Rıfat buralara daha öncede gelmiş olacak ki buraları çok iyi biliyordu sanki evinde gibi karış karış sokakları ezberlemişti. Bana baktı ve devam etti “bak Önder aramızda kalsın ama ben uyuşturucu madde alıcam” dedi. “Neeee?”, “Ne diyorsun oğlum sen” dedim. Rıfatın yaşı küçüktü ve böyle bir şey yapması uyuşturucudan yeni kurtulmuş olan kendimin vicdanını acıtmıştı. “Bağımlımısın oğlum sen” dedim. “Evet kardeşim” dedi. “Ulan sen geri zekalımısın hayatınla oynuyorsun ben zor kurtuldum” dedim. Rıfat sinirli ve asabi şekilde bana baktı: “lan sanki sana alıyorum ben kendime zarar veriyorum seni ilgilendirmez” dedi. Rıfata acınası bir gözle baktım “ben gidiyorum geri, sen burda ne halt yiyorsan ye” dedim. Rıfat bana baktı “gidersen ölürsün” dedi. Ulan bu Rıfatın amacı neydi “ne diyorsun ? neden” diye sordum. “Artık alışveriş bölgesine geldik buraya girdim mi bir şey almadan çıkamassın” dedi. Hadi lan bu Rıfatın yolu karanlıktı ve sinirimi epey bozmuştu. Şuan tek isteğim nefsime yenilip uyuşturucu içmek ve o huzuru tekrar yaşamaktı fakat belli etmiyordum. “iyi” dedim. “iyi”.
Rıfat bir boşluğa gelince “pame” diye bağırdı. Hala ses yoktu. “Pameeee” diye tekrar bağırdı ve bir karavanın ışığı yandı, karavanın içersinden yaşlı, zenci bir adam çıktı. “Rifot oooo dostüüm nee haber” dedi. Rıfat Pameye doğru bakarak “her zaman ki” dedi ve göz kırptı. Öğrendiğim kadar bu Pame denilen kişi eskiden deniz yoluyla uyuşturucu taşıyan bir adammış geç öğrendim. Her neyse Pame gözüyle onay işareti yaptıktan sonra karavana girdi ve siyah bir poşetle etrafını süzerek kapıdan çıkıp yanımıza doğru yürüdü. “Al rifot” dedi ve Rıfat hızlı şekilde 250 Euro Pameye uzattı. Pame parayı alınca “bay bay” dedi ve tekrar karavanına doğru yürüdü. Açık söyleyim o otun kokusunu o kadar çok özlemiştim ki artık kalbim hızlıca atmaya başladı. Pame tam giderken arkasından bağırdım “Pamee”. Pame arkasını döndü “neee” dedi. “Rıfat şu adama söylesene banada 100 euroluk versin” dedim. Rıfat benim bu isteğim karşısında şaşırmıştı Pameye yaklaşıp kulağına bir şey söyledi ve Pame karavana tekrardan girdi ve çıktığında elinde küçük eczane poşeti boylarında bir siyah poşet vardı o poşeti bana doğru attı ve ben yakaladım. 100 euroyu Pameye verdim ve “Hadi Rıfat gidelim.” Dedim. Rıfat şaşkındı yüzüme bakıp “neden, nasıl ya” falan bir şeyler söyledi.
Pamenin verdiği poşeti göt cebime koydum sıkıca sarmaladım. Rıfata dönüp” bunu sakın kimseye anlatma” dedim. Fakat içimde suçluluk duygusu vardı garip anam, garip babam beni bu illetten kurtulmam için buraya göndermişti ve ben ilk fırsatta onları yok saymıştım. Her neyse o gece 2 saat sokaklarda takıldıktan sonra gemiye geri dönmüştük. Gemiye döndüğümüz gece tekrardan yol için hareketlendik. O günden sonra uyuşturucu maddeleri gece vakitleri herkes uyuduktan sonra Rıfatla beraber kullanıyorduk. Bir kez aşçıya yakalanır gibi olduk fakat yakalanmadık. O günden sonra tahmini olarak 15-18 gün civarı hiçbir sıkıntı olmadı ve yolumuza sür direk devam ediyorduk fakat bu gidiş çok uzun sürmedi bir akşam üzeri havanın kararmasına az bir süre kala denizde yaşadığımız paranormal bir olay tüm ekibi çok korkutmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Türkiye'de Yaşanmış Cin ve Hayalet Olayları 4
HorreurSerinin 4.kitabında olayları araştırmaya devam ediyoruz