Zulzula Cin Musallatı

2.8K 57 16
                                    

     Ben her zaman metafizik öğelere ilgi duymuşumdur. Şeytan, cinler, ifritler her zaman bende ilgi uyandırmış onlara karşı meraklı olmuşumdur. Ancak davet edip onlarla yüzleşmek aklımdan bile geçmemiştir. Ne kadar merak ediyorsam da açıkcası korkuyordum...

     Her şey bir yaz akşamı başlamıştı. Aynı mahalleden ve aynı köyden olan iki arkadaşımla, yaz aylarında en büyük eğlencemiz akşamları köyümüze fazla uzakta olmayan tarihi mağaraların orada açık havada ızgara yapıp alkol almaktı. Bu eğlencenin bize aklımıza bile gelemeyecek kötü günleri yaşatacağını bilemedik....

     O gün arkadaşlarım;Birol ve Mustafayla alilverişi yapıp arabalara doluşarak her zamanki yerimize gitmiştik. Her şey sıradan normal bir gün gibi başlamıştı. Bu yeri tarif etmem gerekirse: yüksek bir dağın içi oyularak yapılmış, yedi penceresi olan, eski rumlardan kalma bir mağara... Bu mağaranın önünde manzaralı açık ova gibi bir alan ki bizim her akşam oturduğumuz alan burası, ve dört tarafı yüksek ağaçlardan oluşan ormanlık bir yer.

    O akşamda her zamanki gibi yiyip içip muhabbet ediyorduk. Konu döndü dolaştı metafiziğe ve cinlere geldi. Uzun süre bu muhabbeti sürdürdük hatta dalga geçtik, Canberk benim gibi bu konularda bilgisi olan ilgili biriydi.  Ama Ozan bu konulardan korkan ve bilgisiz biriydi. Biz birazda Ozanı korkutmak için o gece muhabbeti biraz uzattık galiba ama hiç iyi etmemiştik...

     Hava kararmış, iyice zifiri karanlık olmustu, biz hala oturmuş sohbete devam ediyorduk. Birden ormanlık alandan bir çift göz belirdi, bunu üçümüzde görebiliyorduk. Karanlıkta beliren bu bir çift göz hayvan gözünden çok daha ihtişamlı ve enerjili bir gözdü. İlk bakışta bu gözlerde bir farklılık olduğu anlaşılıyordu, ama hepimiz bunun bir hayvan oldugunda karar kılmıstık. Gözler bize git gide yaklaştı ve iyice yanımıza sokulduğunda yanılmadığımızı, bunun bir kedi olduğunu gördük ve gülmeye başladık. Ama atladığımız nokta, bu kadar ıssız ve yüksek bir noktada kedi olmaması gerekirdi. Daha öncede bu bölgede hiç kedi görmemiştik.

     Her akşam ızgara yapıyorduk eğer buralarda yaşayan kedi veya kediler olsa kokuya ve et artıklarına her gece gelmeleri gerekirdi. Biz bu düşünceler içinde birbirimize bakarken kedi öfke dolu iğrenç bi ses çıkardı, kedilerin köşeye sıkışınca çıkardıkları sese benziyordu ama daha farklı ve daha şiddetli bir sesti bu... Ve o sesle beraber kedi hızla etrafımızda bir daire şeklinde dönmeye başladı...

     Ve yazın ortasında havada hiç bir belirti hiçbir hareketlilik yokken, yağmur bardaktan boşalır gibi yağmaya başladı üstümüze... Yağmurla birlikte kedi gözden kayboldu ve bizde şaşkınlık ve korku içinde kendimizi arabaya attık ve ordan uzaklaşmaya başladık. 100 metre kadar uzaklaştıkdan sonra sanki mevsim değişmiş gibi yağmur hiç yağmamış gibi hava normele dönmüştü. Yüz metre gerimizde yağmurdan kaçmış sırılsıklam olmuştuk ancak 100 metre ilerde yerler dahi kuruydu. Yağmurdan tek bir iz yoktu, bu olanlara hiç bir anlam verememiştik sadece korkuyla ordan uzaklaşıyorduk kimse konuşmuyor yorum yapmıyordu

    

O gece olanlarla ilgili hiç konuşmadan yorum yapmadan evlere dağıldık... 2 gün sonra Canberk aradı: köyde olduğunu ve gelmem gerektiğini söyledi. Yola çıktım gittim, köyün başka bir tepesinde sote bi yerde oturmuş içiyordu. Bu sefer suskun ve dalgın bir hali vardı.
+Ne oldu dedım
- benım pesımı bırakmadı dedı.
+kim dedım
- O  gecekı dedı.
+ Ne sacmalıyon oğlum kım vardı o gece dedım
     Anlatmaya basladı. "O gece ben ne kediden kaçtım ne yağmurdan dedı mağaranın yedi penceresinde yedi kırmızı göz belirdi siz görmediniz ama ben gördüm dedi orda yaşayanlar vardı ve biz onları rahatsız ettık" dedi

     "iki gecedir kabuslar görüyorum uykudan uyandırılıyorum rahatsız ediliyorum dedi." İçime korku düşsede inanmadım tabi :
+Hadi lan dedım, benı mı atlatıyon bıze nıye bişey olmuyor da  sana oluyo dedım. bak dalgana dedim.
- Kabuslarımda sız de varsınız dedi geniş bir meydandayım rüyamda dedi etrafımda onlar var hepsi birbirinden farklı insan siluetine benzer ama şekilsiz varlıklar vucutlarında onları  ınsandan ayıran bi düzensizlik bi şekilsizlik var hepsinde... kiminin ayağı ters kiminin boynu var kiminin bı elı bı kolu uzun dedi... hepsınde aynı olan tek şey kıpkırmızı gözler ateş gibi parlayan kıpkırmızı gözlerin arasında bir meydandayım rüyam da dedi içlerinden bi tanesi yaklastı bana "seni ve diğerlerini alacağız sizi cezalandırağız sizler saygısız destursuz ve gunahkarsınız bizi rahatsız ettiniz ve karşılığını bulacaksınız"

     Her gece bu kabusla uyandım iki gecedir dedi. Anlattıklarına inanmamakta ısrar etsemde içime bir korku düşmüştü çoktan

     Ozan'ı aradım hemen ama ulaşamadım telefonunu açmıyordu. Arabaya atlayıp evıne gıttık, annesi Ozan'ın şehır dısına bı akrabasının yanına gıttıgını soyledı
Bı kac kez daha arasakda telefondan da  cevap alamadık. köyde Canberkin  ölen dedesinin yaşadıgı o öldukten sonra bos olan kulubeden bozma bı ev vardı. Orda kalıp bu konuyu tartısmaya ve arastırmaya karar verdık

     Biraz internette araştırma yaptıktan sonra uyuduk. Gece uyurken bı anda irkilerek uyandım daha doğrusu uyandırıldım, ayaga kalktım bı sıgara yaktım, ıkı odalı evın Canberk'in yattıgı diğer odasına doğru ilerledim odanın kapısını açıp içeri girdiğimde Canberk'in  anlattıklarına ilk defa inanmaya basladım. Odaya gırdığımde Canberk, yatagın kösesıne kıvrılmıs hüngür hüngür ağlıyordu korkudan. Camlar patlamıs tuz buz olmustu ve dısarıdan buz gıbı soğuk bır ruzgar esıyordu... Yaz ayının ortasında ben bunların hıc birini duymamıstım uyurken. Camı Canberk patlatsa duyardım elbet bı ses cıkmalıydı, ama ben herşey bittikten sonra hıc birşey duymadan uyandım

     Canberk'i sakınlestırip ne oldugunu sordum. "Burdaydılar dedı bızı rahat bırakmayacaklar en azından benı rahat bırakmayacaklar dedı, ayaklarımdan tutup benı sürüklemeye dısarı cıkarmaya calıstılar direndim bildiğim duaları okudum sağ sola tutundum götürmek istediler ama götüremediler camlar patladı yerlerde sürüklendim komşuların bile duyabileceği kadar ses cıktı ama sen hıc bıse duymadın" dedi

     Benım basıma hıc bir olay gelmiyordu ama Canberk benım ıyı arkadasımdı onu yuz ustu bırakamazdım. Hem rüyalarında beni de görüyordu benimde basımın dertte olduğunu söylüyordu bu durumu kabullenip birşeyler yapmak lazımdı. Canberk'e  ne yapabıleceğımızı sordum yarın aksam aynı evde kalıp iletişime geçelım dedi. Tamam ama nasıl dedim cemaatlerde yetişme bu konularda bilgili bir arkadaşı olduğunu onuda cağıracağını söyledi

      O gece yine aynı evde toplandık. Canberk'in cemaatcı arkadaşı idris de geldı dun gece camları kırılan odaya geçtik tabı kimse duruma uyanmasın açıklama yapmak zorunda kalmayalım diye camları gündüz yaptırmıstık. Odada yere diz çöktük idris ortaya sadece bir ayna koydu ışıkları kapattık mum bile yakmadık zifiri karanlıkta sadece ortamızda bır ayna vardı. İdrıs okumaya başladı hızlı hızlı okuyordu çoğunu anlamıyordum gittikçe daha hızlı okuyordu yaklaşık on on beş dakika hıc konumumuzu bozmadan okudu ve sonunda ortadakı ayna catladı ortadan ikiye yarıldı. İdris burada geldi dedi ey canın neslinden gelen atesten yaratılan arkadaslarımdan ne istiyorsun diye haykırdı  hemen pesıne anlamadığım bir dilde tekrar haykırdı

     Evdeki diğer odanın Işığı yanıp sönmeye başladı ve sert bir şekilde kapısı kapanıp açılmaya başladı "söyle bana ne istiyorsun diye tekrar haykırdı idris ama o anda idrise sanki birisi sert bır yumruk atmıs gibi gerıye doğru düştü idris ve nefes almakta zorlanmaya basladı bişeyler söylemeye çalışıyordu ama soyleyemıyordu  cok zor nefes alıyordu gözünü odaklamıs tek bir noktaya bakıyordu sanki birisi tarafından boğuluyor gibiydi ve bı anda bulunduğumuz odanın Işığı yandı ve idrisinde nefes alışı normale dondu

     idris sakinleşti ve anlatmaya başladı onu buraya çağırmaya gücüm yettı ama benle konusmadı o kadar güçlü olmadıgımın farkında ve beni ciddiye almadı iletişime geçmedi az daha canımdan oluyordum bu iş benım yapabıleceğımın çok üstünde ama su kadarını soyleyim bu sadece orda muhabbet edip onlarla dalga geçtin iz diye başınıza gelebilecek bısey değil bu çok daha öfkeli ve güçlü birşey başka bir neden olmalı dedi



Türkiye'de Yaşanmış Cin ve Hayalet Olayları 4 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin