12.Bölüm

524 57 19
                                    

SERKAN
Evde akşamki davet için hazırlıklar vardı. Bunalmıştım, kitabımı alıp bahçeye çıktım. Defne de geldi yanıma... giyinip süslenmişti..

Defne : naapıyorsun burda Serkan?

Serkan : kitap okuyorum Defnecim, gördüğün gibi..

Defne : onu anladım da, sen haftasonları evde durmazdın ki? Arkadaşlarınla takılırdın...

Serkan : haberin yok galiba... Cemre ve Güney çıkıyolar.

Defne : sadece bir sınıf yandayım Serkan, olaylardan tabii ki haberim var... şunu anlamadım, bu neyi değiştirir ki?

Serkan : sevgililer işte... Yanlarında mı takılayım?

Defne : yani... o da olmaz tabii, ben düşünüyorum da... yani sen yanımızda dolaşıp dursaydın

Serkan : kimle birliktesin de ben sizin yanınızda dolaşıyorum Defnecim? Sevgilin mi var?

Defne : ıı şey...

Bu sessizliklik, sevgilisinin olduğuna mı işaretti? Kimdi o? Benim neden haberim yoktu?

Serkan : kim?

Defne : ya ben geç kalıyorum...

Serkan : nereye? O zibidiyle buluşmaya mı?

Defne : ya Serkan!

Serkan : kim diyorum Defne?

Defne : ya ciddi birşey değil, merak etme... olsa söylerdim...

Serkan : Defne?

Defne : ya valla ciddi birşey değil...

Serkan : şimdi onun yanına mı gidiyosun?

Defne : hayır, kızlarla buluşucaz.

Serkan : kimmiş bu kızlar?

Defne : ya sen beni sıkıştırıyor musun? Kaderle buluşucaz. Bi de Eylül gelicekmiş sanırım.

Serkan : Eylül mü? Hangi Eylül?

Defne : şu sizin sınıftaki yeni kız işte. Kader çok iyi anlaşmış, beni de tanıştıracakmış...

Serkan : iyi kız, iyi...

Defne bana seslenene kadar dalıp gittiğimin farkında bile değildim.

Defne : Serkan... Serkan! Daldın gittin... nooluyo?

Serkan : yok birşey.. git hadi sen. Selam söyle...

Defne : Eylüle de söyleyeyim mi?

Serkan : Defneee!

Durdum biraz..

Serkan : söyle... ona da söyle...

Defne dönüp bana sırıttı ve gitti...

EYLÜL

Abim sinirden köpürmüştü. Zor ikna etmiştim. Hemen Kader'i arayıp planı iptal ettim. Kader diğer kızlara benzemiyordu. Zengindi ama kibirli değildi asla. Çok iyi anlaşmıştım. Gidemediğim için her ne kadar üzülsem de abime yardım etmek istedim. Eve geldik, koskocaman bir villaydı. Direkt mutfağa geçtik ve hazırlanmaya başladım.

Eylül : ben pek anlamam biliyosun. Sen bana yapabileceğim birşeyler söyle, ben de yapıyım.

Mert : bak oraya bıraktıklarımı yıkayıp kesebilir misin? Domatesleri küp küp doğra ama...

Eylül : tamamdır, hemen hallediyorum.

İşler hızlı gidiyor gibiydi. Tatlıyı yapıyorduk, pastanın kekini ben hazırlarken Mert de yemekleri kontrol ediyordu. Unu eklerken nasıl olduysa birden yüzüm gözüm un olmuştu...

Eylül : offf of!

Mert : bu ne hal Eylül, naaptın?

Eylül : of ya tamam tamam hemen temizliyorum...

Mert halime bakıp gülmeye başladı.

Eylül : ya gülmesene!

Mert : tamam tamam...

Hala gülmeye devam ediyordu. Sinir etmişti beni. Şaka yoluyla koluna vurdum.

Mert : acıttın!

Eylül : atma be!

Biz gülüşürken birinin bizi izlediğini farkettim...

GÜNEY

Cemre ile çıktığıma inanamıyordum. Tamam biliyorum, oyundandı ama kendimi biraz kaptırsam, bu günlerin tadını çıkarsam ne olurdu sanki? Herkesin içinde beni seviyor gibi rol yapacaktı, sürekli yan yana olacaktık, yıllardır hayalini kurduğum birşeydi bu, şimdi ise kendi ağzıyla bana çıkma teklifi etmişti...

Haftasonundan ilk defa bu kadar nefret etmiştim. Cemre ile görüşemiyordum, yanına gidecek bahanem de yoktu zaten. Ona verdiğim sözü tutup bir yere gitmedim ve evde oturdum. Şimdiden beni ne hale getirmişti... ben onu düşünüyorken telefonum çalmaya başlamıştı. Cemre arıyordu... nasıl yani?

Cemre : Güney selam... ya ne dicektim, bugün işin var mı? Akşam yani?

Ne oluyordu? Naapmaya çalıyordu bu kız?

Güney: hayır.. yok

Cemre : harika! Çünkü sana ihyacım var... yani herkes bizi sevgili sanıyo ya...

Güney: ne için ihtiyacın var, anlamadım?

Cemre : Nazan teyzelerde yemek verilcek ya... sizinkiler gelmiyo mu yoksa?

Güney : onlar yurtdışında

Cemre : aa tamam... ama sen benimle gelirsin dimi?

Güney : olur... gelirim

Cemre : süper, görüşürüz o zaman

Güney : görüşürüz...

Telefonu tam kapatacakken Cemre konuşmaya devam etti...

Cemre : haa Güney...

Güney : efendim?

Cemre : herşey için teşekkür ederim... gerçekten

Güney: benim için zevk...

Gerçekten de öyleydi...

SERKAN

mutfağa girdiğimde Eylül ve sevgilisini, yani bizim mutfaktaki çalışanı, gayet samimi bir şekilde gülerken gördüm, ne yapacağımı şaşırmıştım.

Serkan : Mert!

Mert : buyrun...

Serkan : lütfen bir daha çalıştığın yere sevgilini ya da herhangi bir arkadaşını getirme. Özellikle böyle bir günde...

Eylül, beni görünce şok olmuştu. İnanamaz gibi gözlüklerini t-shirtüne silip tekrar takmıştı...

Mert : siz bizi yanlış anladınız...Eylül benim sevgili-...

Serkan : her ne ise... ben söyleyeceğimi söyledim... buraya yemek yapmak için geldin, sevgilinle gülüşüp eğlenmek için değil..

Bu bölüm de canım EySerci okurlarıma gelsin ❤️ eyserciyazar eysercilerrr

Aşk AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin