Bi akşam yatsı namazı bittikten sonra cemaati toplayıp cami avlusunda konuşma yaptım.
+Ey cemaat bu çığlık atan her ne ise çocuklarımızı ve hanımlarımızı korkutuyor.
Toplulukdan düzensiz şekilde evet sesleri yükseldi.
+Bu gece uyumayıp evinizde bekleyiniz. Çığlıklar başladığı anda evden çıkıp köy meydanına toplanın.
Herkes bu fikri onaylamıştı. Gece saatler birbirini kovalarken ses seda yoktu. Gece 02.30 sularında acı ve tiz bir şekilde çığlık sesleri duyulmaya başlandı. Apar topar evden çıkıp köy meydanına doğru koşturmaya başladım. Evim caminin yanında olduğu için köy meydanına varmam zaman aldı. Yoldaki evlerden çıkan ahali kendi arasında söylenerek ilerliyodu.
+Duydun mu sesi bakkal efendi
-Duydum duydum. Ne ola ki acaba ?Köy meydanına geldiğimizde köyün tüm erkekleri toplanmıştı. Sesin nereden geldiğini anlamak imkansızdı. Sanki her sokaktan birileri çığlık atıyordu. O an delikanlının meydanda olmadığını farkettim. Delikanlının evine doğru koşturmaya başladım. Ahali arkamdan beni takip etti. Delikanlının evinin önüne geldiğimiz de öylece durdum. Bahçede ki siyah varlıklar ateşin ortasında ki kara keçinin etrafında dönüyolardı. Bende dahil herkes dilini yutmuş gibiydi. O an ki korkuyla defalarca okuduğum Kuran-ı Kerim'i unutmuş gibiydim. Sesli bir şekilde avuç içimi kulağıma götürerek ezan okumaya başladım. Çığlıklar kesildi. Bahçede ki varlıklar gitmişti fakat keçi hala daha orada durarak bize bakmayı sürdürüyodu.
+Ahali evlerinize hadi. Yarın tez vakit köy kahvesinde toplanın.Öğle namazından sonra tüm ahali köy kahvesinde toplanmıştı.
+Cemaat bu delikanlı, hanımı hamile kalmadan 1 hafta önce yanıma gelip çocuğunun olmadığından bahsetti. Karşı köyde ki illet büyücü kadının bu işe güce yeticeğini söyleyerek bu konuda büyü yaptırmanın günah olup olmadığını sordu. Bunun haram olup Allah'tan ümidini kesmemesini başka şeylere medet umarak doğru yoldan çıkacağını söyledim. Dün gece gördükleriniz normal değildi efendiler. Onlar büyü yaptırarak köyüde lanetlediler. Bu köyden gitmedikleri sürece biz burada rahata erişemeyiz.Kahveden hışımla çıkan ahali muhtar önderliğinde delikanlının evine gittiler. Köylüler zorla evden dışarı çıkartarak bu köyden gitmelerini istediler. Yavaşça köylülerin önüne geçerek lafa girdim.
+Ben seni uyardım din kardeşim. Allah günahlarını affetsin
-Hocam ne yaptık biz
Köylülerden biri bağırarak lafa girdi
+Bide soruyor haysiyetsiz
Dün gece olanları teker teker anlattım. Anlatmayı bitirdiğimde köylülerde şahit olduklarını söylediler. O gün delikanlı ve hanımı pılını pırtını toplayıp köyden gittiler.Sabah namazını kıldırmaya gittiğimde cami avlusunda köylü bir şey etrafında toplanmıştı. Yanlarına yaklaştığımda o gece gördüğümüz kara keçinin boğazından iple ağaca asıldığını gördüm.
+Hocam bu ne demek
-Delikanlı ve hanımı gittiği için onlarında bu köyde kalmasının anlamı kalmadı.
Ezanı okumaya başladığımda köylülerden bir kaçı keçiyi ağaçtan indirerek cami avlusuna dökülen kanları temizledi. Akşam namazından sonra bakkal efendinin hikayelerini dinlerken köylülerden biri lafa karıştı.
+Muhtar efendi bu delikanlı ve hanımı nereye gitti
-ikametgahı benden aldıklarında istanbula gideceklerini söylediler.
Cehenneme gidesiciler...1998
Gitmelerinden bu yana yaklaşık olarak 6 7 ay geçti. Bu 6 7 ay boyunca hiçbir şey olmamıştı köyde fakat onların çocuğu doğmuştu. Köyde tekrardan başlayan olayların tek açıklaması bu. O çocuğun...Ajandanın son sayfası yırtılmıştı. Ajandanın kapanış kapağında bantlanmış fotoğrafı söküp dikkatlice inceledim. Fotoğrafın arkasına tarih atılmıştı.17.05.1997. Olaylar başlamadan önce çekilmişti bu fotoğraf. Ben bunu bi yerde görmü---. Fotoğraf albümümüzde vardı bu fotoğraf. En soldaki annem ve babamdı."ikametgahı benden aldıklarında istanbula gideceklerini söylediler". Büyü yaptıran delikanlı ve kadın ailemdi. Bu üniversitemin neden Manisa'da olduğunu duyduklarında sevinmemelerini açıklamıştı. 17.06.1998. Doğum tarihime kadar her şey uyuyordu. içimden bir ses yırtılan sayfanın
hala o köyde olduğunu söylüyor.Dönem tatiline kadar bu olay hiç aklımdan çıkmadı. Olayı annemlere sormak yerine kendim öğrenmek istiyordum. Gerçekleri söyleyecek olsalar şimdiye kadar açıklarlardı. Hakan'a olayı anlattığımda benimle gelmeyi başta kabul etmese de zorlamalarımla kabul ettirdim. Dönem tatilinde günlük kiraladığımız arabayla sabah erkenden yola çıktık. ... köyünün girişine geldiğimizde arabayı durdurup etrafa bakınmamız dakikalar sürdü. Hakan söze girdi.
+Defterde köyün terkedilmiş olduğu yazıyor mu ?
Sessizce hayır diyebildim. Sayfaları tekrar baştan açarak hızlıca okumaya başladım. Sonunda aradığım yeri buldum
-imamın evinin caminin kenarında olduğu yazıyor.
Camiyi bulmamız uzun sürmedi. Arabadan indiğimizde bizi 2 katlı köy evi karşıladı. Aceleyle terkediliği evin kapısının açık olmasından belliydi. Evin içerisine giricekken Hakan bağırarak durmamı söyledi.
+Noldu
-Pencerede biri var
Hakan öylece perdeleri çekilmiş pencereye bakıyodu. Baktığımda kimse yoktu.
+Burda daha fazla durmak istemiyorum. Hemen bulalım şu son sayfayı.
Evin içine girdiğimizde gerçekten de kimse yoktu. Yaklaşık yarım saatlik aramamızdan sonra son sayfayı gardropta bulduk. Sesli şekilde okumaya başladım.O çocuğun doğması köyümüze felaketler getirdi. Hasatlarımız verimsiz geçti,her gece çığlık seslerine uyanmak zorunda kaldık, sabahları namaza giderken yolda kara keçiler cemaati kovalıyordu. Bu olaylar muhtar tarafından valiliğe iletildi. Vali bazı hoca ve imamlarla anlaşarak burayı mühürlemelerini istedi. Köyümüzü boşalttıktan sonra bazı zat-ı muhteremler bu köyü sonsuza dek mühürlediler. Eğer bir Ademoğlu bu köye ayak basarsa ancak o zaman mühür bozulur.
+Allah kahretsin. Biz ne yaptık Hakan. Evden çıkmak için döndüğümüzde arabanın yanında ki kara keçiler sarı gözleriyle bize bakıyordu.
Hakan koşturarak evin dış kapısını kapattı. Bağırmaya başladı
+Bu ne Kenan Allah belanı versin. Bizi neye bulaştırdın sen ?
Kilitlenmiş gibi öylece dış kapıya bakmaya devam ettim. Ne yaptım ben. Onların oyununa geldim. Ajanda. Ajanda da bunları kovmak için imamın ne yaptığına bakmak üzere hızla sayfaları karıştırdım.
-Burada cinleri kovmak için imam o gece ailemin evinin önünde ezan okuduğunu yazmış.
ikimizinde ezan okumayı bilmediği aşikardı.
+Kenan iyi bak başka bir şey olmalı burda kalmak istemiyorum.
Elim titreyerek tekrar tekrar sayfalara hızlıca göz attım. Babamın imam efendiyle konuştuğu bölümde ki cümle burdan kurtulmamızın yoluydu.
-Buldum. "Kulağımıza karşı köyde ki büyücünün bu işlerle uğraştığı kanısında duyumlar geldi." Yakınlarda köy olmalı. Ezan okunana kadar beklemeliyiz.Hakan sırtını dış kapıya dayayarak otururken öylece dalmışım. ikindi ezanının sesini duyduğumuzda ikimizde birbirimize baktık. Pencereye doğru yaklaşıp kapının önünü kolaçan ettim.
+Herhangi bir şey yok. Ezan bitmeden gidelim bu köyden.
Hakan sözümün bitmesiyle beni beklemeden arabaya doğru koşturmaya başladı. Arkasından hızlı adımlarla arabaya bindim. Hakan el frenini çektiği gibi gazı kökledi. Köyün çıkışına yaklaşmıştık. Ezanın devam etmesine rağmen köyün meydanında bi anda beliren kara keçiye çarptık. Arabanın tamponunda hasar olduğu kesindi. Hakan korkudan frene basmadan keçiyi ezip köy yoluna çıktı.
+Ezan okunduğu halde bu keçi nerden çıktı Kenan
-Ajanda da imamın ezan okuduğu sırada cinni varlıkların kaybolduğu fakat keçinin hala orada durduğunu yazmıştı. Onların varlığını temsil ediyor sanırım.
+Manisa'ya döndüğümüzde sakın bir daha benden ne yardım iste ne de arkadaş olmamızı bekle. Bir daha görüşmeyelim kardeşim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Türkiye'de Yaşanmış Cin ve Hayalet Olayları 4
HorreurSerinin 4.kitabında olayları araştırmaya devam ediyoruz