birden odamın kapısına güçlüce vuruldu. çıkan sesten dolayı sıçradım yerimden. okuduğum sureleri hızlı hızlı okumaya başladım ve annem ve babam gelene kadar olduğum yerden hareket edemedim. annem sesleniyordu ama gözümle görmeden odadan çıkmaya cesaret edemiyordum. sonra babam açtı odamın kapısını. beni görünce hemen yanıma koştu ve "ne oldu oğlum" dedi. babama sarıldım ve ağlamaya başladım. artık cevap vermeme gerek yoktu çünkü beni hiçbirşey ağlatamazdı. sadece onlara olan korkumdan ve hırsımdan ağlıyordum. babam teselli ettikten sonra kendi odasına gitti ve annem yanımda kaldı. ayfer hocaya gittiğimi söyledim. annem bir anda şaşırdı. seni tanıdığını ve bana senin oğlun olduğumu sordu çok şaşırdığımı söyledim. annemde çok eskiden gittiklerini ve teyzeme yapılan bir büyüyü bozdurmak için gittiklerini söyledi. kötü büyü yapıp yapmadığını sordum. sadece büyü bozduğunu, böyle işlerden çok iyi anladığını, çok eskiden gittiği için ve ozamanlar mamak civarında oturduklarından dolayı yerini bulamayız diye kestirip attığını söyledi. listeyi verdim ve "bunları istedi" dedim. annemde "yarın beraber gider alırız" dedi. ertesi günü iple çekiyordum. yine sabah olmadı bana ve yine uykusuz kaldım o gece. sabah erken saatlerde ulus'a malzemeleri bulmaya gittik. farklı farklı semtleri dolaşarak hepsini tamamladık ve annemle beraber ayfer hocanın evine gittik. yıllar sonra karşılaştıkları için sevindiler. sonra annem ayfer hocaya durumdan bahsetti ve ayfer hoca bildiğini, çözümünü sağlayacağını söyledi. yıllardır beklediğim şey buydu. büyüyü bozacak ve bende zulüm olan hayatımdan kurtulacaktım. saatlerce uğraşıp malzemelerden birşeyler yaptı. Götürdüğüm 2şer adet iç çamaşırına birşeyler yazıp 1 hafta üzerimden çıkarmamamı söyledi. dövülmüş kaya tuzu vardı malzemelerin arasında. onuda birşeyler karıştırıp birşeyler mırıldandı ve verdiği tuzla haftanın tam ortasında banyo yapmamı ve bu tuzla yıkanmamı söyledi. her malzemeyi ayrı ayrı nasıl kullanacağımızı söyledi ve ben eve gelip dediklerini aynen uygulamaya başladım.
1 hafta boyunca hiçbirşey olmadı ve hafta bitince tüm dediklerini yapmıştım. artık rahat rahat dolaşıyordum. hafta bitince üzerimdeki tuzun gitmesi için banyoya girdim. girerken muskamı çıkardım banyoya girip güzelce yıkandım. çıkıp kurulandım ve üzerimi giyindikten sonra masanın üzerine bıraktığım muskaya baktım. kaç senedir üzerimdeydi ve artık onu kullanmama gerek kalmamıştı. üzüldüm bir anda ne çileler çekmiştim. gençliğimiz en güzel günleri böyle abuk subuk şeylerle geçti. bir iç çekip çıktım evden. arkadaşlarımla buluşup içkili bir mekana gittik. okadar şeyden sonra içmeyi hak etmiştim ama yeniden doğmuş gibi hissediyordum. her ne kadar arkadaşlarım zorlasa da içmedim ve eğlendikten sonra evlere dağıldık.
binanın önüne geldim zile basmak istemedim. anahtarımı aradım bulmam zor oldu. binanın kapısını açınca hafif bir rüzgar esti. sanırım birisi kapısını açık bıraktı diye düşünerek yukarı doğru çıkmaya başladım. ilk katı çıktım ve her kapı önüne geldiğimde bulunduğum yerdeki otomat yanıyordu. 2nci katın merdivenlerini çıkarken yönümün tam tersindeki kapının önündeki otomat yanıyordu. alt katımızda orayıda çıktım ve yukarı doğru baktığımda tüm üst kattaki tüm otomatlar yanıyordu. merdiven boşluğundan yukarı baktığımda bizim kata kadar tüm ışıklar teker teker yanıyordu. sanırım kapıcı temizlik yapıyor diye düşündüm ve yukarı çıktım. bizim kata geldiğimde merdivenin hemen önündeki otomatlar yanmadı. kafamı çevirip ters yöndeki evimizin kapısına baktığımda kapıcının karısı gülcanı gördüm. iyi geceler gülcan dedim ve tüm yaşadıklarım gözümün önünden bir kez daha geçti. gölgeden kurtulamamıştım.
ertesi gün odamda açtım gözlerimi ve dudağımda yarık vardı. belden aşağım tutmuyordu. başımda annem ve ayfer hoca duruyordu. tekrar kapattım gözlerimi. hiçbirşey hatırlamıyordum ve ışık beni çok rahatsız ediyordu. tekrar uyuyup birkaç saat sonra uyandım. biraz daha iyi hissediyordum kendimi. annemle ayfer hoca konuşuyorlardı. su istedim ve annem hemen kalkıp su içirdi. ayfer hoca başıma geldi ve "niye muskanı çıkardın a evladım sen onu ömür boyu takacaktın" dedi. "bilmiyorum kurtuldum zannettim" dedim. "ben seni o arkadaşına musallat olanlardan kurtardım. onu bana getirdiğin için seninle uğraşacaklardı. onlardan korunman için yaptım ben onca şeyi" dedi. bir türlü anlamamıştım. kurtulmak kelimesi çok fazla anlam taşıyordu benim için. o varlıktan intikam almak artık boynumun borcu oldu. ayfer hoca "sen dinlen iyice, kendini iyi hissettiğinde gel" dedi. "tamam" dedim ve tekrar uyudum. 1 ay sonra zorla ayağa kalktım ve annemle ayfer hocaya gittik. ayfer hoca o karanlık varlığa birşey yapamayacağını ama onu dize getirebileceğim bir yöntem öğretti. onu anca ben uzak tutabilirmişim.
yöntem şuydu: ayfer hocanın özel hazırladığı her birini tek tek okuduğu toplu iğneler vardı. onları kendimi hazır hissettiğimde yanımda bulunduracak ve muskayı çıkarıp gölgeyi bekleyecektim. gölge geldiğinde ezberlettiği bir duayı söyleyip toplu iğneyi batırmaya çalışacaktım. toplu iğnenin amacı: batırdığınız iğneyi ateşten yaratılanlar çıkaramaz. ancak anlaşma yaparak çıkarıyorsunuz. anlaşmaya göre beni bir daha rahatsız etmeyecekti. onca zaman bekledim ve boş kaldığım zamanlarda bu konuda kendimi geliştirmeye uğraştım. sürekli ayfer hocadan akıl alarak korkmamayı ve diğerlerini kendimden nasıl uzak tutacağımı öğrendim. hala derslerimiz devam ediyor. hafta sonları 1 saat allah razı olsun bana vakit ayırıyor. şimdi gücümü toplayıp iğneyi batırmak için bekliyorum.
Olay burada sona eriyor... Bunu yasayan kişi hala o cine iğneyi batırmak içşn uygun zamanı beklediğini söyledi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Türkiye'de Yaşanmış Cin ve Hayalet Olayları 4
HorrorSerinin 4.kitabında olayları araştırmaya devam ediyoruz