Bu bolümü canım bacikom'a ithaf ediyorum sumeder
Alarm sesleri tüm odayı inletirken yataklardan fırlamıştık. Günaydın demenin daha medeni bir yolu olmalıydı değil mi? Eğer Gölge buralarda biryerlerdeyse kendim kadar eminim ki bu kalk borusu ondan başkasının fikri olamazdı. Onu özellikle aramayı aklımda bir yere not ettim..
Duş alıp giyinmek için 15 dakikamız olduğunu söyleyen görevli öğrenci bu gün zihinsel yeterlilik testlerine tabii olacağımızın sinyallerini vermişti. Bu da demek oluyordu ki dünkü testin yıldızı olan ben bu gün yerlerde sürüneceğim. Kendi yaşadığım dünya da olsaydık belki ufak bir şansım olabilirdi ancak burası hayallerimin de oldukça ötesinde manyakça bir yer ve benim ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim olmasını bırak minik bir fikir kırıntım bile yok!
Erkeklerle beraber kullandığımız odanın aksine tuvalet ve banyolar kişisel mahremiyete saygı gösterdiği için mutlu olarak duş aldım. Genelde butonlara tıklayarak şampuan vb. şeyleri alabildiğimiz için biraz gecikmiştim. Burada her şey otomatik her şey bilim kurgu filmlerinden fırlamış gibi..
Eğer bir yazarın yazdığı fantastik bir kitabın içerisinde olsaydım, yazara: "kahrolası kitabının türünü bilim kurgu olarak değiştir" diye bağırırdım.
Duştan en son çıkan ben olduğum için erkeklerle aynı odada giyinmek zorunda kalmıştım. Sözsüz bir anlaşma ile kızlara öncelik vermişlerdi ve ben bu anlaşmanın çürük elması olmuştum.
Gömleğimi giymek için yöneldiğimde sırtımdaki dokunuşla ürperdim. Hızla döndüğümde ranza arkadaşım Tarma ile gözgöze geldik.
" Ne yaptığını sanıyorsun? "
Utanmıştı. Ama utançtan çok acıma vardı bakışlarında.
" Sırtında yanık izi var. Özür dilerim Hazar. Çok kötü görünüyordu. Kendime engel olamadım."
Aynalı Dolapların olduğu yere hızla ilerleyip kapakları karşılıklı açarak arasına girdim. Gördüğüm şey gerçekti.. Elayas'ın dağladığı yara öylece sırtımda duruyordu. Bedenimin değiştiğini düşünmüştüm. Saçlarımın uzaması, gençleşmem.. iyi ama neden bu yara izi sırtımdaydı ki?
Kronali'ye afilli bir küfür salladım içimden. Onu asla aramamam gerektiğini söylerken Onu bana her detayıyla hatırlatan yine kendisi değil mi? Lanet olsun! Elayas'ı bulmak ve sarılmak istiyordum. Sarılıp yalnızlığımdan bir an olsun sıyrılmak istiyordum.
Eğer varlık olsaydım yatakhane çoktan 9.2 şiddetiyle sallanmıştı.." Gitme vakti Hazar. Giyin de çıkalım."
Uzattığı gömleğimi alırken gözümden firar eden bir kaç damlayı elimin tersiyle reddettim.
Kahvaltı masasına şaşkın şaşkın bakan bir bendim herhalde. Herkes önüne konan iki büyük bardak sıvıyı sanki peynirli omlet yiyormuş gibi keyifli bir sohbet eşliğinde yudumluyordu. Birisinin sıcaklığından yola çıkarak çay olduğunu düşünüyorum, diğeri ise posası alınmış meyveli süt gibi bir şeye benziyordu. Dün akşam yediğimiz çorba ve bir parça tavuk hiç değilse yemeklerin bildiğim gibi kaldığı umudunu filizlendirmişti içimde. Ne kadar da aptalım..
Tarma gülümseyerek " aç değil misin?" dediğinde karnım benim yerime cevap vermişti. " GURRRR"
Gülümsemesi tüm yüzüne kazınınca göz devirdim.
" Başla hadi, sonsuza kadar kahvaltı masasında oturmayacağız."
Pipeti önümdeki bardak görünümlü varile sokup burnumun dibine kadar itti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM OYUNU SERİSİ 1, 2 Ve 3
FantasyÖlüm Oyunu Kabulleniş ve Ölüm Oyunu Parçalanma Ve sonunda Ölüm Oyunu Uyanış ile 3 kitap bir arada.. Bu hikayenin birden çok başrolü var. Bu hikâyede birden çok kişinin aşkı var. Bu hikâyede intikam peşinde koşan çok kişi var. Hepsinin düşmanı ortak...