147.Bölüm : FİNAL

719 44 160
                                    

Sindire sindire okuyunuz lütfen 🙈 bol yorum bekliyorum, düşünceleriniz benim için çok önemli 💜

4 yıl sonra
EYLÜL
4 yıl boyunca kimseyle iletişimimi kesmemiştim. Nazan annemle sürekli konuşuyorduk. Ama o da Serkanı bilmiyormuş, sadece o arıyormuş bazen, iyiyim beni merak etme diyip telefonu kapatıyormuş. Ben de İstanbul'da durmadım. Okul biter bitmez İstanbul'dan ayrıldım, gezmeye başladım. Şimdi Diyarbakırdaydım mesela, hava soğuk buz gibi. Ama ben görevimi yapıyorum. Bu hastaneye sürekli askerler geliyor, kolunu, bacağını kaybedenler, geçici felç geçirenler... hepsine yardımcı olmaya çalışıyordum. Öyle vakalar geliyordu ki, bazen benim yaşadığım neymiş diyorum... mayına basıp yüzü gözü tanınmaz bir asker gelmişti mesela. Ayakları tutmayanlar, konuşamayanlar, uzuvlarını kaybedenler... onlardan biri de Salihti...

Salih buraya 3 ay önce gelen bir askerdi. Ayakları tutmuyordu geldiğinde. Hala da birşey yapamamıştık onun için. Ama onu iyileştirmeyi çok istiyordum. O benim için diğerlerine göre biraz daha özeldi. Sürekli gözlerimin ne kadar güzel olduğunu söyleyip duruyordu, sanırım bana karşı birşeyler hissediyor ama açılmak için iyileşmeyi bekliyordu... peki ben? Ben ona karşı ne hissediyordum? Aşk değil.. ben bir kişiye aşık olmuştum ama o beni terkedip gitmeyi tercih etmişti... ama onla konuşmayı, vakit geçirmeyi seviyordum. Çok eğlenceli bir insandı Salih... ve bana iyi geliyordu.

Salihle birlikte içinde her yeri yanmış olan bir asker ve bir iki hafif yaralının bulunduğu odada oturuyordum.

Salih : daldın güzel gözlü kız... nerelere daldın gittin?

Eylül: hiç... İstanbul'daki ailemi hatırladım. Özledim de onları

Salih : kimler var orda? Bahsetmedin hiç. Anlatsana biraz

Eylül: pek iç açıcı bir hikayem yok, ondan anlatmadım...

Salih : benim hikayem kadar olamaz herhalde dimi?

Bana bakıp güldü, sonra da elimi tutmuştu, gülümsedim... elini tuttum...

Eylül : 17 yaşımdayken annem kansere yakalanmıştı, fakir bir aileydik, karşılayamazdık tüm o tedavi masraflarını. Ben de babamın beni daha önceden evlendirmek istediği bir adamla evlendim. Zengindi... büyüktü benden ama umursamadım, tek istediğim annemin iyi olmasıydı. Sonra onun sayesinde karşıladık masrafları. Ama bana... bana tecavüz edince... kaçtım işte. Sevgilim vardı o zamanlar, o kaçırdı beni, kurtardı ondan. Annem ameliyat sırasında öldü, babam kaçtı gitti, şimdi nerde kim bilir... bir abim var, ailem dediğim bir o var, o da çok tatlı bir kızla evlendi. Bir kızları bir de oğulları var. İkizler... görsen öyle tatlılar ki...

Salih : ee sen naaptın? Evlendin mi sevgilinle? Kaçtım dedin ya hani...

Eylül: evet evet evlendim... o doktor şimdi...

Salih : hadi ya... tüh, evlendin demek... şanslı adam... hergün bu gözlere bakıyor, her gün bu gülüşle uyanıyor... kıskandım onu...

Eylül: bir gün hamile olduğumu öğrendim. Daha üniversitedeydim, okumak istiyordum, bebek bakmak değil. Ama onu içimde hissettikçe o kadar çok istedim ki, ne okul, ne de kariyerim umrumda olmadı...

Aşk AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin