Kara Keçi Olayı 3

2.4K 65 5
                                    

    
Hakan beni evime bile bırakmaya tenezzül etmeden şehrin işlek caddelerinden birinde indirdi. Bu yaşadıklarımızı eve doğru yürürken defalarca düşündüm. Eve vardığımda akşam ezanı okunuyordu. Abdest alıp namazımı kıldım. Keşke annemleri dinleseydim de yurtta kalsaydım. Bu geceyi evde tek başıma geçirme fikri bile zaten ürkütücüydü. Akşam yemeğinden sonra televizyon başında uyuya kalmışım.

     Ateşin ortasındayım. Etrafımda ki siyah varlıklar çevremde sevinç çığlıklarıyla dönüyor. Kahkaha sesleri, çığlıklar birbirine karışıyor. Gölgelerin arkasında bir insan topluluğu görüyorum. Öylece bana bakıyolar. Başlarında ki önder elini kulağına götürüp seslenir tarzda anlayamadığım bir şeyler okumaya başladı. Ateş söndü, siyah varlıklar kayboldu. Topluluk öylece bana bakıyordu. Başlarında ki adam tekrar bir şeyler söyledikten sonra insanlar dağıldı. Bi anda kendimi cami avlusunda boğazımdan iple asılı şekilde buldum. Hala canlıyım. Gece yaklaşık olarak saat 3 de derin bi nefesle uyandım.

     Sabahın ilk ışıklarıyla otogara gittim. En yakın Manisa-istanbul seferine bilet aldım. Otogarda sigara içerken öylece dalmış başımdan geçen olayları düşünürken bi anda irkildim. Küçükbaş hayvanların boynuna takılan çan sesini duyduğuma yemin edebilirdim. Dışarda durmak yerine otobüse binip kalkmasını beklemek daha iyi bir fikirdi sanırım. Otobüs kalktığında annemleri arayıp dönem tatilinden dolayı eve geliceğimi onları özlediğimi söyledim.

     Eve geldiğimde saat 15.00'a yaklaşıyordu. Zile bastığımda kapıyı açan annem oldu.
+Hoşgeldin oğlum yavrum benim
-Hoşbulduk anne. Babam evde mi ?
+Dükkanda elemanlar hata yapmış ona bakmaya gitti evladım noldu ?
Özlediğimi söyleyerek geçiştirdim. Babamı beklerken annemin hazırladığı yemekleri yedikten sonra aile albümümüzü istedim. Annem küçüklük fotoğraflarımı gösteriyordu fakat benim aradığım köy fotoğrafıydı. işte buldum.
+Bunu ne zaman çekindiniz anne
-Sen doğmadan önceydi yavrum
+Köyden niye şehre geldiniz ki
-Baban işlerini şehre taşıyıp senin burda güzel bi eğitim görmeni istedi evladım. Fena mı etti sanki
Gülümseyerek çayın altını demlemeye gitti. Yalan söylüyordu. O köyden kovuldunuz...

     Babam akşam eve geldiğinde annemin yemeği hazırlamasıyla masaya oturduk. Daha fazla dayanamayarak söze girdim.
+Size bir şey sormak istiyorum
Babam yemeğini yerken annem konuşmaya başladı
-Sor evladım
+Sabah albümde baktığımız köy fotoğrafı Manisa'nın ... köyünde mi çekildi
Annemle babam birbirine baktılar.
-Eskiden çekilen bi fotoğraf işte hadi yemeğini soğutma yavrum
+Beni doğurmak için büyü mü yaptırdınız anne
Babam kaşığını masaya bıraktı. Konuşmaya başladı.
-Sen bunu nerden biliyorsun oğlum.
Başımdan geçenleri aileme tek tek anlattım.

     Sessizlik çökmüştü masaya. Annem ile babam arada bir birbirlerine bakıp bana açıklayıp açıklamama konusunda emin olamıyolardı. Sonunda sessizliği bozan annem oldu.
+Biz hata yaptık evladım. Köylü bizi o köyden kovdu. Bizde istanbul'a yerleştik. Sen doğana kadar hiçbir şey yaşamadık. Sen doğduktan sonra olaylar tekrardan başladı. Sanki seni beklemiş gibiydiler. Geceleri uyanıp çığlık çığlığa ağlardın. Bazen ağlamalarına uyandığımda beşiğinin kendi kendine sallandığını görürdüm. 1 yaşına bastığında bu olaylar artık çok ileri gitmişti. Uyandığımızda seni tuvaletin kapısının önünde bulurduk. En son bir gece uyandığımızda beşiğin durduk yere gözümün önünde alev aldı. içinde olduğunu sanıp apar topar beşiği söndürdük. Beşik bomboştu. Sen yine tuvaletin kapısının önünde olaylardan habersiz bir şekilde uyuyodun. Bu olaylardan sonra baban şehirden bi hoca buldu. Eve geldiğinde sureler okudu. Hepimize muskalar yazdı. Bi şekilde onları bu evden gönderdi. Sen o köye geri giderek her şeyi tekrar başlattın evladım. Niye yaptın bunu ?
Cevabım yoktu. Öylece baka kaldım.

     Annemin anlattıklarından sonra dün gece gördüğüm rüyadan bahsettim. Babamın tedirginliği gözlerinden okunuyordu.
+Tamam hanım sende sakin ol bi. Yarın sabah ben gider hocayı bulur sorarım bu işi. Ne yapıcaksak yapalım kurtulalım şu illetten.
O gece sürekli kabuslar eşliğinde uyandım. Sürekli rüyamda keçi olarak bulunuyordum fakat insan bedenindeydim. Nas suresi okuduktan sonra ancak uyuyabildim. Sabah kahvaltıdan sonra babam evden çıkarken hocanın evine gideceğini söyledi. Evde annemle sohbet ederek vakit geçirdik. Bana köyde ki olaylar başlamadan önce ne kadar çok çocuk istediklerini anlattı.
+Sana hamile kaldıktan sonra dünyalar benim oldu yavrum
-Ama anne böyle bir şey iç---
Kapı çaldı. Gelen babamdı fakat suratında sıkıntılı bi ifade vardı.
+Noldu bey
-Bu gece hoca efendiyi evinden alıp yola çıkıcaz. Sabaha karşı köyde oluruz. Köyde yaptırdığımız büyüyü çözmesi halinde bundan kurtulucağımızı söyledi. Ah oğlum ah
Benim yüzünden annemler sıkıntıya düşmüştü.

    
Akşam yemeğinden sonra evden çıkıp arabamızla hocanın evine gittik. Kapıyı çaldıktan sonra hoca efendi elinde çantayla bizi karşıladı.
+Delikanlı bahçenin arkasında merdiven var onuda alıp geliver hadi
Arka bahçeden aldığım katlanabilir merdiveni arabanın bagajına koyduktan sonra arka koltuğa annemin yanına oturdum. Babam söze girdi
+Hocam bu çanta, merdiven ne yapıcaz bunlarla ?
-Büyünün kuyuda yapıldığını söyledin evladım onları oradan alıp büyüyü bozmak gerek

     Manisa'ya geldiğimizde gün doğmaya başlamıştı. Güneşin ilk ışıkları arabanın içini aydınlatırken köye doğru yola koyulduk. Köye geldiğimizde saat sabah 11'i gösteriyordu. Babam arabayı evlerinin önüne sürmeye başladı. Pencerelerden birileri bakıyodu. Endişeyle
+Hocam köyde biri---
-Bakma evladım onlara, uğraşma onlarla
Buraya tekrardan gelmek beni oldukça korkutmaya yetmişti bile. Evin önüne geldiğimizde babam arabayı durdurduktan sonra bagajdan hocanın çantasını ve merdivenini alıp bahçe kapısını açtım. Kara keçi sarı gözleriyle bahçede bana bakıyordu. Hoca arkamdan söylendi.
+Evladım oyalanma hadi. Burda ne kadar çok durursak o kadar kötü bizim için.
Keçiyi benden başka gören yoktu sanırım.

     Evin içine girdiğimizde duvarda ki boyalar zamanla aşınmış dökülmeye yüz tutmuştu. Hoca efendi evin salona geçerek konuşmaya başladı.
+Hanım kızım büyüyü ne ile yaptınız, büyü karşılığında kuyuya ne koydunuz anlat bakalım
-Beyimle yeni evleneli 2 3 ay geçmesine rağmen çocuğumuz olmamıştı. Şehirde ki doktorlar benim rahmimde sorun olduğundan bahsettiler. Komşumuz bize civar köyde büyücü olduğunu onun bu işi yapabiliceğini söyledi. Eşim imamla konuştu o gece bu işin ne kadar doğru olduğunu sordu. Eve geldiğinde bu konuda büyü yaptırmanın günah olmadığını söyledi. Yarın erkenden büyücü kadının evine gittik. Bize evimizin etrafında kuyu olup olmadığını sordu. Arka bahçede olduğunu söyleyince bize çok ağır kokulu bir şey içirdi. O gece yatsı ezanından sonra kara keçi kesip bacaklarını ve kafasını bohça halinde kuyuya atmamızı söyledi. Bizde haliyle o gece dediği şekilde her şeyi yaptık. Gün aşırı eşim beni sürekli şehirde ki hastaneye götürdü. 3. gün gittiğimizde hamileydim. Bu olaylar geçip bittikten sonra büyünün her ne konuda olursa olsun yapılmasının günah olduğunu öğrendim.
Annem babama çok kötü bir bakış attı. Babamın, annemin çocuk sevdasından dolayı yalan söylediğine emindim.
+Tamam kızım. Delikanlı merdiveni al da kuyudan bohçayı getir hadi.
-Hocam kuyuda su v---
+Büyü yapılan kuyunun suyu kurur evladım sen al gel


Türkiye'de Yaşanmış Cin ve Hayalet Olayları 4 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin