Cin Düğünü

2.4K 43 9
                                    

     Köyde büyüdüm, çıplak ayaklarım toprağı eze eze nasırlaştı. toprağın çocuklarıydık...
     Küçüklüğümden beri,hep görürüm. Ama anlatamam. kekemelik vardı bende küçükken. Ben anlatana kadar çoktan bitmiş olurdu herşey. Annem banyoda beni yıkarken, tuvalete girerken, okula başlarken. Sürekli onları görürdüm. Bazen rüyalarıma gelirlerdi. Ama anlatamazdım onları. Sara hastasıydım üstüne, bayılırdım. Tıpta epilepsi derler. Aslında öyle değil işin aslı. Düğünleri çok hızlı olurdu. teneke ve kaval gibi bir şey çalarlardı

Ama o tenekenin ve kavalın sesi öyle bir büyülerdi ki beni. sanki o sesler kulağıma, hadi gel sende gir aramıza diyordu. çoğu zaman kalkardım yerimden ama bayılıp düşerdim yere.. onlardan korkmazdım ama onları gördüğümde içim sıkılıyor, nefesim kesiliyordu. sonrada bayılıyordum.

Şekilleriin size tarif etmem mümkün ama etmeyeceğim. öyle kısa boylu falan değiller. gölge gibi de değiller. Ama bizden çok farklılar. gözlerinin bebekleri yok. simsiyah gözleri. düğünlerindeki gelin hiç yerinden  kalkmıyordu. başı öne eğikti hep. Ama her düğünde dikkat ederdim. gelinler insandı

     Beni çağırırlardı hep. çocukları etrafımda koşuştururdu. hadi gelsene sende diye kulağıma seslenirlerdi. bana eliyle dokundukları anda kriz geçirir bayılırdım. uyandığımda altımı pisletmiş olurdum. doktora gitik hocayada gittik ama bitmiyordu krizler. doktor bi takım ilaçlar veriyordu. ama devlet hastanesi  .öyle ahım şahım ilgilenmediler hiç.

Hocaya gidiyorduk. hep aynı masal. sahiplenmişler çocuğunu. musallat olmuşlar diyordu. her seferinde muska veriyordu.ama bilmedikleri bir şey vardı. o muskayı benden istiyorlardı. bende onlara veriyordum. sonra muska nerde diye kızıyorlardı bana. bi gün hocaya gittik tekrar. köyümüzden oldukça uzaktı. vardık hocanın evine. kahve içtiler bizimkiler. hocanın da evde 2 tane karısı,bir tane kızı 2 de oğlu vardı. kahveler bitince odadaki herkesi dışarı çıkardı hoca. ikimiz kaldık

Önümüzde bir leğen, leğenin içinde su vardı. "Oğlum şimdi suya doğru bak ve ne gördüğün söyle" dedi. suya baktım. hiç bir şey yoktu. "suya gerek yok hocam, şuan sağımda 2 solumda 2 kişi var" dedim. hocanın gözleri fal taşı gibi oldu. sonra başım ağır geldi ve geriye doğru bayıldım

     Beynimde bi acı vardı. baygın halden beni uyandıracak kadar dehşet bir acı. sanki biri kafamı yarıyordu. annemler hemen içeri daldılar .babam hocanın yakasını tuttu.
-ne yaptın bu çocuğa hoca dedi bağırarak....
     tekrar bilincimi kaybettim. ağzmdan kan gelmiş. doğru ilçeye hastaneye götürmüşler.

Beyin kanaması geçirmişim. 2 gün hastanede yattım ve eve geçtim. hoca babama ;
-sakın tek başına bırakmayın çocuğu. yoksa dayanamaz bedeni demiş.
     Daha 12 yaşındaydım. böyle tuhaf hadiseleri kaldıracak olgunlukta olmamam gerekiyordu ama sanki ben 30 yaşında bir yetişkin gibiydim. sanki ben çocuk değildim .başkasıydım ben sanki...

Hoca cuma günü öğleden sonra bize geldi ailesiyle. bana yardım etmek için geldiler. hocanın kızı demiştim. adı Esraydı. sanırım aşık olmuştum ona. yeşil gözlüydü. sarı ve siyah karışımı saçları vardı. yanıma geldi ben odamda yatarken. oturdu.
-nasılsın dedi. zar zor
- iyiyim dedim.
-yorma kendini, babam yardım edecek sana. düzelecek her şey dedi.
     hoca geldi sonra odama. sonra annemler geldi. ve hocanın ne yapacaklarını anlattılar bana. tamam  dedim. hoca,benim gördüğüm cinlerin başını çağıracak,ona neden bu çocuğa görünüyorsunuz diye soracak. niyetleri kötüyse o cinlerin başını öldürecekti

Türkiye'de Yaşanmış Cin ve Hayalet Olayları 4 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin