27.Bölüm

471 41 10
                                    

SERKAN
Şok üstüne şok yaşıyordum. 5 dakika içinde neler öğrenmiştim öyle. Babası Eylül'ü evlendirmeye çalışıyor, abisi ise onu nikahtan kaçırmıştı. Üstelik evlendirmek istedikleri kişi neredeyse babamız yaşındaydı...

Serkan : tabii ki evlenmeyeceksin dimi?

Mert : hayır tabii ki. Saçmalık!

Eylül : kahretsin ya! Neden ben? Neden?

Mert : abicim. Bak, şimdi senin burda kalman gerekiyo. Sonra ben birşeyler düşünücem tamam mı?

Eylül : bunun sonu evlilik Mert. Bunu sen de gayet iyi biliyorsun. Söz konusu para ise babam asla vazgeçmeyecektir. Beni bulduğunda da...

Mert : o pislik sana birşey yapamaz tamam mı? Gerekirse şehir dışına çıkartırım seni. Asla bulamaz. Ama yine de iki katın yaşında bir adamla evlenmene göz yumamam...

Eylül, Mert'e sarılmıştı...

Eylül : tamam...

Mert : doğru karar...

Eylül : sonsuza kadar burda saklanamam...

Mert : ben sana kalıcak bir yer ayarlıcam...

Eylül : okul?

Mert : bir iki gün gitme. haftasonu giriyo araya zaten. Sonra bakarız

Eylül : okulu bırakamam Mert...

Mert : bak, az kaldı tamam mı? 18 olmana az kaldı. Sen 18 olduğunda taşınır gidersin o evden. Sık dişini abicim...

Eylül : tamam...

Birkaç saat önce beni reddeden kıza bakıyorum şimdi. Elinde ayakkabıları, toz içindeki ayakları, dağılmış saçları ve elbisesiyle tam karşımdaydı.

Mert : Serkan.. çok sağol gerçekten çok sağol..

Serkan : tamam.. dert değil. Eylül benim de arkadaşım. tabii ki yardım edecektim..

Mert : Eylül.. ben şimdi gidiyorum. Sakın ortalıklarda dolaşma tamam mı? Ne olur ne olmaz

Eylül : tamam...

Mert gidince Eylül bana dönmüştü...

Eylül : bakmasana öyle

Serkan : nasıl?

Eylül : acır gibi işte

Serkan : sana acıyo gibi mi görünüyorum. Aksine şaşırdım, yani cesaretine falan...

Eylül : neyse... sağol, merak etme çok kısa süre burdayım

Serkan : sen şimdi bunu düşünme. Üstünü değiştir istersen...

Kaşlarını çatıp bana baktı...

Serkan : kardeşim var ya benim hani... kıyafetlerinden verebilirim...

Eylül : olur...

Onu Defne'nin odasına götürmüştüm. Defne hala ortalıklarda olmadığı için bu iş bana düşmüştü..

Serkan : önce istersen bir duş al. Rahatlarsın. Sonra bunları giyersin.

Bana hafifçe gülümsedi. Bunun verdiği şaşkınlıkla sırıtırken kendimi odadan zor dışarı attım.

GÜNEY
Cemre utanmış mıydı? Utanmıştı kesinlikle. Yüzüme bile bakmadan masasına geçip çizim yapmaya devam etti.

Güney : utandın mı sen?

Aşk AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin