Bedenim direnişe geçmiş, beynim ihtilal diye bağırırken kalbim bırak kendini ve teslim ol diyordu! Tüm kalelerin zapt edildi artık. Tutuştun Hazar, burdan dönüş yok.. Kor oldun, sönemezsin artık.
Kokusu öyle tanıdık öyle bilindik ki ciğerlerime doldukça yeniden doğuyorum. Korkudan mı yoksa kızgınlıktan mı hareket edememem?
Elayas dudaklarını yüzümde gezdirdikçe iyice ölüyorum, tekrar dudaklarımla buluştuğunda yeniden doğuyorum..
Sonunda ayrılmıştı Hazar'ın dudaklarından. Yalnızca nefes almak için çekmişti dudaklarını. Alnını alnına dayamış, sevdiği kadının titreyen çenesine doğru aldığı nefesi veriyordu. Hazar'ın gözleri kapalıydı. Belki isteyerek belki elinde olmayarak açmıyordu. Sımsıkı yummuştu. Kim bilir rüyaysa eğer bu olanlar, uyanmak istemiyordu.
" Hâlâ seviyorsun. Biliyordum.."
Seversin. Bir kitabı, bir yazarı, bir öğretmeni, bir oyuncağı, belki uçurtmayı ya da yap-boz yapmayı. Kahveyi seversin mesela. Kokusu neşe verir, yudumlamak için sabırsızlanırsın. Anneni seversin, kuzenini, bayramdan bayrama gördüğün teyzeni. Pijamanı seversin, yastığını, çiçek sulamayı, paten kaymayı, şarkı söylemeyi ve resim yapmayı.. Bilirsin çünkü sevdiğin her şey elini uzattığın zaman oradadır. Mesela teyzen belki kilometrelerce uzaktadır ama bayram geldiğinde karşındadır. Ya da kahven dolabında, kalemlerin masanda, pijaman yastığının altında. Sevmeye neden aranmaz ama kalp bekler, güven duymak ister. İstediği an ya da beklediği an orada olma ihtimalini.
Hazar, Elayas'ı sevme nedenini kaybettiğini fark etti. Elini uzattığında orada olamayışı, ihtiyaç duydugunda karşısında bulamayışı.. şimdi Seviyor muydu gerçekten? Sevme nedeni ortadan kaybolmuşken sevebiliyor muydu? Eğer cevabı evetse akıl sağlığı çoktan kaybolmuş demekti. Ancak bir mazoşist acıya bağımlı yaşayabilirdi çünkü..
-Onu, sevmemek için çok sebebin varken sevdin. Hatta sevmemen gerektiğini her gece haykırırken rüzgarına kapıldın Hazar. Onu severken vicdanınla kanlı bıçaklı olmuştun. Başından beri aramadığın sebebi şimdi aramak niye?
+ Bilmiyorum iç ses.. cevap verirsem yanmaktan korkuyorum.
- O halde Sen söylemeden ben kendi kendime susayım..
Hazar gülümsedi. Yüzünden çektiği acı okunuyordu. Elayas'ın kalbine ikinci darbe inmişti. Çünkü eğer inkar edip, bağırıp çağırsa daha emin olurdu. Karşısında acıyla gülümseyen kadın tüm düşüncelerini iflas ettiriyordu.
" Ne kadar eminsin öyle kendinden?"
Elayas yutkundu. Sahi ne kadar emindi?
" Senden eminim.. "
" Olma Elayas. Beni tanımıyorsun. Ben de seni tanımıyorum. Ne şimdiki ben ne de karşımdaki sen O göl kenarında birbirine sevgilim diyen kişiler değiliz."
" Çok acı çektim. Defalarca kendimi öldürmek istedim. Hatta bir seferinde neredeyse başarılı oluyordum. Olmadı. Izdırabım kollarını açıp her seferinde kucakladı beni. İçinde kötü bir ruhla yaşamak ne demek bilemezsin. Seni sürekli boğmaya çalışması, kulağına düşünebileceğin en kötü şeyleri fısıldaması.. En çok ta seni öldürmem için baskı yapması. Bunları bilemezsin Le.. Hazar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM OYUNU SERİSİ 1, 2 Ve 3
FantastikÖlüm Oyunu Kabulleniş ve Ölüm Oyunu Parçalanma Ve sonunda Ölüm Oyunu Uyanış ile 3 kitap bir arada.. Bu hikayenin birden çok başrolü var. Bu hikâyede birden çok kişinin aşkı var. Bu hikâyede intikam peşinde koşan çok kişi var. Hepsinin düşmanı ortak...