" Kabul Töreni!"
Ağzımda tadının kalması için 5 dakikadır hayranlıkla çiğnediğim son elma dilimini Tarma yüzünden boğulurcasına yutmak zorunda kalmıştım.
" Lanet olsun Tarma! O son dilimdi!"
Gözlerini kucağımdaki tabağa kıskançlıkla diken Tarma, soyduğum kabukları ayıplayarak çekip aldı.
" Elimize ayda yılda bir geçen taze meyveyi soyuyor musun?"
" Kabukları boğazımı gıdıklıyor "
Kınarcasına sallıyordu başını. Abartılı bir şekilde cık cıklarken kabukları dini ayın yapar gibi saygıyla yiyordu.
" Anlamıyorum nasıl bir yetimhanede kaldın? Sıvı kahvaltı yok, kapsül besinleri yok. Duyan da başka bir dünyadan ışınladın sanacak"
Kolundan çekip yanıma oturttum. Yüzümü yüzüne yaklaştırıp " Bu bir sır sakın kimseye söyleme. Ben başka bir dünyadan ışınladım " dediğimde ikimizde kahkahalarla gülmeye başlamıştık.
O, muhtemelen iğrenç espri kabiliyetime gülüyordu ben ise ağlanacak halime..
" Eee kabul töreni diyordun? "
Şimdi ağız tadıyla çiğneme sırası Tarma'daydı. Elma kabuklarıyla isteksiz bir şekilde vedalaşıp heyecanla konuşmaya başladı.
" Sonuçların açıklanması ile ortalık bayram yeri resmen. Tabii sen pek ortalarda yoksun. Sahi nerelerdesin? "
Ne kadar çabuk değişiyordu? Duygusal değişimlerini hayranlıkla izliyordum. Heyecandan bir anda kuşkucu ve meraklı bir sekle bürünmüş sevimli suratını ellerimle ovuşturma isteğimi bastırmaya çalışıyordum.
Elayas'ın odasında takıldığımızı söyleyemezdim elbette. Bir kaç gündür boş boş takılırken Onun dersinin bitmesini sabırsızlıkla bekliyordum. Dersten çıkar çıkmaz odasına geçip orada vakit geçiriyorduk. Benden tam 4 sene önce başladığı buradaki hayatını anlatırken geçmişimizden de konuşuyorduk. Tüm bunlar ulu orta yapabileceğimiz bir sohbet olmadığından ilk fırsatta soluğu odasında alıyorduk.
Annemi ve babamı görmediğini ve hatta bahislerinin dahi geçmediğini söylediğinde üzüntüyle ellerini inceliyordu. Aslında geçmişten karşımıza çıkabilecek dostlarımızdan bahsetmeyi annem ve babamdan sonra bıraktık.
Annesiyle ve babasıyla yaşadıklarını ve kardeş sahibi olmanın nasıl bir şey olduğunu anlatırken ışıldayan gözlerini sevgiyle izlemiştim.
Fatıma yaşadığı için şükrederken içinde bir yerlerde annemin de hayatta olduğuna dair zayıf bir umut vardı.
Kim bilir? Belki bir gün beklemediğim bir anda karşıma öylece çıkıverirler..
Gözlerimin önünde şıklayan parmaklarla görüşüm netleşti ve tekrar Tarma'nın yanına döndüm.
" Bir şeyler yapıyorum işte. Eğlenceli ortamların kızı sayılmam. "
" Neyseki en iyi arkadaşımsın. Biliyorum biraz erken ama " Elini omzuma sevgiyle koyarak devam etti " Sen de beni çeken acayip bir enerji var. Üstelik artık asker arkadaşı sayılırız "
Berbat esprilerde ikimizin de üzerine kimse su dökemez, bu nedenle kesinlikle Tarma en iyi arkadaşım. Kahkahalarımız odayı inletirken birbirimizin üzerine düşmüş sarsılarak gülüyorduk.
Komik bir şey yoktu. Aslında içimizdeki stresi attığımız bir şeydi yaptığımız. Hayatımızı belirleyecek olan sınavları geride bırakmanın bir yolu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM OYUNU SERİSİ 1, 2 Ve 3
FantasyÖlüm Oyunu Kabulleniş ve Ölüm Oyunu Parçalanma Ve sonunda Ölüm Oyunu Uyanış ile 3 kitap bir arada.. Bu hikayenin birden çok başrolü var. Bu hikâyede birden çok kişinin aşkı var. Bu hikâyede intikam peşinde koşan çok kişi var. Hepsinin düşmanı ortak...