22. Bölüm kayıp taş

1K 102 103
                                    

Gölge’nin sözlerinin ardından ağır adımlarla yemekhaneye doğru yürüdük. Elayas kaşlarını çatmış, somurtkanlığı ile tüm jüriden tam puan topluyordu. Elimi öyle sıkmıştı ki kahvaltımı tek elimle almak zorunda kalmıştım . Üstelik yanımdaki sinir küpü yüzünden tüm arkadaşlarımız başka masalarda yiyordu.

“ Elayas biraz sakinleş lütfen. Kayzer'le konuşacağız ve kararını gözden geçirmesini isteyeceğiz. “

“ Sakinim ben!”

“ Bana pek öyle gelmiyor. Hatta herkes benimle aynı fikirde olmalı ki kimse yanımıza oturmadı.”

Çatık kaşlarıyla tüm yemekhaneyi süzüp en son bana döndü. Sonra ani bir ruh hali değişimiyle pis pis sırıtmaya başladı. Yüzündeki bu ani değişim karşısında ne söyleyeceğimi bilememiş öylece kalmıştım.

“ yeni çifti yalnız bırakmak istemiş olmalılar. Sonuçta sevgililer baş başa kalmalı değil mi? “
“ Pes doğrusu. Ne diyeceğimi bilemiyorum.”

“ Aşkım olabilir ya da bir tanem. Belki yakışıklı, güçlü ve etkileyici sevgilim diye de kısaltabilirsin. “

“ Serseriye ne dersin? Hatta egoist ve narsist serseri olarak da kısaltabilirim.”

Elini omzuma atıp beni sıkıca kendine yapıştırdı. Utanmamak için etraftakilerle göz göze gelmemeye çalışıyordum.
“ istediğin gibi seslen ben işime geldiği gibi duyacağım”

“ Gidelim mi artık? Kayzer’le bir an önce konuşmak istiyorum.”

“ Gidelim. Bakalım bir şeyleri değiştirmeye gücümüz yetecek mi?”

Gözcü 1'e geldiğimizde kapıyı çalıp yine gir denilmesini beklemeden girmiştik. Kayzer masasında kahvaltısını ediyor , Gölge ise elinde çay fincanıyla pencerenin önünde dikiliyordu. İçeri yaptığımız giriş Kayzer’i oldukça şaşırtmıştı. Gölge bizi beklediği için arkasını dönme zahmetine girmemişti.

Kayzer lokmasını zorla yutup “ Dökülün bakalım” dedi.
Elayas “ Ayrılmak istemiyoruz, lütfen Kayzer” diye atıldı. Kayzer ne olduğunu anlamaya çalışıyordu . Ben de “ Sence bu bizim kaderimiz değil mi?” diye sordum. Annemin görüsünü hatırlatarak ikna etmenin daha akıllıca olacağını düşünmüştüm. Kayzer kahvaltısını bırakıp daha büyük bir şaşkınlıkla “ Evlenmek mi istiyorsunuz?” dedi. Ağzım açık Elayas'a baktım , elimi sıkıca tutup     “ Neden olmasın ?” diye kararlı bir şekilde karşılık verdi. Sonra da bana dönüp cevap vermemi beklediğini gösteren sorgulayıcı bir bakış attı. Daha bir şey söyleyemeden Gölge kahkaha atmaya başladı. Bizim evlenmemizden daha şaşırtıcı olan şey Gölge'nin kahkaha atmış olmasıydı . Gülmesini kısa kesip Kayzer’e döndü:

“ Bu iki ahmak onları ayrı ayrı göreve göndereceğini sanıyor.” Dedi.
Kayzer rahatlamış bir şekilde geriye yaslanıp çayından bir yudum aldı.

“ İyi ama bunu nereden çıkardınız? Dün karar vermeden ayrılmıştık.”
Gölge büyük bir keyifle “ Ben söyledim”dedi.

Kayzer iyi halt ettin der gibi Gölge’ye bakıyordu. Sonra bize döndü: “ Saklanan taşlardan önce çalınan taşı almayı düşünüyorum. Rüyanda taş sende olduğunu söylüyor ama ortada taş yok. Baykal Gölünde olanı bulsak bile ikinci için iz sürmeniz lazım.”

Gölge gayet emin “ Taş Hazar’da olduğunu söylemiş. Demek ki taş Hazar'a geçince rüya anlamlı olacak.”
Elayas itiraz etti : “Hazar'da değil Lena'da olduğunu söyledi. Bence bir detayı kaçırıyoruz. Ama ne?”

Aralarında tartışırlarken orta okuldaki  coğrafya dersi geldi gözlerimin önüne. İhtiyar öğretmenimiz o tatlı sesiyle tahtaya astığı haritadan ırmakları ve gölleri anlatıyordu.

ÖLÜM OYUNU SERİSİ 1, 2 Ve 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin