24. Bölüm Uzun Yolculuk-2

969 100 66
                                    

Görü bittiğinde büyük bir panikle yerimden sıçradım. Elayas telaşla " Birine bir şey mi oldu Lena? Ne gördün? " diye sordu.

" Bizden biri değil, endişelenme.."

" Bana da göster" diyerek yanıma geldi. Elimi tutup gözlerime bakmaya başladı. Görüyü aktarırken aynı korkuyu yeniden hissetmiştim. Özellikle ölen kadının son yalvarışı ve boğazından çıkan hırıltı tüm enerjimi çekmişti sanki.

" Kadınları tanıyor musun?"

" Emin değilim ama sanırım kurbanı tanıyorum."

" Nereden? "

" Aldo'nun evinden. İngvild'in kardeşi."

" O zaman öldürenler ya iyi tarafta ya da Aldo'dan daha kötü bir tarafta."

" Tarafını bilmiyorum ama öldürmekten zevk aldıkları kesin."

" Onları gördüğüne göre bir şekilde yolumuz kesişecek demektir"
Elayas haklıydı . Görü boşu boşuna ortaya çıkmış olamazdı. Ya karşımıza çıkacaklar ya da o ana şahit olacaktım. Her iki ihtimal de canımı sıkıyordu. Canımın sıkıldığını anlayan Elayas kamp kurmaya karar verdi. İyice dinlenmeden tam tırmanışa geçmek zaten delilik olurdu. Dağın yüksek yamacında kurduğumuz küçük çadır rüzgarın salıncağı gibi sallanıyordu. Umarım biz içindeyken uçmaz.. uyku tulumlarını hazırlayıp içeriye geçecekken Elayas garip bir hale büründü. Ne olduğunu anlamaya çalışırken Kayzer'in konuşması ile rahatladım.

" Her şey yolunda mı Hazar? Taşlara ulaşabildiniz mi?"

Boynumdaki madalyonu sevinçle salladım.

" Göldekini aldık bile"

" Harika! Yaralanmadınız değil mi?"

" Hayır efendim gayet iyiyiz. Siz bulabildiniz mi bir şeyler?"

" Arıyoruz çömez"

" Anladım efendim."

Yanıma gelip saçlarımı şefkatle okşadı. Elayas'ın bedeninde Kayzer'in olması epey garipti. Alnıma bir öpücük kondurduktan sonra " Bu ukala Serseriye iyi bak. Kendini gereksiz yere tehlikeye atmasına izin verme" diyerek gitti. Boş boş bakmasından Elayas'ın henüz olayı kavrayamadığını anlamak zor değildi. Gülümseyerek " Kayzer'in selamı var" dedim. Şaşkınlıkla "beni mi kullandı" dedi. Kafamı evet anlamında salladım.

" Taşı bulabilmişler mi?"

" Arıyorlarmış. Bulur bulmaz haber verirler canım "

Bir müddet düşündükten sonra gülümsedi. Rüzgarın uçuşturduğu bir kaç dal parçası yaktığımız ateşin içine düşüp etrafımıza kıvılcımların saçılmasına neden olmuştu.

" Yatalım mı artık ? Çadır uçmadan içine girmek istiyorum."

Kafamla onaylayıp arkasından çadıra girdim. Rüzgâr git gide şiddetleniyordu. Sallanıp duran fenerimiz korku filmi havası verdiğinden istem dışı gülmeye başladım. Yüzünü zar zor seçtiğim için Elayas nasıl bir ruh hali içindeydi bilmiyordum .

" Lena iyi misin? Çok gergin görünüyorsun"

" Değilim Elayas. Hiç iyi değilim. Oldukça gerginim ."

Tulumları bitiştirip sabitledi. Kolumdan tutup beni güzelce tuluma yerleştirdi. Feneri söndürüp kendisi de tulumun içine girmişti. Saçlarımı okşayarak beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Elinin hareketlerinin yavaşlaması ve sonunda durmasıyla uyuduğunu anlamıştım.

ÖLÜM OYUNU SERİSİ 1, 2 Ve 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin