52.Bölüm

337 43 3
                                    

CEMRE
kapıda Güney'in annesini görünce şaşırmıştım, Güney de en az benim kadar şaşkındı...

Güney : anne? Ne işin var burda? Hem nerden buldun sen beni?

Selin : ya ben seni ne kadar merak ettim haberin var mı Güney? Haber de vermiyorsun... baban birşeyler dedi ama doğru mu?

Güney : anlattı mı yüzsüz gibi?

Selin : yüzsüz gibi mi? Ne diyorsun oğlum sen? Ev kiralamışsın kendine... kredi kartınla ödemişsin depositoyu

Güney: evet. Ben artık burada yaşayacağım anne. Noolur nedenini sorma, sana şuan bunu açıklayamam

Selin : anlatsana oğlum? Ne demek ben artık burda yaşıcam? Ekrem de izin vermiş yani, bravo

Güney: izin vermeyip naapıcak...

Selin : anlamıyorum

Güney : sebebini ona sor, utanmıyorsa anlatır

Selin : Cemre, kızım bari sen birşey söyle. Nooluyo?

Ne diyebilirdim ki?

Selin teyze, en yakın arkadaşın Melek, yani annemin senin kocanla yani Ekrem amcayla ilişkisi var, biz de o yüzden Güneyle evlerimize dönmeyi reddediyoruz..

Söyleyemezdim. Onu bunu söyleyen ben olmamalıydım...

Bu yanlıştı... Olmazdı...

Cemre : ya Selin teyze, noolur beni karıştırmayın.

Güney: anne, uzatma noolur. Ne zaman istersen gelebilirsin, sadece o eve dönmek istemiyorum hepsi bu.

Selin : babanla konuşucam Güney. Bu böyle olmaz...

Güney : konuş tamam, ama müsaade edersen şimdi arkadaşlarımız gelicek, o yüzden...

Selin : gidiyorum oğlum tamam... ama bu evcilik oyunu en kısa zamanda sona erecek...

Selin teyze gidince rahat bir nefes vermiştim. Güney de bana sarılıp saçlarımdan öpmüştü...

EYLÜL
Serkan kapıyı vurduğunda çıkmak için hazırdım...

Serkan : bu böyle olmadı ya... eksek mi Güneyleri?

Eylül : o nerden çıktı şimdi?

Serkan : seni ilk defa dışarı çıkarıcam, böyle mi olacaktı? Başbaşa birşeyler yapsaydık...

Eylül: şişşt Serkan. Geliriz dedik, ayıp olur

Serkan : yok ya Güney takmaz öyle şeyleri, boşver gitmeyelim. Başka zaman gideriz. Dur hatta arıyorum

Eylül : Serkan saçmalama...

Serkan : arıyorum bile...

Cidden arıyordu....

Serkan : Güney, kardeşim kusura bakma biz gelemicez bu akşam. İşimiz çıktı...

Güney: aa... vah vah öyle mi? Çok üzüldüm kardeşim.,,

Serkan: yaa... ben de kardeşim ben de... neyse başka zaman sözümüz olsun...

Güney : tamam kardeşim. Siz halledin işlerinizi. Yengeye benden selam...

Telefonu kapatıp bana dönmüştü...

Serkan : tamamdır... hadi çıkalım...

Eylül: madem iptal ettin, nereye gidicez Serkan. Ben oturmak istiyorum...

Serkan: tamam... beraber oturalım o zaman

Eylül: şaka mısın sen?

Serkan: bilmem... öyle miyim?

Eylül: öylesin... şaka gibisin. Başka seçeneğim yok mu?

Serkan : bugün ne yapmak istersen yapabilirsin. Yemek yiyebilirsin, film izleyebilirsin, gitmek istediğin bir yer varsa gidebilirsin...

Eylül: harika...

Serkan : tamamen sana bırakıyorum, ben sana uyarım

Eylül: ah... nasıl tahmin edemedim. Sen de geliceksin

Serkan : tabii ki. Burda da oturabiliriz sen bilirsin. Sarılıp film izleriz

Eylül: tamam çıkalım o zaman...

Serkan: ben de öyle tahmin etmiştim

GÜNEY
Başka birşey istesem olacakmış. Cemre ile yalnız kalmıştım.

Güney: Serkanlar gelemicekmiş.

Cemre : yaa, neden?

Güney: işleri varmış, ya da ilk gecemizde bizi yalnız bırakmak istiyorlar da olabilir

Cemre : sen mi söyledin?

Güney : hayır, gerçekten o aradı

Cemre : tamam o zaman...

Güney : yemek söyleyelim mi?

Cemre : aslında... ben birşey yapabilirim.

Güney : ah hayır hayır lütfen... şimdi sen şu tuzsuz yağsız yemeklerden yaparsın, kafayı şu glutensiz şeylere takmıştın dimi?

Cemre : tamam tamam söz veriyorum glutensiz yapmıcam.

Güney : pek malzeme yok gerçi, ne yapacaksın?

Cemre : bugünlük sandviçlerle idare edelim diyorum

Güney : bana uyar.

Cemre : bi de kek yapayım

Güney : kek...

Cemre : sevmez misin?

Güney : severim de, yapabilir misin?

Cemre : yedikten sonra karar verirsin

Güney : iddialıyız bakıyorum

Cemre : görürsün... bir dilim daha isteyeceksin...

Güney : eh, iyi o zaman, sen keki yap, ben sandviçleri hazırlayayım.

Cemre : tamam...

SERKAN
Eylülü ikna etmiştim, sonunda dışarı çıkmıştık.

Eylül : naapıcaz bu saatte?

Serkan : sevgililerin yaptığı klasik şeyler canım. Ne biliyim, sinemaya gider birşeyler yeriz.

Eylül : Ben birşey istemiyorum aslında.

Serkan : işte bunu kabul etmiyorum... aaa, şuraya bak...

Az ileride ışıkların olduğu yeri göstermiştim Eylüle. Kalabalık vardı ve yüksek müzik sesleri geliyordu.

Eylül : düğün var galiba

Serkan: evet... hadi gel

Eylül : nereye? Saçmalama Serkan, başkasının düğününe izinsiz mi giricez?

Serkan : suç değil ki aşkım. Eğlencelerine ortak olucaz, hem o kalabalığın içinde bizi kim farkedecek ki?

Normalde olsa böyle birşeyi asla yapmazdım, teklif edeni de geri çevirirdim ama o an Eylülle orda eğlenmek istemiştim...

Aşk AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin