Parçalanma 25. Bölüm

543 50 79
                                    

Ölüm yük olsa, dağlar bile taşıyamazdı.
Ölüm zor, ölüm acı, ölüm telafisi olmayan bir son..

Ölenler için ne kadar zor ya da ne kadar kolay herhangi bir şey söylemek pek mümkün değil. Ancak kalanlar için ölüm; boğazda kalan bir yumru, asla bir daha sarılamayacağınız kollar, söyleyemediklerinizin sonsuza dek içinizde kalması demek..

Peki ya ölen kimsesizse? Arkasından söyleyecek sözleri yarım kalan kimse yoksa? Son defa sarılmak isteyebilecek bir seveni dahi yoksa? Ölen için zor an,  bu olsa gerek..

Yasmin'in cansız bedeni Axell'in kollarındaydı. Kapıdan içeri bu şekilde girdiğinde ne olduğunu anlamaya çalışan meraklı gözler etrafına bir bir toplanmıştı. Tanıyan ya da varlığını sahiplenen kimse olmadığından sadece acıyarak baktılar cansız bedenine.

Axell mi?

O, çocukluğunun bir kısmını Yasmin'le geçirmişti. İyi anlaşırlardı. Arkadaş mıydılar?

Belki.

Üzülüyordu. Ölüme çok tanık olmuş biri olarak belki sıradan bir an olabilirdi onun için ama yine de içinden bir şeyler kopmuştu Yasmin'in ölümüyle. İkisinin de gerçek kimliklerine tanık olan birbirlerinden başka yaşayan kimse yoktu işte. Yasmin de öldüğüne göre geçmişinden kimsesi kalmamış gibi hissediyordu.

Mi-cha ve Aşûra koşarak indiler merdivenleri. Mi-cha yanına kadar koşmuşken Aşûra son basamakta kalmıştı. Öldüğünü kulağına fısıldayan ruhları olmuştu. Mi- Cha'nın geri dönüp ısrarlı bakışlarına karşılık olumsuz anlamda başını sallamakla yetindi.

" Revire götürelim Axell. Gömülmesi için hazırlamalıyız."

" Layla? Onun öz ablası olduğunu sanıyor. Son defa görmesine izin vermeyecek miyiz?"

" Bir çocuğun görmesi gereken bir şey değil bu Axell. "

" Yapma Aşûra"

sesi daha da içine çekiliyordu. Son söyledikleri adeta bir fısıltı gibi çıkmıştı dudaklarından " Birilerinin yasını tutmasını hakkediyor "

Mi- Cha ve Aşûra bir müddet birbirlerine baktıktan sonra büyük öğrencilerden birisini Layla'yı revire getirmesi için gönderdiler.

×××××××

Hazar'ın nefesi düşünceleri ile hızlanıyor ve anılarının içinde tekrar yavaşlıyordu. Ne çok özlem biriktirmişti bu arazide.

Yudel'e son defa tutunduğunu biliyordu. Hanı ölmeden önce insanin hayatı film şeridi gibi gözlerinin önünden geçermiş ya, işte öyle bir durum içindeydi. Gözleri, anı dehlizleri arasında dolaşırken kulaklarında tanıdık bir şarkının sözleri  yankılanıyordu.

Bu ikilemlerin arkasında çok şey var
Hiç bir şey bir neden değilki,
Ama hak ettiğimi düşündüğümde hiç de adil değilki
Sen nesin ve kimsin? Sal yaralı balıkları gitsin, misina artık çok gergin..

İster istemez her şeyim sende rehin,
Ne yanlış bir karar masası, sen ne kötü bir hakimsin
Bu ne zor bi dosya, sen ne kolay bir kararsın
Senden görünmüyor önüm, meğer ne kolaymış fikri ölüm.
(Sagopa Kajmer/Galiba)

Yolculuğun kısa sürmesini bekliyordu aslında. Garip bir şekilde nereye geleceklerini tahmin etmişti. En can alıcı anılarının olduğu yere.. Göl  Kenarına...

ÖLÜM OYUNU SERİSİ 1, 2 Ve 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin