11. Bölüm: Varlıklar ve Semboller Kitabı

1.2K 113 67
                                    


Oldukça kalın ve bir o kadar eski.. Bu kitap yeryüzünde yaşamış tüm varlıkları, özelliklerini, güçlerini ve önemli icraatlarını kayıt altına almak için yazılmıştır..

VARLIKLAR VE SEMBOLLER KİTABI varlıklar dünyasına ait insanların birbirine aktardığı bilgilerin toplandığı kitaptır. Yüz yıllarca dededen toruna aktarılan ve yazılması oldukça uzun süren bu eser, dünya üzerinde tek kopyası olan nadide bir parçadır. Anlaşıldığı üzere yazarı tek olmayan bu kitap varlıkların nesillerce incelenmesi sonucu geniş bilgiler veren bir sözlük gibidir aynı zamanda. İçinde Varlıkların güçleri, bu varlıkların her birinin tarih boyunca en güçlü temsilcileri ve kendileri için seçtikleri semboller bulunmaktadır. Bilmeyen ve sırra sadık olamayacak kimsenin eline geçmemelidir..

ÖNSÖZ VE BİLİNEN İLK EFSANE

Varlıklar dünyası dünya tarihi kadar eskidir. Varlıkları oluşturan ruhlar, daha ilk insan dünyaya ayak basmadan gökyüzünde süzülmekteydi. Buzlar çağında buz oldular, lavlar çağında lav.. Kendilerine tutunacak bir beden bulana kadar sadece parlayarak süzüldüler.. Derler ki dağ içine sığmayıp patlayan kor da, göklere sığmayıp yağan taş da, toprağa sığmayıp yaran güçte onlarmış.

İnsan kadar zayıf ve aciz bir varlık görünce hiç istememişler tutunmayı. İnsana ilk yaklaşan RUH SÖZCÜSÜ olmuş. Bu naif ve kırılgan yaratık, içinde barındırdığı güçle büyülemiş RUH SÖZCÜSÜNÜ. Varlıklar arasında en genç olan RUH SÖZCÜSÜ tutununca insan bedenine aradığını bulduğunu anlamış.'' Bu bedende ölenlerle konuşabilir onlardan haber getirebilirim'' demiş.

Onun bu hareketini gözlemleyen ve uzaktan takip eden İZCİ, hemen katılmış RUH SÖZCÜSÜNE. İZCİ 'de ''Tamam'' demiş. ''Artık huzurluyum Bu beden rüyalar görüyor, benim takip edebilmem için izler bırakıyor. Eğer yüreği güzelse ve de cesaretliyse MUDANG olur. Kahin bir iz süren olarak ödüllendiririm onu. Geçmişi ve geleceği görebilir veya trans yoluyla birileriyle konuşabilir.''

İZCİ'nin öncülük ettiği bir varlık daha varmış. HİSÇİ. İZCİ kadar güçlü değilmiş belki ama yine de duygulardan beslenerek İZCİ'ye yol gösterebilirmiş. Bu nedenle HİSÇİ insan bedeninden çok duygularına yönelmiş. Tüm bedeni kullanmak yerine hislerin içinde kaybolmayı tercih etmiş. İZCİ'nin tutunduğu aynı bedene tutunmuş. Ona sağdık olduğunu göstermek için.

SALİNİ biraz çekimser kalmış. ''Ben hep hareket etmek isterim.'' Bu küçük beden beni kaldıramaz, tatmin edemez'' demiş. ''Ben etrafta bulunan her şeyi bir nefeste yerinden edebilirim. Bu küçük beden bana yetmez.'' Yine de merakından tutunmuş bir bedene. Bir insanın gözünden görmüş dünyayı. Savurmuş etrafta ne varsa. İçi rahatmış artık. Bu beden küçükmüş ama gözleri tüm dünyayı gezecek kadar enginmiş.

GÖÇEBE bu varlıkların en haylazı en ele avuca sığmayanıymış.'' Ben hep aynı yerde kalamam. Yeri geldi mi çıkar giderim belki başkasını seçerim. Bu insan denen şeyi okumam ve güvenmem lazım. Özgürlüğüme engel olmayacaksa tutunurum'' diye seslenmiş bedenlere tutunan varlıklara. HİSÇİ daha derinlere indiğinden cevap vermiş GÖÇEBE'YE:

'' Sen tutsak edilemezsin istersen beden değiştirir istersen dinleyebilirsin. Bu bedende akıl var. Ve sen onu duyarak güvende hissedeceksin'' GÖÇEBE güvenmiş HİSÇİ'ye ve tutunmuş bir bedene. Sonra bırakmış tutunduğu bedeni sıçramış diğerine. Geri dönüp baktığında ilk tutunduğu bedeni hareketsiz görmüş, üzülmüş.. '' Dönerim tekrar, güvende kal ve bekle beni..''demiş.

HAYALBAZ olduğu yerde HİSÇİ ve GÖÇEBE'yi sabırla beklemiş, gözlemlemiş ve emin olmuş:

'' Ben hisleri kullanıp aklı bulandırabilirim. İstediğimi gösterir ve hissettirebilirim. Bana bundan daha iyi bir konak olamazdı'' Koşup tutunmuş bir bedene. Etraftaki insanları tek tek yoklamış, hayallerine girip kandırmış.

ÖLÜM OYUNU SERİSİ 1, 2 Ve 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin