Çıtırtı 17 Final

1.9K 66 42
                                    

     "3 gün önce geceye kadar rüyam da bana azap veriyorlardı, sonra rüyalarıma başka varlıklar girip bana bunu söylediler, gitmek zorundasın gideceksin dediler. Gelene kadar her gece rüyamda dayak yedim, uyandım her yerim mordu... en son dayanamayıp geldim ve sizinle karşılaştım" dedi ibrahim.

      Artık beni o gün orda kalmam için neden o kadar çaba sarfedip ikna ettiğini anlamıştım. Ama Allahından bulsun diyordum içimden. Şeyhim söze girdi,

-kafirle iş birliği yaptın, imanını sattın. Artık bir müslümandan sana hayır gelmez çık git bu yerden dedi...

     ibrahim yeniden ağlamaya başladı,

-şeyhim ne olur affedin beni dedi,

+seni allah affetsin diye cevap verdi... ibrahim, şeyhin ayaklarına kapanıp

- yardım edin bana, her gece rüyamda azap görüyorum onlar tarafından... Allah rızası için ben böyle olsun istememiştim hiç diye yakardı. Şeyh

+  odadan çık, seni kitlediğim odaya git, sesin çıkmasın dedi.
      Sanırım ona da yardım edecekti. Ardından akşam ezanı okundu ve onu da kıldık. Artık birşeyler yapacaktık ve bu gece herşey bitecekti hissediyordum. Dayımın bahsettiği rahmani yi de çok merak ediyordum ki , şeyhim
- merak etme merakını gidereceğiz inşallah, diyip kalktı ibrahimin odasını açtı onu bizim odaya yolladı , ibrahim artık mala bağlamış kimseye birşey demiyor tek bi noktaya odaklanıp öylece kalıyordu. Üzülmeye bile başlamıştım haline. Şeyh onu gönderdikten sonra gelmedi, bizde ses etmedik bekleme başladık.

     Yarım saat sonra adımla seslendi ,  hep adımla seslensin istiyordum evladım diye hitap edince üzülüyordum... sanki onun dilinde değerli oluyordu benim adım. Hemen kalkıp yanına gittim odanın kapısı kapalıydı tıklattım gel dedi. içeri girdiğimde bir çok mumu daha önce görmediğim şekilde bi sıraya dizmişti. Büyük büyük aynaları üçgen yapacak şekilde koymuştu... ayağa kalktı

- bak dedi, aynaların en ucuna geçeceksin... söylediğim şeyleri tekrar ettikten sonra ayna da gözüne odaklanacaksın. Korkmanı gerektirecek birşey yok, gözlerin açıldığında bunlar bitmiş olacak, üzerinde muska varsa çıkart dedi muskaları çıkartıp kendine verdim..
.
     Aynaların en uç köşesine geçip şeyhimin söylediklerini tekrar ettim... şeyhim bunları söylemeden önce ora da yanıma gelene saygıda kusur etmemem gerektiğini söyledi. sonra ayna da kendi gözüme odaklanmaya başladım 15 20 sn sonra gözlerim kapandı vücudum kas katı kesildi, gözlerimi açtım... muhzeyni ile olduğumuz yere benzeyen biryerdeydim. Arkamı döndüğümde hayatımda hiç karşılaşmadığım bir varlıkla karşı karşıyaydım.
      Bir apartman kadar uzun boyu olan birşey yukarıdan bana bakıyordu. Muhzeynide müslümandı ama yine de çirkin görünüyordu gözüme. Ama bu sanki şeyhime bakıyormuşum hissi verdi bana.

+Selamun aleyküm verahmetullahi ve berekatühü dedim... aynı şekilde karşılık verdi. Sesi öyle garipti ki bana acayip bir güven veriyordu.

     Sonra gel dedi, arkasından yürümeye başladım ve yine muhzeyninin beni götürdüğü yere gittik. Muhzeyniyi görünce bize saldırmaya çalışan cinler, şimdi korkudan kaçacak yer arıyor gibiydiler. Hani kavgaya abinizi getirirsiniz ya aynı öyle bi histi bu da. Kaçmaya çalışan varlıklar yerlerinde çivilenmiş gibi kaçamıyorlardı. Rahmani ne bir çizgi çekmişti ne de bir ön konuşma yapmıştı. Değişik bir dille bu topluluğa doğru bagırdı.

     Sesinden azap duyuyorlardı sanki, çığlık sesleri yükseliyordu sonra rahmani ellerini oraya doğru uzattı ve yine bağırdı. Topluluk kenara çekildi ve içlerinden daha önce beni alacaklarını söyleyen 3 ifrit çıktı. Gelmek istemiyorlar gibiydi ama bize doğru yaklaşıyorlardı. Artık aramızda mesafe kalmamıştı. ifritler korkuyorlardı rahmaniden. Rahmani anlayacağım şekilde konuşmaya başladı.

- Bu ademoğlundan ne istersiniz ?.. üçü birden aynı anda

+ kısas dediler.
      Rahmani yine kızgın şekilde bağırarak,
- ey kafirler, rabbiniz olan allahın dininden misiniz ki bu dinden birine kısas istersiniz ?
Hiç cevap veremediler, sonra

+ kabilemizden x ‘i öldürdü dediler. Rahmani yine sinirli bir şekilde,
-hile ile kendi kabilenizden birini öldürterek mi kısas istersiniz ?

Cevap: yok. Cevap veremediler.

- Şimdi sizlere söylüyorum, ne bu ademoğluna, ne de türlü azaplar ile korkuttuğunuz ibrahime bir daha ilişmeyeceksiniz. Yoksa Alemlerin rabbi olan Allah’a yemin ederim tüm kabilenizi katlederim.
     ifritlerin ağzından tek kelime çıktı, bizim rabbimiz olan cann da bunu sana ödetecektir.

     Rahmani gülmeye başladı. Tıpkı ifritlerin bana güldüğü gibi gülüyordu.

-Can bir yaratılmış şeytandır, yaratılmıştan rab olmaz, o sizin imtahanınız olarak yaşamıştır ve yemin olsun ki rabbimin gözünde hiç bir yeri yoktur dedi.. . Bunun üzerine ifritler bağırmaya çığlık atmaya başladılar birşey söyleyemediler. Rahmani tekrar söze girdi.

- Bu ademoğlu ve ibrahimin peşini bırakmayı kabul etmiyorsanız siz üçünüzü Atalarınızın Peygamber efendimiz ile yaptığı anlaşmaya ve rabbime sığınarak cehenneme göndereceğim.
      ifritler kabul etmiyoruz dedi. Rahmani yine sinirli bir şekilde.

- Siz kibrinize ve gururunuza yenik düştünüz , tıpkı en büyük rab olarak gördüğünüz iblis gibi. Şüphesiz cehennemde de onunla olacaksınız diyip anlamadığım bi dilde bağırmaya başladı... o bağırdıkça ifritler çığlık atmaya ve yanmaya başladı, arkada ki topluluktan da bir çok cin yanmaya başladı ve rahmani sözlerini bitirdiğinde hiç biri kalmamıştı.

     Rahmani yeniden topluluktan birilerini çağırdı. Hiç gelmek istemediler ama rahmani onları bir şekilde ayağımıza getiriyordu. Gelen 2 ifrite de
- , gördükleriniz size ibret ve ders olsun. Sizinle yeni bir anlaşmamız var ve tek taraflı. Bu Allah’ın kuluna ve ibrahim adlı kuluna kayıtsız şartsız kendilerine ve soylarına rahatsızlık verdiğiniz vakit kabilenizden kimseleri bırakmayacağım dedi.

     İfritler bu anlaşmayı kabul ettiler.
Rahmani ibrahimi de kurtarmıştı ve benimle selamlaşmak dışında hiç bir kelam etmemişti... geri dönüp geldiğimiz yere gittik. Allahın rahmeti ve bereketi şeyhinizin ve sizin üzerinize olsun diyip kayboldu.

     Gözümü açtığımda aynanın karşısında kendime bakıyordum, şeyh oda da yoktu... hemen odadan çıkıp onların oturduğu odaya girdim. Şeyhim sanki olanları biliyormuşcasına hiç birşey sormadı.. .

     Sadece rabbim izin verdi ve bitti artık dedi. Dayım ve ömer hocaya olanları anlattığımda ağlamaya başladılar. ibrahimse bi köşede boş boş duruyordu...

Türkiye'de Yaşanmış Cin ve Hayalet Olayları 4 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin