1992'nin yazıydı. ailemle birlikte dedemlerin köyüne gitmek için yola çıkmıştık.12 saatlik bir yolculuğun ardından köye vardık. köy küçük 110 nüfuslu bir köydü.pek gelişmemişti. hemen köyün girişinde bir cami ve kahve vardı. dedem kahvenin önünde oturmuş bizi bekliyordu. bizi görünce el salladı. arabadan indik görüştük filan oturduk bi çay içtik. dedem yol yorgunusunuzdur eve gidelim dedi. saat yaklaşık 10du.başladık eve doğru gitmeye. köyde hiç aydınlatma yoktu. kapkaranlıktı heryer.biz eve giderken yağmur yağmaya başladı. şimşekler çakıyor, gök gürlüyordu. daracık, karanlık sokaklarda 5 kişi ilerliyorduk. yaklaşık 10 dakikadır yürüyorduk. yağmur hiç azalmadan devam ediyordu.bir mezarlığın önünden geçtik. dikkatimi çeken şey ise köyün çok az nüfuslu olmasına rağmen ve küçük bir köy olmasına rağmen akıl almaz derecede çok mezar vardı. çoğunun mezartaşlaro ya kırık,ya da çatlamıştı.2-3 dk daha yürüdür. dedem en öndeydi bir anda durdu. işaret parmağıyla bir evi gösterdi. işte burası bizim evimiz, burada kalacağız dedi.ev iki katlı. eski.bir sürü çatlaktan oluşan, harap bir evdi.o eve doğru attığım her bir adımda biraz daha ürküyordum...
Sonunda evin önündeydik. Evin önünde kocaman bir demir kapı vardı. kafamı kaldırdım, yukarı bakıp evi iyice süzmeye başladım ama kapıyı sarmaşıklar ve çürümüş bitkiler öyle bir kaplamıştı ki neredeyse evin çatısına geliceklerdi. Yavaşça gelen ama yüksek bir sesle gıcırtı işittim. dedem kapıyı açıyordu. evin içine girdik. babaannem bizi bekliyordu. yüzü çok soluk görünüyordu, sanki hasta gibiydi. elini öptüm. dedem buyrun salona geçin dedi. salona gitmek için attığım her adımda eskmiş tahtalardan gelen ses kulaklarımı cızırdatıyor,bu lanet olası sesi işitmememk için salona doğru hızlı adımlar atıyordum. babam ben banyoya gidicem siz geçin oturun dedi. salona geçtik oturduk. eski bir kanepeye oturdum etrafı gözlemliyordum. boyası eskimiş duvarlar, tozlu raflardaki kalın ciltli kitaplar,ve her duvarda asılı arapça yazılmış bir şeyler asılıydı, sanıyorum bunu dedem hacıya gittiğinde getirmişti.ama beni asıl korkutan şeyler bunlar değildi. duvarın her köşesine asılmış eski, siyah beyaz fotoraflar.her fotorafa tek tek baktım.her birinde ayri bir korku, ayrı bir telaş, ayrı bir ürperti hissediyordum. kafamı sola çevirdim asıl fotoraf oydu salonun en büyük duvarına asılmış, yapayalnız öylece duruyordu. siyah takkeli, gözlerini çatmış sanki bana bakıyordu yanında 2 tane kara çarşaflı kadın vardı önlerinde ise bir çocuk. çocuğun bakışlarındaki ifadeyi o korkuyı size anlatamazdım.tam dedeme bunların kimler olduklarını soracaktım ve kapıda birşey farkettim. kafamı sola çevirdim. kapıdan bir şeyin geçtiğini farkettim. anlık bir olaydı. geçmesi saniye bile sürmedi.bir gölge gibi kapkaranlıktı. çok korktum. içimdeki merakla kapıya doğru gitmeye başladım bir adım attım iki adım attım nihayet üçüncü adımımda onun gölgesini görebiliyordum. çok garipti...
Onu görebiliyordum. siyah uzun saçları, beyaz uzun bir elbisesi vardı. orada öylece durdum. kendi kendine birşeyler söylüyordu.ona ne diyorsum diye sordum.bir anlık sustu. daha sonra garip sesler çıkarmaya başladı. sesin şiddeti giderek artıyordu. gerçekten çok korktum. geriye doğru çekilmeye başladım. salona doğru gittim ve dedeme baktım. dedem kafasını salladı.ne oluyordu hiçbir anlam veremedim. hızlı hızlı adımlar duydum. kafamı kıza doğru çevirdim. kız üzerime doğru atladı. kızın heryerinde kan lekesi vardı. kolumla itmeye çalıştım, kolumu ısırdı. diğer kolumla kafasını ittirdim. kız geri gitti. çok korkuyordum ve azda olsa elim kanıyordu. kız dizlerinin üzerine çöktü ve bağırmaya başladı. herkes telaşlandı. hepsi ayağa kalktı kızın yanına gittiler. babannem ve annem kzı tutmaya çalışıyorlardı. babam banyodan çıktı yetişti. kızı kimse durduramıyordu. adete Cinnet geçirmişti! Babam kızı tutup sakinleştirmeye çalışıyordu ama kız hem bağırıyordu hem de saldırıyordu. eline ne geçtiyse bize doğru fırlatıyordu.o an bir ses işittim, arkamı döndüm. dedemin elinde bir kağıt vardı,o kağıttan birşeyler okuyordu. kız aniden durdu. kızı tutmayı bıraktılar. kız yere çöktü. kanlı gözleriyle dedeme doğru bakıyordu. sadece durdu. dedem okumaya devam ediyordu. kız gözlerini kapattı. iyice sakinleşmişti ki dedem ses tonunu arttırarak garip garip hiç duymadığım sözler söylemeye başladı.bir an herkes sustu.
Dedem okumasını kesti. herkes şok içindeydi. hepimiz kıza bakıyorduk. kız kalktı ve en arkadaki odaya doğru yürümeye başladı. odanın içerisine girdi, kapısını kapattı ve kitledi. herkesin eli ayağı titriyordu.bu durumdan anladığım tek şey sanki ben hariç herkesin buna alışık olduğu,ve önceden yaşadığı gibi bir izlenime kapıldım. dedeme ona ne oldu diye sordum. bunları yarın konuşuruz herkes geçsin yatağına yatsın uyusun dedi. dedemin lafını herkes dinlerdi. odalarımıza çekildik.ben ve küçük kardeşim aynı odada yatıyorduk. kardeşim yorulmuş olsa gerek hemen uyumuştu.ben ise hala korkuyordum. öyle birşeyi asla kimsenin görmesini bile istemezdim.o anları görmenin, şahit olmanın insanı nasıl etkileyeceğini asla düşünemezdim. yavaş yavaş gözlerim kapanıyordu, uyku bastırmıştı, neredeyse uyuyucaktım... gözlerimi açtım.bir kapı gıcırtısı duydum. sağıma baktım kardeşim uyuyordu. odamın kapısı yavaşça açıldı. karşımda onu gördüm. korktum,gözlerimi kapayıp görmemezlikten geldim. neredeyse 5 dakika geçti hala orada mı diye gözlerimi açtım. yoktu!kaybolmuştu.ama kapı hala açıktı. saate baktım gece 3 e geliyordu.bir ses duydum. sesi duymamla beraber kafamı kapıya doğru çevirdim, baktım ama kimse yoktu. ürpertici bir sesle biri bana sesleniyordu. yatağımdam kalktım sese doğru gitmeye başladım.her taraf çok karanlıktı. sese doğru yaklaşıyordum.ses gitgide artıyordu. bunu neden yaptığımı bilmiyordum.bir adım daha attım ve ses kesildi. koridorun en arkasındaki odanın önündeydim. Onun odasının önünde. kapıda bir sürü nazar boncuğu asılıydı. elimi kapının koluna doğru uzattım ve kapıyı açtım. kapı kilitli değildi. yavaşça kapıyı araladım. odada tek gördüğüm şey karşımda duran kocaman, simsiyah bir dumandı..
Duman gitgide büyüyordu. neredeyse tüm odayı kapladı. çok korkmuştum. omuzumda bir el hissettim ve arkamı döndüm. gördüğüm kişi babamdı. burada he yapıyorsun dedi. baba o,o geldi, beni çağırdı, sesini duydum sana yemin ederim, buraya kadar geldim, simyiah dumanlar vardı hala sesini duyabiliyordum ama o yoktu sanki dumanın içinde kaybolmuş gibiydi. babam sessizce odanı içine girdi.10 saniye geçmeden odadan çıktı ve kız yatağında uyuyor rahatsız etme git yatağına yat uyu dedi. inanamadım.babam odasına geri gittiğinde hala orada bekliyordum. odadan içeri kafamı uzattım gerçektende kız yatakta uyuyordu. aklım almıyordu bir türlü.o ses,o dumanlar, nasıl olmuştu. delirmek üzereydim. yüzümü yıkamak için banyoya gittim. musluğu açtım yüzümü yıkamaya başladım. sanki biraz daha rahat hissediyordum. kafamı kaldırdım ve aynaya baktım. yüzüm Kan içindeydi. panikledim.elimi yüzümde gezdiriyordum ama bu kan bana ait değildi. kafamı eğdim, musluktan kanlar akıyordu, lavabonun içinde adete bir kan gölü vardı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Türkiye'de Yaşanmış Cin ve Hayalet Olayları 4
HorreurSerinin 4.kitabında olayları araştırmaya devam ediyoruz