67.Bölüm

284 34 6
                                    

SERKAN
Sabah çok fena bir baş ağrısıyla uyandım. Yataktan zor kalkıp mutfağa gittim. Mert ordaydı ve gözleri kıpkırmızı olmuştu...

Mert : evde senden başka kimse yok. Ne istersin?

Serkan : canım birşey istemiyor. Neden kimse yok evde? Saat kaç ki?

Mert : 11 oldu.

Serkan : 11 mi? Geç kaldım, kahretsin!

Mert : annenler uyandırmaya çalıştı ama...

Serkan : hatırlamıyorum bile.. ben dün...

Mert : neyse... kendi dertlerim varken senin kafan güzel haldeykenki anılarını çekemicem, hiç kusura bakma...

Serkan : nasıl izin verdin? Kardeşinin onunla evlenmesine nasıl göz yumdun? Ben de seni kardeşine sahip çıkan, ona değer veren bi abi sanmıştım, yanılmışım...

Mert : denemedim mi sanıyosun? İstemediği zaman kaçırdım onu, sakladım. Yine olsa yine yaparım ama... Kendi istiyoken ben naapabilirim? Söyledim, yapma dedim ama dinlemedi

Serkan : neyse, ben okula gidiyorum...

GÜNEY
Okul onsuz çekilmiyordu. Yine gelmemişti. Tamam benden kaçıyor olabilirdi, artık beni istemiyor da olabilirdi ama bu okula gelmesine engel değildi. En fazla benle konuşmazdı... ya da daha ileri gider, okulunu değiştirirdi ama o günlerdir gelmiyordu...

Başına birşey gelmiş olabilir miydi?

Saçmalama Güney... kız sana not bile bıraktı, daha ne diyorsun? Çok fazla film izliyorsun... annesi kaçıracak değil ya...

İlk kısa sınavımızı olmuştuk, ama benim kafam öyle dalgındı ki hiçbirşey yapamamıştım. Kağıtlar arkadan öne doğru gelirken kendi boş kağıdımı en üste koyacaktım ki altındaki kağıtta birşey dikkatimi çekti...

Bu yazı... çok tanıdıktı... bu yazı... bu yazı günlerdir her harfini ezberlediğim o notta yazan yazının aynısıydı adeta... gözümün önündeydi yazdıkları... ama aynısıydı... resmen aynısı...

Kağıdın sahibine baktığımda Songül'ün olduğunu gördüm. Cemre ve Songülün yazısı bu kadar benziyor muydu?

Gizlice Songül'ün kağıdının resmini çekerek sınıftan çıktım...

EYLÜL
Öğle arasında kantinde tek başıma otururken Serkan geldi. Yine neden gelmişti ki?

Serkan: dün, ben sarhoştum, kusura bakma. Çok saçmaladım mı? Ya da bir saygısızlık falan? Kendimde değildim... yani hayal meyal geldiğimi hatırlıyorum ama neler saçmalamadığımı hatırlamıyorum

Eylül: biraz saçmaladın. Ama sarhoştun, takmadım açıkçası

Serkan : kusura bakma

Eylül: önemli değil... aslında onların gerçek düşüncelerin olduğunu biliyorum, ama sen onları normalde yüzüme söyleyemeyecek kadar kibar bir insansın

Serkan : ne dedim?

Eylül: mesela... ne kadar iğrenç bir insan olduğumu söyledin... sonra erkek avcısı olduğumu... ha bir de benden düğün davetiyesi istedin...

Serkan : ben çok özür dilerim... asla ama asla iğrenç bir insan olduğunu söylemek istemezdim

Eylül: dedim ya önemli değil...

Uzun bir sessizlik oldu

Serkan : aa bi dakika, sen okuldasın... kocan izin veriyo mu?

Eylül: evet... o modern bir insan, onu bu yüzden seviyorum. Üniversite de okuyacağım.

Serkan : vaaay... ne diyeyim Allah mesut etsin...

Eylül : yapma...

Serkan : yoo gerçekten sevindim.. çünkü ben de hayatıma devam ediyorum senin gibi. Tabii evlilik gibi büyük bir adım değil ama... Miray ile çıkıyoruz

Yeterince zor değilmiş gibi bir de bunları duyuyordum... gülümsemeye çalıştım...

Eylül : hayırlı olsun... neyse ben gitsem iyi olacak...

Daha fazla rol yapamayacağımdan korkup masadan kalktım...

CEMRE
Gözlerimi açtığımda bir hastane odasındaydım. Hemen ayaklanmaya çalıştım...

Hemşire : dur hemen kalkma... daha serumun bitmedi...

Cemre : şey... bir dakika... ben... ben buraya nasıl geldim?

Hemşire : sizi gece geç saatlerde hastanenin önünde baygın bulmuşlar...

Cemre : anladım.. telefon edebilir miyim birine?

Hemşire : şurdaki telefonu kullanabilirsiniz...

Hemen babamın telefonunu tuşladım ama cevap vermiyordu...

GÜNEY
Hemen çantamdaki notu bulup telefonumdakiyle karşılaştırdım. Tahmin ettiğim gibiydi, yazı resmen aynıydı.. ama o notu Songül mü yazmış oluyordu o zaman? Peki neden? Neden? Yoksa?

Yani Songül, Cemre'yi kaçırmış mıydı? Cemre kendi isteğiyle gitmemiş miydi? Böyle birşey mümkün müydü?

Aşk AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin