benim yeğen sana emanet kaybolmasın buralarda” dedi. Rıfatta “Yaşıtım zaten iyi arkadaş oluruz ben yanındayım sıkıntı yok reis, sen gidebilirsin.” Dedi amcam göz kırptı ve gitti. “Hoş geldin Önder, ben Rıfat burda çalışan bir abinin oğluyum” dedi. Rıfatı biraz süzdüm açıkçası mal ve saf birine benziyordu. “Eyvallah Rıfat bende Önder biliyosun zaten amcamla geldim kafa dağıtmak için.” Rıfat yüzüme baktı “Kafa dağıtmak için yanlış yeri seçmişsin” dedi. “Niye lan” dedim. Tekrar yüzüme baktı yere doğru çömeldi cebinden bir çakmak çıkardı, bir sigara çıkardı,” sağ tarafa doğru bak biri gelirse haber ver” dedi. “Tamam” deyince başladı anlatmaya. “Oğlum bu gemi belalı bir gemi gibi en müsibet işler hep bu geminin başına gelir rotamız desen zaten bok gibi her seferinde şu denizde bir olay yaşıyoruz. Yani burası sana sıkıntıdan başka bir sikim vermez” dedi. Yahu denizde ne olabilirdi? “Aman boşver gelmiş bulunduk ta daha önce hiç belalı bir olay yaşadınız mı?” dedim. Açıkcası söyledikleri beni bir nebzede olsun korkutmuştu. “Ooo oğlum geçen sefer seyahatta neler oldu bak tam saat 04:00 civarı denizden garip sesler geliyordu, ses her gelişinde dalgalar çoğalıyordu Kaptan Mümin abi gemiyi durdurdu ve Sadık abi denize daldı o gece çok kargaşalar oldu fakat bana anlatmıyorlar.” Dedi. “Alla alla” dedim tam soru sormaya devam edecektim. Birinin bize doğru geldiğini gördüm

Türkiye'de Yaşanmış Cin ve Hayalet Olayları 4 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin