3.Bölüm

770 64 11
                                    

EYLÜL
Sınav olacak olma düşüncesi beni germeye yetmişti. Başarısız olursam bursum yanacaktı. Bu da eski okuluma dönmem anlamına gelicek. Tamam bu okulu sevmemiş olabilirim ama sonuçta eğitimim ve hayallerim açısından burda kalmam çok önemliydi. Sınıfa girip yerime oturacakken Cemre çantasını oturacağım sıraya koydu.

Cemre : Songül gelicek buraya... sen öne geç, ezikler ve inekler öne...

Serkan : Cemre...

Cemre : ne?

Eylül : iyi tamam...

Cemre : ay canım benim... ne de uysal...

Cevap vermedim... Annem "cevap bile vermeye tenezzül etmemek aslında en iyi cevaptır" der hep, haklıydı. Ama kendini ne sanıyordu bu kız? O sırada adının Songül olduğunu tahmin ettiğim kız geldi onun yanına. Öpüşüp gülüştüler. Sonra ikisi de bana bakıp yeniden gülmeye başladılar. Ben de önlere geçicekken gelen sesle olduğum yerde kaldım...

Ses : istersen buraya oturabilirsin... yani boş burası...

Bunu söyleyen o kibar çocuk Serkandan başkası değildi. Ama bu iki kızın laflarına daha fazla dayanamayacağımdan reddettim...

Eylül : gerek yok, geçerim ben öne... zaten arkadaşın gelir...

Serkan : gel hadi... Güney gelmeyecek bugün, belli.

Songül : gelmeyecek evet...

Eylül : peki.. sağol...

Gülümseyip çocuğun yanına oturdum... en arkada daha az dikkat çekerdim...

GÜNEY

Songülle geçirdiğim geceden sonra hiç iyi değildim. Sabah deli gibi bir baş ağrısıyla uyandım. Ama neler olduğunu hatırlayacak kadar kendimdeydim... Bu baş ağrısıyla okul falan çekilmezdi. Hele Serkanın soruları falan... hiç uğraşamam şimdi...

EYLÜL

Hoca, sınav kağıtlarını dağıtmaya başladığında yeniden korku sarmıştı içimi... Sakin ol Eylül.. sakin ol... başarırsın... He he başarırsın.. eminim (!)... onlar senelerdir bu kolejde eğitim alıyor, devlet okulunun eğitimiyle onlardan daha mı iyi olacaktım sanki? Kendimle boğuşurken önümdeki kızların konuşmasına kulak misafiri oldum...

Cemre : ay kıyamam.. bir de nasıl heyecanlı heyecanlı bekliyor... sanki yapabilcek de

Songül gülmeye başladı...

Songül : kızım, biz beceremiyoruz da bu mu becericek? Güldürme beni

Serkan : sen bunca eğitime, özel derslere rağmen beceremiyorsun, bu daha komik değil mi?

Bu lafın üstüne kız hemen önüne dönmüştü. Bu çocuk neden ikide bir beni koruyordu ki?

SERKAN

Eylül birden bana döndü...

Eylül : naapıyosun sen?

Serkan : nooldu?

Eylül : tamam, sizlere göre acınacak halde görünüyo olabilirim ama gerizekalı değilim ben. Sanki kendimi savunamayacak kadar aciz biriymişim gibi davranıp durma!

Kızın sözleri karşısında afallayıp kaldım... ne diyebilirdim ki? Aslında niyetim bu değildi...

Hoca : çocuklar sessiz olun!

Kağıtlarımızı alıp önümüze döndük... ben kendimi sorulara verip çözmeye başladım. Bir soru ile cebelleşiyordum. O sırada Eylüle gitti gözüm. Kalemini bırakmış dışarıyı seyrediyordu... yapamamış mıydı acaba? Kopya mı versem? Baktığımı hissedecek olacak ki bana döndü... fısıltıyla konuşuyorduk...

Eylül : ne bakıyosun?!

Serkan : birşey yok... sadece yapamadıysan benden bak diyecektim. Benim de bir sorum kaldı...

Eylül : yoo... hepsini yaptım. Çok kolaydı.

Ne yani yapmış mıydı cidden? Bu soruyu da yani? Nasıl ya? Tekrar kağıdıma döndüm, naapsam olmuyordu. Çıkmıyordu işte... tıkanmıştım. Oflayıp tüm kağıdı sildim. Son bir çabayla tekrar çözmeye başladım....

Eylül : o formülden çıkmaz... şunu kullan...

Eylül, sıranın üstüne formül yazdı ve hemen sildi... tabii ya, bu! Nasıl aklıma gelmemişti? Hemen soruyu çözdüm... Eylül fazla durmayıp çıktı, Cemre de gülmeye başlamıştı. Kağıdımı verip ben de çıktım. Yetişmiştim ona...

Serkan : sağol... yani formül için...ben tahmin etmezdim...

Eylül : yapabileceğimi mi? Burslu öğrenciyim ben, iyiyim yani, sizin anladığınızın aksine... gerizekalı falan değilim, tembel de değilim...

Serkan : öyle demek istemedim zaten...

Eylül : neyse...

Cidden böyle demek istememiş miydim? Kızın bu soruyu yapabileceğini tahmin etmemiştim evet. Ne dese haklıydı yani...

SONGÜL

Berbat geçen bir sınavın ardından aklım dün geceye gitti. Güneyle geçirdiğimiz o harika gece. Adımı sayıklayıp bana sarıldığı ve öylece kalıp uyuduğumuz gece... sabah kalkıp gelmek istememiştim...ama gelmem gerekiyordu. Annem okula gelmediğimi hemen öğrenebilirdi....

Songül : kızım dün müthişti... sen de gelmeliydin partiye..

Cemre : naapıyım? Yakışıklı çocuklara mı yürüseydim?

Songül : valla o kadar yakışıklı çocuk var mıydı bilmiyorum... ama bir tanesi vardı ki... artık benim...

Cemre : Güneyden elini çektin demek sonunda... kızım zaten ondan sana hayır yoktu. İyi yapmışsın... eee kim? Adı ne?

Songül: Güneyle çıkıyoruz biz... dün gece harikaydı...

Cemre : ne?! Yoksa bir de....

Songül : evet...

Cemre : delisin sen

Songül : ee sen naaptın? İşe yaradı mı?

Cemre : yok kızım... bırakıcam artık galiba... Serkan'a "birini seviyorum ama o sevmiyor" dedim açık açık... ne dese beğenirsin? "Kendi kaybeder"

Gülmeye başladım... tutamadım kendimi...

Aşk AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin