Gözcü 1 uzun zamandır bu kadar kalabalık olmamıştı. Olağan toplantılar genelde toplantı salonunda yapılırdı. Bu acil çağrı ile hepsi şaşkın ve merakla Kayzer'i izliyorlardı. Kayzer masanın kenarına ilişmiş düşünceli bir şekilde Elayas'ın getirdiği kitabı tarıyordu. Sabırsızlığı yüzünden okunuyordu. Eğitmenler onu bölmemesi gerektiğine içgüdüsel olarak inanmış, sessizce oturuyordu. Gergin bekleyiş Kayzer'in derin bir of çekerek kitabı kapatmasıyla son buldu. Şimdi herkes pür dikkat onun konuşmasını bekliyordu. Dalgın ve düşünceli olduğu zamanlarda eli sürekli yara izinde gezinirdi. Yine eliyle yara izini baştan sona tekrardan çizdi. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı:
'' Biliyorum hepiniz merak içindesiniz. Ancak yeni bir durumla karşı karşıyayız'' sabırsızlıkla birbirine bakan eğitmenler hala Kayzer'in duruma açıklık getirmesini bekliyordu. Gölge daha fazla dayanamayıp söze girdi:
'' Yeni kızla alakalı bir durum var sanırım?''
Kayzer başıyla Gölge'yi onaylayıp susması için eliyle işaret etti. Gölge tekrar arkasına yaslanıp sessizliğine gömüldü.
'' Kızı tanıyorsunuz. Yani kim olduğunu biliyorsunuz.'' Gölge tekrar konuşmaya –dalacak- olunca Kayzer tekrar elini kaldırdı:
'' Kız kayıp olan kardeşlerimiz Selenge ve Ural'ın kızı. Onu saklamak için bize bile yerini söylememişlerdi. Aldo'nun ona nasıl ulaştığını ve neden ısrarla peşine düştüğünü bulmamız gerekiyor'' Tavita pencere kenarında dışarıyı seyrediyordu. Kayzer'in cümlesinin bitirmesi üzerine topuğu üzerinde dönerek odadaki herkesin düşünceli yüzlerine tek tek baktı. Sessizliği ilk bozan o oldu:
'' Ölmediklerini nereden biliyorsun? '' Daha sözlerini bitirmeden Gölge oturduğu yerden homurdanarak konuşmaya dahil oldu:
'' Ruh sözcüleri bunun için var bayan cazibe'' Tavita duymamazlıktan geldi ve devam etti:
'' Ölmemiş olsalar bile neden herkesten saklanıyorlar? Onlardan yıllardır haber alamıyorsunuz. Kızı buraya bırakmak yerine neden Akademi dâhil herkesten sakladılar?'' Gölge bu açık ima üzerine gerçekten sinirlenmişti:
'' Onları ihanetle mi suçluyorsun!?''
Tavita umursamaz bir şekilde omuz silkti. Hiç tanımadığı insanların şüpheli çocuğu için bu kadar kafa patlatılması canını sıkıyordu. Daha önemli şeylerle ilgilenmeleri gerekiyordu. Kırmızı alarm verecek kadar önemli olan neydi? Belki de çoktan oyuncu olmuş ve içlerine sızmış şüpheli bir izci! Gölge onun umursamaz tavrına iyice sinirlenmişti. Kayzer konuşmanın kavgaya gideceğinden korkuyordu. Gölge'yi kolundan tutup yavaşça yerine geri oturttu. Arkasına dönüp Tavita'ya başıyla susmasını işaret etti. Tavita tekrar Gözcü penceresine dönerek odayla bağlantısını kesti. Diğer eğitmenler arasında Tavita gibi Hazar'ın anne ve babasını tanımayan az sayıda kişi vardı. Geri kalanlar Ural ve Selenge'yi tanıyor, güveniyorlardı.
Mi-Cha Kayzer'e dönerek aslında tüm odadakilerin en merak ettiği şeyi sordu:
'' Aldo neden kızın peşine düştü Kayzer? Kızın adını biz bile bilmezken nasıl oldu da bizden önce ona ulaştı? '' Kayzer bu soruyu bekliyordu ancak ne söyleyeceğini kendisi de bilmiyordu. Aklını karıştıran şey kızda saklı olanı bir türlü bulamamasıydı. Ural ve Selenge kızı ona vermeden neden direk sakladı? Neden kaçtılar? Aldo'yu kızın peşine düşüren her neyse işte bu yüzdendi tüm olanlar. Kızın gücünü Elayas sayesinde az çok anlamıştı. Hazar Mudang İzciydi. Ama saklamaya değer bir güç olduğunu düşünmüyordu. Başka bir şey vardı. Çok daha büyük bir şey..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM OYUNU SERİSİ 1, 2 Ve 3
FantasyÖlüm Oyunu Kabulleniş ve Ölüm Oyunu Parçalanma Ve sonunda Ölüm Oyunu Uyanış ile 3 kitap bir arada.. Bu hikayenin birden çok başrolü var. Bu hikâyede birden çok kişinin aşkı var. Bu hikâyede intikam peşinde koşan çok kişi var. Hepsinin düşmanı ortak...