okuyucuya not: Hikayemi takip eden ve emeklerimi karşılıksız bırakmayan herkese çok teşekkür ederim. Lütfen eleştirilerinizi ve önerilerinizi benden esirgemeyin. Sevgiyle kalın..
'' Ben hiç bu kadar kötü hissetmemiştim! Ne yaptın bana!!
Aldo arkasına yaslanmış zaferinin tadını çıkarırcasına izliyordu beni. Yağan yağmur iyice şiddetlenmişti. Sesim yağmurun içinde kayboluyordu ya da ben öyle hissediyordum. Kapalı bir kavanozda nefes almaya çalışan küçük bir balık kadar çaresizdim. Bir anda nefret dolu, içinde en ufak yaşama sevinci hissetmeyen birine dönüşmüştüm ya da dönüştürülmüştüm.. Tek düşündüğüm birilerine vurmak, hıncımı çıkarmak ve daha kötüsü intikam almaktı. Ben asla böyle hislere kapılan biri olmadım bu yaşıma dek. Bu Hazar değil de bir başkasının ruhu ve bedenime büyük geliyor! Tüm hücrelerim hiç tanımadığı bu hisse karşı koymak istiyor ama başaramıyordu. Aklım hala yerindeydi çok şükür. Bunu bana Aldo'nun yaptığından zerre kadar şüphem yoktu. Şimdi tüm kinim ve öfkem ona yönlenmişti. Etrafı hızlıca gözlerimle taramaya başladım. Kafamın içinde bir biri arkasına saldırı planları geçiyordu. Aldo şimdi yüzüme meydan okurcasına bakıyordu.
'' Aklından geçenleri görüyorum Hazar. Bence öfkeni doğru kişilere yöneltmelisin. Seni incitmek istemiyorum. Sen ne diyorsun diye bağırarak ayağa kalkacak oldum. Şimdi yine o karanlık odadaydım. Gözleri etrafımı sarmıştı ve öncekinden daha korkutucuydu. Bu sefer farklı olarak artık sesini de duyuyordum.
'' Beni iyi dinle izci! Sana ailenin intikamını alma şansı verdim ve sen elinin tersiyle ittin! Sen iste ya da isteme artık bu olayın içindesin! Benimle birlikte gelip ölüm oyuncusu olarak savaşta yerini alacaksın! '' ellerimle kulaklarımı tıkamış o korkunç sesi duymamaya çalışıyordum. Ben çabaladıkça sesi daha da yükseliyordu.
'' Yeter! Ne olur yeter! Bırak beni, canım acıyor!'' Bir anda ses kesildi ve yağmurun ıslattığı taze toprak kokusunu tekrar solumaya başladım. Gözlerimi açtığımda Aldo aynı yerinde oturuyor ilgisizce etrafı seyrediyordu. Kafamı kollarımın arasından çıkarıp derin derin nefes aldım.
'' Korkmuyorum senden! Asla bunun parçası olmayacağım!'' şimdi sahte bir şefkat maskesi takmış bana bakıyordu.
'' Korkman gereken ben değilim sevgili kızım, bu yaşadıklarının daha kötüsünü yaşatabilirler sana. Ben sadece göstermek istedim. Neyle karşı karşıya olduğun hakkında ufacık bir fikrin olsun istedim''
Ona tiksinerek bakıyordum. Söylediği her şey gözümde Onu biraz daha itici hale getiriyordu.
'' Benimle gelirsen seni tüm bunlara karşı hazırlayabilirim. Zamanı gelince sana dokunmaya bile cesaret edemeyecekler söz veriyorum.''
'' Sözlerinin benim için hiçbir hükmü yok Aldo. Sana güvenmiyorum, sözlerine güvenmiyorum.'' Aniden ayağa kalktı. Suratındaki maske düşmüştü artık. Tüm çıplaklığıyla kızgınlığını görebiliyordum.
'' Sana kendimi anlattım ve önüne çok büyük bir fırsat serdim. Dilerim seni bulmaya geldiklerinde çok geç olmaz Hazar. Bir dost olarak seni sadece uyarabilirim artık. O Hayalbaz peşini bırakmayacaktır. Artık yerini biliyorlar en yakın zamanda karşına çıkacaklar. Ve sen olanları sadece seyretmekle yetineceksin.''
'' Bana dokunamazlar! ''
'' Belki de sana dokunmazlar sevgili Hazar. Bu kirli bir oyun. Sen ellerini kirletmezsen onlar dünyanı kirletirler bunu sakın unutma.'' Şimdi korunun ormanlık tarafına doğru yürüyordu. Giderken bir an durup arkasını dönmeden son sözlerini söyledi:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM OYUNU SERİSİ 1, 2 Ve 3
FantasyÖlüm Oyunu Kabulleniş ve Ölüm Oyunu Parçalanma Ve sonunda Ölüm Oyunu Uyanış ile 3 kitap bir arada.. Bu hikayenin birden çok başrolü var. Bu hikâyede birden çok kişinin aşkı var. Bu hikâyede intikam peşinde koşan çok kişi var. Hepsinin düşmanı ortak...