123.Bölüm

271 31 9
                                    

SERKAN
Eylül ile eve kadar geldik, kapıyı açar açmaz içeri girmesine izin vermeden onu kucakladım...

Eylül: Serkan! Dur naapıyosun düşücem...

Serkan : ben seni hiç düşürür müyüm?

Güldü... sonra yine bıraktım onu...

Eylül : ya çok garip Serkan... şuan baya baya evliyiz...

Serkan : evet... sen de Özgün oldun artık...

Gülümsedi...

Yatağa oturdu, ben de onunla birlikte oturmuştum... aklıma Defne'nin arkadaşının dedikleri gelmişti...

Flashback
Serkan : ....işte böyle Pınar... yani olay genel hatlarıyla böyle. Ben bu kıza evlenme teklif ettim ama sence yanlış mı yaptım?

Pınar : yok yok... yanlış değil Serkan... sonuçta kaç yıl birlikteymişsiniz zaten.

Serkan : şimdi ben evlendiğimizde ona nasıl davranacağımı bilemiyorum. Hala bile zorlanıyorum. Söylediklerimi düşünüp öyle söylüyorum...

Pınar : çok haklısın... çünkü belli ki Eylül yaşadıklarını karşıya pek yansıtmıyor. O içinde yaşıyor hala... ona her yaklaşğında, ona eskileri hatırlatıyor olabilirsin. Bu yüzden her hareketine dikkat etmen gerek...

Serkan : ben de ondan korkuyordum.... o yaşadıklarını yeniden yaşamasını asla istemem... sen bana anlat Pınar... ne yapmam gerektiğini anlat ki ben de ona göre davranayım.

Flashback sonu

Eylül : Serkan...

Serkan : efendim?

Eylül: daldın gittin... iyi misin?

Serkan: evet evet...

Yavaş yavaş öptüm onu. Elleri gömleğiminin düğmelerini bulduğunda ellerinin titrediğini hissettim...

Serkan: şişt... aşkım, biz böyle sarılıp uyuyalım mı bugün? Ankara'da yaptığımız gibi?

Eylül: hayır... Serkan iyiyim ben...

Serkan : değilsin canım... kendini zorlama... ne zaman hazır hissedersen...

Eylül: hayır hayır... iyiyim... hazırım ben...

Zorlamak istemiyordum ama iyi gibiydi... çok fazla reddedersem de bu sefer Pınar'ın dediği gibi onu istemediğimi düşünebilirdi...

Yeniden öptüm onu... bugün resmen birbirimize ait olmuştuk... Serkan'ın Eylülü ve Eylül'ün Serkanı olmuştuk...

MERT
Kaderle evine doğru yürüyorduk ki bir grup adam yolumuzu kesti.

Kader : nooluyo Mert?!

Allah kahretsin! Bunlar geçen gün beni tehdit eden adamlardı...

Kader'i arkama doğru çektirip önümdeki adama doğru konuştum...

Mert : ne istiyorsunuz?

Adam : sana söyledik ya ne istediğimizi... büyük gün bugün...

Mert : kızı evine bırakayım, sonra erkek erkeğe konuşuruz...

Kader : Mert kim bunlar?! Nerden tanıyosun?! Ne istiyorlar senden?!

Mert : Kader sus!

Kader : ben hiçbir yere gitmem. Bırakmam seni yalnız başına...

Mert : gideceksin Kader

Kader : gitmiyorum... asla bırakmam seni... yalnız kalamazsın...

Mert : Kader git diyorum sana! Git!

Adam : sevgilin dimi? Kardeşin daha birkaç saat önce evlendi çünkü, o olamaz...

Mert : sen nerden biliyosun lan?!

Adam : hop! Lan falan... yakışıyor mu kızın yanında?

Mert : bende para falan yok! Gidin o adamdan isteyin

Adam : nerde olduğunu bilsek isteriz tabii ama kaçtı şerefsiz...

Mert : param yok.

İçlerinden biri Kader'i çektirmeye başlamıştı... o çektirdikçe ben daha sıkı tutuyordum...

Kader : Mert!

Mert : Kader!

En sonunda onlar kazanmıştı ve Kader'i çekip yanlarına almışlardı. Kader çaresizce ağlıyor, adamın elinde çırpınıyordu...

Adam : güzel de kızmış... bak gel senle anlaşma yapalım... bu kızı bize ver, biz de borcunu silelim... malum kız güzel, çok para eder...

Mert : kapa lan çeneni! Asla!

Adam : o zaman parayı bul... şimdilik Kader misafirimiz olsun, yani sen parayı getirene kadar, yoksa kızı alırız, bir daha yüzünü göremezsin...

Kader'i zorla arabaya bindirirlerken ben de arkalarından koştum ama yetişemedim. Arabanın arkasında plakası da yoktu, çaresizce gidişlerini izledim... o kadar parayı nerden bulacaktım?

GÜNEY
Cemre uyuyordu, sabah erkenden çıkıp Songüllerin evine gittim. Babası çıkmıştı kapıya...

Sadullah : nooluyo lan?! Ne istiyosun alacaklı gibi sabahın köründe?!

Güney : siz misiniz benim karıma tehdit mesajları gönderen?!

Sadullah : ne mesajı be?! Kafayı mı yedin sen?!

Güney : kafayı yiyen senin kızındı Sadullah amca! Dolayısıyla siz de sabıkalısınız bu konuda. Her türlü saçmalağı yapabilirsiniz bence.

Sadullah : ben senin karına ne diye mesaj göndereyim be?!

Güney : aklınca kızının intikamını alacaksınız... huzurumuzu bozarak...

Sadullah : benim kızımın psikolojik sorunları vardı ama ölmeyi haketmedi. Ama kendi yaptı bunu kendisine. Üstelik seni de ölüme sürükledi. Sen de ölebilirdin evlat

Güney : siz değilsiniz yani

Sadullah : git uyu Güney... biz sana ne yapalım? Tövbe tövbe...

Sadullah amca gerçekten birşey bilmiyor gibiydi.. elim boş eve dönmüştüm. Cemre hala uyuyordu. Sarılıp uyumaya devam ettim...

Aşk AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin