Çıtırtı 9

1.5K 49 20
                                    

     Ayet okumak ve okumamak arasında kalmıştım, ama muhzeyni onlara çok yakın olduğu için okumak istemedim zarar verirler ona diye.     

     Hepsi üzerime geliyorlardı ama muhzeyninin çektiği çizgiyi geçemiyorlardı... galiba muhzeyni de güçlü bir cindi. Ardından muhzeyniye 3 adet çok uzun boylu şerli yönlendi , kalabalık olduğu yerde bekliyordu. 3 tane şerli muhzeyni ile birşeyler konuşuyorlardı ve konuşmanın harareti çok fazlaydı muhzeyni hiç istifini bozmadan sadece la ( hayır ) diyordu... Sanırım bi konu da anlaşmaya çalışıyorlardı. O sırada muhzeyni bana yöneldi, hızlıca yanıma geldi ,
- seninle konuşmak istiyorlar  sakın korkma dedi... zaten çok aşırı korktuğum da söylenemezdi.
+Ne konuşacaklar dedim
-ya seni içlerine çekmek isteyecekler, ya da bedel isteyecekler dedi.
+ Tamam nasıl konuşucam, dedim - - - - - Çektiğim çizgiye doğru git, ve onlara istediğini sor.. onlar seninle anlaşır ama sakın ola ki çizgiyi geçme ve sakın ayet okuma dedi.
     Bu ayet okumama işi canımı sıkmaya başlasa da çizgiye doğru yürümeye başladım, çizgiye yaklaştıkça uzun boylu ifritlerin suretleri belli oluyordu, anladığım kadarıyla birtanesi kadın ifrit, diğer ikisi de erkek ifritti... Kadın ifritin suratında bir peçe ve örülmüş gibi görünen iğrenç yağlı gibi saçları vardı. Erkek ifritler ise yine rüyamda gördüğüm gibi öküz kafası gibi kafaları ve dumanlı gözleri vardı.. . Birinin kolları maymun kolu gibiydi diğerinin kolu ise incecik ve tüysüzdü.

     Onlara yaklaştıkça öfkeyle beni bekliyorlardı, çizgiyi geçmemeye özen gösteriyordum ve çizgiye yaklaştım. Artık iletişim kurabilecek yakınlığa gelmiştim ve ilk olarak söze girdim. +isminiz nedir ?.. sadece kolları maymun kolu gibi olan ifrit cevap verdi... ismini burda yazmayacağım kendisinden sözcü ifrit diye bahsedeceğim.
     Sözcü ifrite kabilesinin adını sordum ve kabileyi de söyledi  kabilenin adını karışıklık olmasın diye sallama bi kelimeyle belirteceğim , kelam kabilesiydi. Bunlar dayımın merak ettiği şeylerdi , kendisi neden muhzeyniye sormadı neden bana sordurttu bilmiyordum.

+ Beni neden rahatsız ediyorsunuz dedim, yine sadece öleceksin dedi. Sinirli ve alaycı bi şekilde;
+ günlerdir öleceksin öleceksin diyorsunuz ama bana birşey yapabildiğiniz yok, ancak bu böyle devam ederse ben sizi öldüreceğim dedim.. 3 ifrit gülmeye başladılar, istifimi hiç bir şekilde bozmak istemiyordum.

+Ben size ne yaptım? dedim... sözcü cin bana ,
-kabilemizden bir cini yaktın dedi. +Nasıl yakmışım dedim.
- Üzerine kızgınlık döktün dedi, ben zaten tahmin ediyordum yoksa hangi cini nasıl yakacaktım.. .
+Bilerek yapmadım beni rahatsız ediyordu , haneme benim iznim olmadan gelmişti dedim.
- Seni rahatsız eden bizim kabilemizden değildi, seni rahatsız edenler senin dininden olanlardı dedi...
     Çok şaşırmıştım, benim dinimden olanlar beni neden rahatsız etsinler ki, aynı zamanda da elim zayıflamıştı. +Benim dinimden olanlar beni rahatsız etmişlerse, sizin kabilenizden birinin ora da ne işi vardı dedim
-. Ağaç dibi eviydi dedi.
+ O zaman yapacak birşey yok dedim... bunu der demez sinirlenmeye başladılar yerde ki kumlar fırtına çıkarmış gibiydi üzerime resmen kum yağıyordu... gözlerimi kapatmıştım her ihtimale karşı geri adımlar atıyordum, çizgiyi geçmemek için muhzeyni arka da beni bekliyordu sesini çıkarmıyordu.
      Kum fırtınası durduktan sonra geri onlara doğru yürüdüm çok kızmışlardı galiba.
- Seni bu gece alacağız dedi... korkmaya başlamıştım içimde ki özgüven kaybolmuştu resmen. O sırada muhzeyni bana doğru gelmişti ve o da gitmek istiyordu, ilerde ki kalabalık ikimze doğru bakıyorlardı... ama ben gitmek istemiyordum durdum, içimden bana güç ver allahım diyerek dua ettim... yeniden çizgiye doğru yaklaştım ve
+başka yolu var mıdır diye sordum. - - - Ya bize katılacaksın ya da seni alacağız dediler.
+Size katılmam nasıl olacak dedim, ilerde ki kalabalık açıldı, ortalarında bi koltuk vardı... sözcü ifrit koltuğu gosterip " oraya gideceksin" dedi. +Gidince ne olacak dedim,
-bu alemde kalacaksın dedi...
+öyle bir şey olmayacak tüm kabilenizi yakacağım dedim... 3 ifrit birden yine gülmeye başladılar artık dayanamadım euzu besmele çekerek şu ayetleri okudum ;
+ Lekad halaknel insâne ahseni takvîm
Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.
    
+ Ben yaratışmış mahluklar içersinde ki en mükemmelim, sizden üstünüm , bana hiçbirşey yapamayacaksınız diyerek bağırdım.. . Bu bağırışımın üzerine topluluk içersinde ki şerlilerde, benimle konuşmaya gelen 3 şerlide acı içinde bağırmaya başladılar, büyük bir azap duyuyorlardı o sırada muhzeyni benim kolumdan tutarak çekiştirmeye başladı ve hızlı birşekilde orayı terkettik , ilk geldiğimiz yere tekrar ulaşmıştık.
      Ben ayeti okuduktan sonra onlara bir azap inmişti sanki bizi takip bile edemediler , muhzeyni kızgın gibiydi. - Ayet okuma demiştim sana dedi
+ öyle söyleyince çok sinirlendim ne yapmamı bekliyordun beni almalarına izin mi verecektim, ya da onlara mı katılacaktım dedim.
-Bu gece çok zor geçecek dedi
+ neden dedim
- tüm güçleriyle seni almaya gelecekler dedi.. . Kendimden emin bi şekilde,
+alamayacaklar dedim,
-inşallah dedi, şimdi sana söyleyeceklerimi tekrar et dedi... ama benim ona sormam gerekenler vardı, neden müslüman cinler beni rahatsız etmişlerdi, merak ediyordum ve ona sordum. Maddi alemde söyleyeceğim dedi yani muhzeyni de bizim alemimize gelcekti. Bana söyleteceği şeylerden önce kelime i şahadet getirmesini istedim çünkü o kum fırtınasında onu hiç görmemiştim , belki kendisini yok edip onun şekline gireceklerdi , bundan süphelendiğimi anlamıştı kelime i şahadet getirdi ve ekledi : benim şeklime giremezler ve bu benim gerçek suretim değil dedi. Söylediklerini tekrar ettim ve yine vücudum kaskatı kesilmişti gözlerim kapandı ve kolum da bi acı ile uyandım.

     Tekrar maddi alemdeydim  dayım uyanmam için koluma kibrit yakıp basıyordu. Kalktığımda çok fazla yorulduğumu hissettim dayımdan su istedim bi sürahi su getirdi tamamını içtikten sonra herşeyi anlatmamı istedi.... ben dayıma anlatırken hoca da bir yandan not tutuyordu söylediklerimi... sonra dayım gözlerimin içine baktı ve gözlerini kapat dedi, kapattım... dayım bişeyler okuyup üzerime üflüyordu , gözlerimi açtığında
-arkana bak ve korkma dedi gözlerimi açıp arkama baktığımda birden çığlık atıp kendimi yerde sürüklemeye başladım kapıya doğru. Arkamda muhzeyni vardı dediği gibi o da gelmişti mana aleminde hiç korkmamıştım onunla hatta ufaktan dalga bile geçmiştim ama gerçek dünya da beynim onu algılayamadığı için korkmuştum. Dayım hemen tuttu , korkma diye bi bardak su daha verdiler.

     Kafamda bir sürü soru işareti vardı , özellikle müslüman cinler beni neden korkutmaya çalışmışlardı... ve yaktığım cin ne tesadüf orayı kendine ev bellemişti. Bu soruların cevapları muhzeynideydi. Oda bizimleydi, bunları dayıma söyledim, iletişim kurabilir miyim onunla dedim.... yanımızda olduğu halde , evet kurabilirsin ama şimdi daha önemli işlerimiz var diye lafa girdi hoca.
      Evet doğru söylüyor gece beni almaya geleceklerini söyledi, ayet okuyarakta oldukça kızdırmıştım ifritleri... Hocanın yüzünde endişe ve evham vardı, ama korkmadığı belliydi belki daha büyük badireler atlatmıştı kim bilir.
-Bu iş burda olmaz, şu dağın ardında benim küçük bir evim daha var oraya gitmemiz gerek... malzemeleride alıp acilen oraya gitmeliyiz dedi. dayım tamam dedi  nedenini sorduğumda çok güçlü bi şekilde geleceklerini bunun da köylüye ve hayvanlarına zarar vereceğini söyledi...

Türkiye'de Yaşanmış Cin ve Hayalet Olayları 4 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin