SERKAN
Eylülle ikimiz bir sınıfa geçmiştik, daha hoca gelmemişti. Yanına geçip aklımdakini sordum...
Serkan : neden söylemedin?
Eylül : neyi?
Serkan : bana kopya verdiğini...
Eylül : ne gerek var? Oldu bitti işte. Hem başı yanacak olan benim, sen değilsin.
Serkan : yine de senden kopya çekmiş oldum
Kız gülmeye başlamıştı. İlk defa gülüyordu sanırım, yani ben onu ilk defa gülerken görüyordum. İyi de neden gülüyordu ki şimdi bana?
Eylül : sen komik bir çocuksun... komiksin ama kafan bazı şeylere basmıyor galiba, ya da farkında değilsin ama beni kopya çekmekle suçluyolar, sence sana kopya verdiğime inanırlar mıydı?
Bunu düşünememiştim...
Serkan : doğru...
Eylül : ayrıca inanacak olsalar bile söylememe gerek yok. Oldu bitti, sen de unut artık
Bu sırada hoca da gelince sınavın başlayacağını düşünmüştük ama elinde kağıt falan yoktu...
Serkan : hocam, biz sınav olucaktık ama...
Hoca : evet, olucaksınız. Ama sözlü şeklinde yapıcam. Eylül, senle başlayalım, tahtaya gel bakalım.
Eylül, hocanın yazdığı soruyu takır takır çözerken, hocanın surat ifadesine takılı kalmıştım. Bunu beklemediği kesindi...
Eylül : doğru mu?
Hoca : evet... bravo, tebrik ederim...
Eylül : ben burslu öğrenciyim, aptal değilim. Bunu değerlendirip, bana burdaki diğer öğrenciler gibi davranırsanız sevinirim hocam
Söylediğiyle güldüm. Neden gülmüştüm ki ben şimdi?
SONGÜL
Cemre ne diyordu? Ne saçmalıyordu bu kız? Ne demek aşk yok... ne demek Güney beni sevmiyo?
Songül : saçmalama kızım
Cemre : yalan mı? Hı? Doğru... sen de bunu biliyorsun. Güney'in sana aşık olmadığını, hatta seni sevmediğini ve sadece kullandığını biliyorsun. Gerçi kim kimi kullanıyo orası tartışılır ya...
Songül : ne diyorsun sen be?!
Cemre : bak Songül... sen Güney'i saplantı haline getirmişsin. Seni sevmeyen biriyle olma... seni sevmeyen birinin peşinden koşup durma, sevmiyo işte seni
Songül : güleyim mi buna? Bana diyene bak!
Cemre : ben çıkmıyorum ama. Sen gurursuz musun nesin? Bi de çıkma teklifi ettin seni sevmeyen, zamanında seni aldatan bi çocukla
Songül : sus! Sus konuşma!
Cemre : nooldu? Gerçekleri duymak ağrına mı gitti?
Songül : yeter!
Sinirlenip gittim. Yalan söylüyordu. Tamamen saçmalıktı dedikleri... Güney beni seviyor... hiç düşünmedi bile, kabul etti çıkma teklifimi... o da beni seviyo...o da seviyor, biliyorum...
GÜNEY
Ah be Cemre.. naapıcam ben seninle? Sen Serkan'a öyle güzel güzel bakarken, ben sana nasıl derim senden hoşlanıyorum diye... hele kardeşim Serkan.. o da bir türlü Cemre'ye açılamazken ya da aşık olduğunu farkedemezken ben nasıl itiraf ederim Cemre'ye aşık olduğumu....
Serkan yanıma geldi...
Serkan : nooluyo oğlum? Karadenizde gemilerin mi battı? Ne bu surat?
Güney : birşey yok oğlum...
Serkan : var birşey ama... neyse
Güney: yok diyorum ya kardeşim
Serkan : tamam yok...
Güney : şu kıza kopya verdin, başını belaya soktun be oğlum
Serkan : ben vermedim abi, kız zeki
Güney : atma lan!
Serkan : matematiği iyi... diğer dersleri bilemem...
Güney : kendin gibi bir inek buldun desene
Serkan gülmeye başlar....
EYLÜL
Eve geldiğimde annem beni güler yüzle karşıladı...
Mesude : hoşgeldin kızım...sana bir sürprizim var!
Eylül : neymiş o?
İçeri geçtiğimde abimin salonda oturduğunu gördüm. İnanamıyorum! Dönmüş müydü yani?
Mert : Eylül!
Eylül : abi, naapıyosun sen burda?
Mert : ne o? Sevinmedin galiba? Gidiyim ben o zaman...
Eylül : saçmalama, çok özledim
Yanına gidip sarıldım.
Mert : iş arıyoruz işte kızım, buralarda iş buluruz illa ki. Şu zengin sitelerden birine kapak attım mı tamamdır.
Abim Mert, aşçılık okumuştu. Şehir dışında okuyordu, 2 senedir çok fazla görmedim onu. Şimdi ise temelli dönmüştü...
SONGÜL
Eve geldikten sonra uzunca düşündüm. Cemre haklı olabilir miydi? Sanmıyorum ama yine de içime kurt düşürmüştü. Hemen Güney'e mesaj attım. Ama dönmedi. Saatlerce bekledim. Hala cevap yoktu. Sabah uyandığımda da heyecanla baktım ama hala cevap yoktu. Sinirlenmiştim. Okula geldiğimde bizimkilerin sınıfta olmadığını farkettim. Muhtemelen kantindelerdi. Kantine gittiğimde ortamın kalabalığında bile Cemre'nin sesini duyabiliyordum. Yanında Güney ve Serkan vardı, kahkahalarla gülüyordu. Yanlarına gittim.
Songül : Günaydın
Cemre : Günaydın canım, otursana...
Hala canım diyo...
Songül : aşkım... napıyosun, neden yazmadın? Sana mesaj göndermiştim dün gece
Güney : ha, görmedim ya, hemen uyudum
Cemre bana "baaak, ben haklıyım" der gibi bakıyordu..
Güney : ya Songül... aslında geldiğin iyi oldu, ben de sana birşeyler diyecektim.
İşte bu anı bekliyordum. Kalbim duracaktı... beni sevdiğini mi söyleyecekti?
Songül : evet?
Güney : yalnız konuşsaydık?
Songül : yok yok, burda söyle, herkes duysun
Güney : peki... ya ayrılalım biz. Yani olmuyo, iyi hoş kızsın ama biz böyle kanka olarak takılmaya devam edelim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Ateşi
Teen FictionÇocukluktan beri arkadaş olan 3 arkadaş, Serkan, Cemre ve Güney... Ve onların hayatlarına dahil olup tüm dengeleri bozacak yeni insanlar...