8.Bölüm

592 56 13
                                    

CEMRE

Dediğim olmuştu, ama bu kadar çabuk olacağını tahmin etmezdim. Güney'i tanıyordum, Songül inanmamıştı ama Güney asla ona bakmazdı...

Songül : ne?!

Güney : yani öyle birkaç gün takıldık ama olmadı yani...

Songül : pişman olacaksın Güney! Pişman olacaksın...

Songül çok sinirliydi. Dönüp bana baktı...

Songül : sen de bi taraflarına kına yakarsın artık...

Cemre : banane be!

Songül : demiyor muydun Güney seni sevmiyo diye, haklı çıktın, mutlu omadın mı?

Cemre : niye mutlu olayım? Ben senin mutlu olmanı istemez miydim? Arkadaşınım sonuçta. Ve işte tam da bu yüzden gerçekleri yüzüne söyledim sadece. Dost acı söyler...

Songül : yaa tabii

Durdu... güldü...

Serkan : ya kızlar, kantindeyiz, herkes size bakıyo, biraz sakin olun...

Songül bana bakarak güldü... ne geçiyordu aklından?

Songül : aa daha yeni başladık Serkan...

Serkan : başka ne oluyo ki? Yani bizi ilgilendiren ne olabilir? Siz kız kıza yaparsanız konuşmanızı...

Songül : aa olur mu? Konu seni de ilgilendiriyo...

Naapmaya çalışıyodu bu?

Songül : bu yanında kardeşim kardeşim diye gezdirdiğin kız var ya sana senelerdir abayı yakmış durumda ama sana asla söyleyemiyo mesela...

Ne?! Benim yıllardır sakladığım bu sırrı bu gerizekalı kız bir çırpıda söyleyivermişti. Yerin dibine girmiştim. Serkanın bana baktığını hissediyordum ama ona bakamıyordum bile...

Serkan : ne? Saçmalama Songül.. olur mu hiç öyle şey?

Songül : bal gibi olur Serkancım... bu ders çalışma masallarına falan kanma. Cemre sana yakın olmak için elinden gelen herşeyi yapıyor... tüm okul duysun, bomba haber! Okulun sosyetik kızı Cemre Derinoğlu yıllardır Serkan Özgün'e aşık ama bunu ona söyleyemeyecek kadar korkak!

Tüm okul duymuştu, rezil olmuştum. Onu geçtim Serkan öğrenmişti, bu hepsinden önemlisiydi...

Serkan : Cemre... doğru mu bu?

Masadan kalkıp koştum birden, Serkanın yüzüne bile bakamıyordum... Serkan arkamdan seslendi ama arkamı dönmedim.

SERKAN

Nasıl yani? doğru muydu duyduklarım? Cemre bana mı aşıkmış? Yanımdan fırlayıp gitti, peşinden koştum ama tuvalete girdiğini görünce geri dönmek zorunda kaldım. Masada bir tek Güney kalmıştı...

Güney : hayırlı olsun kardeşim...

Serkan : ne diyosun oğlum sen?

Güney : Cemre.. aşıkmış işte sana...

Serkan : geç dalganı abicim... sakın kaçırma bu fırsatı...

Güney dalga geçip duracaktı o yüzden masadan kalkıp gittim. Cemre ile konuşmam lazımdı...

EYLÜL

Kantindeki olaylardan dolayı ortalık çalkalanıyordu. Bir günlüğüne de olsa konunun ben olmaması beni sevindirmişti. Sınıfa geldiğimde Cemre çantasını topluyordu.

Eylül : ya ağlama... ne olucak, unutulur iki güne...

Cemre : çekil git be başımdan! Bi de seninle uğraşamam

Cemre beni ittirip gitmişti. Uyuz kız, iyilik de yaramıyor. O sırada buna şahit olan bir kız geldi yanıma...

Kız : boşver sen onu. O böyledir...

Eylül : farkettim...

Kız : bu arada ben Kader...

Eylül : memnun oldum...

Kader : Cemre ve Songüle hiç bulaşma, değmez inan. İkisi güya en yakın arkadaşlar ama sürekli birbirlerinin arkasından konuşurlar.

Eylül : nasıl arkadaşlar bunlar?

Bu sırada Serkan gelmişti telaşlı bir şekilde...

Serkan : Kader, Cemre'yi gördün mü?

Kader : çantasını toparlayıp çıktı gitti

Serkan : ah be! Ah ben Cemre...

CEMRE

Eve geldim ama burda da duramıyordum. Zaten okul çıkışı olur olmaz muhtemelen Serkan da buraya gelip benimle konuşmak isteyecekti. Hemen evden çıktım, kafamı dağıtmaya ihtiyacım vardı, hem de çok. Bu olanları unutmak istiyordum. Ama nasıl unutucam, orasını bilmiyordum işte. Songül! Songülü öldürmek istiyordum! Nasıl söyler ya nasıl?! Ben ona iyilik yapmıştım, onu Güney konusunda uyarmıştım ama o benim en büyük sırrımı ele vermişti. Bunu asla affetmem...

Kendimi Güney'in kapısının önünde buldum. Ondan başka konuşabileceğim bir arkadaşım yoktu sanırım. Bir de Serkan vardı tabi ama artık...

Güney geldiğinde beni görünce şaşırdı...

Güney : Cemre... nooldu?

Cemre : noolur birşey sorma. biraz takılalım mı? Şuan kafamı dağıtmaya ihtiyacım var.

Güney : olur.. olur tabii

Sahil boyunca yürüdük. En sonunda bir banka oturduk. Konuşmuyorduk...

Cemre : yer yarılsa da içine girsem. Yarın nasıl okula gidicem ben? Nasıl yüzüne bakıcam onun?

Güney : utanma... ona da söyle işte onu sevdiğini. Aşk... güzel birşey, saklama bunu...

Cemre : ya Güney, yapamam... ben çok utanıyorum...

Güney : naapmamı istersin? Serkanla konuşayım mı?

Cemre : hayır, sakın... sakın Güney

Güney : tamam... naapıcaksın peki?

Cemre : bilmem... unutmam lazım. Düşündükçe kafayı yiyecek gibi oluyorum.

EYLÜL

Kader çok tatlı bir kızdı. Bu okulda anlaşabileceğim tek kişi o olacaktı sanırım. Bundan sonra tek başıma oturmayacaktım, bir arkadaşım vardı artık.

Mert : ee ufaklık, nasıldı okul?

Eylül : ufaklık demesene! İyiydi. Senin iş görüşmen nasıl geçti?

Mert : benden kaçar mı kızım? Alındım tabii işe. Zengin bebelerine yemek yapıcam.

Aşk AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin