Final/2- Veda..

1.2K 83 111
                                    

HERKESE MERHABA!😊

ÖLÜM OYUNU KABULLENİŞ ICIN FINAL VAKTI. ANCAK KITABI BITIRMEDIM. SERI OLDUGU IÇIN SONRAKI BÖLÜM 2. KITAP BASLIYOR. YANI EVET BITMEDI. 😊😊

GONUL RAHATLIĞIYLA SONRAKİ BÖLÜMÜ OKUMAYA DEVAM EDEBILIRSINIZ
❤❤❤

Seçilmiş olanlar el ele yürürken bilmedikleri yollardan bilmedikleri yerlerden geçtiler. Bitmek bilmeyen otobüs yolculuğu ve tekrar tekrar başlayan zorlu arazi yürüyüşleri.. Akademinin sakinleri Akademiye kavuşma isteğiyle yanıp tutuşurken yolun sonuna gelmişlerdi. Büyük dağ tüm heybetiyle önlerinde duruyordu. Biliyorlardı ki dağın arkasında yuvaları var, biliyorlardı ki bu dağ aşmaları gereken son engeldi.
Her dışarı çıktıklarında gördükleri ilk manzara şimdi özlemlerini daha da perçinlemiş, aile üyelerinin sağ sağlim getirilmesi tüm göğüsleri kabartmıştı. Nefes nefese ufak sohbetlerle devam eden tırmanış, zirveye varmadan aşağı sapan yola geldiklerinde daha kolayladığından yerini hızlı yürüyüşe bırakmıştı. Yolculuğu genelde Yudel’in kucağında sürdüren Koxie, gördüğü her şeyi merakla soruyor, aldığı tüm ilgili cevaplarla mutluluktan sürekli yeni sorular buluyordu. Grubun neşesi, gülen yüzü belki de umudun ilk filizi olmuştu Koxie. Olanları pek anlamasa da sevildiği için huzurla devam ediyordu bilinmeyen geleceğine.

Yolların değiştirildiği mühür büyüsü sayesinde bir kaç defa yollarını şaşırsalar da en sonunda doğru noktayı tutturmuş kulübeyi görebilmişlerdi. Leon ve Roza,  Kayzer’in baş onayıyla sevinçle yerlerinden fırlayıp Akademiye müjdeyi vermek üzere çoktan büyük salona varmışlardı bile. Büyük coşkuyla karşılanan genç Zaman Arsızları olan biteni keyifle anlatırken bir yandan da yanlarına gelen tüm arkadaşlarına sarılıyorlardı.

Kayzer bir an durup Kulübeye uzun uzun bakmaya başladı. Aklında buraya ilk geldiğinde düşündüğü her şey tekrardan canlanmıştı. Ural ve Selenge olanları anlamış gibi omzuna sevgiyle dokunup onu yalnız bırakmak adına hızla önden yürüdüler. Elayas ve Lena'da Ural ve Selenge'yi takip etmişti. Gölge dostlarının aksine biraz ileriye doğru yürüyüp büyük yapraklı bir ceviz ağacının altına bağdaş kurarak oturdu. Onunda aklında da geçmişin yaraları ve geriye bıraktıkları vardı. Elini uzatsa tutabileceği mesafede duran karısı ve kızı bir anlık tedbirsizliği ile kendinden sonsuza kadar alınmıştı. Onlara karşı kendini hep suçlu hep yarım hissetmişti. Bu hissin altında yıllarca ezilmiş, ömrünü sadece Aldo'yla karşılaşacağı gün için devam ettirmeye karar vermişti. Peki ya sonra? İç sesine kaşlarını çatarak karşılık verdi. Düşünmemişti ki sonrasını. Sonrası ölüm olurdu herhalde. Ölüp kendinden alınanlara bir an önce koşmak. Şimdi durum biraz farklıydı sanki. Hayata dair ne zaman okkalı bir küfür sallamak istese gözlerinin önüne kendini utanması için uyaran bir çift kehribar rengi göz geliyordu. O gözlerin üzerine rüzgarda dans eden sarı renkli bukleler düşüyor ve daha aşağıda gülümsemenin en saf hali olan ince dudaklar beliriyordu. Kendimi katı ve huysuz diye tabir etsem bu kadın tam tersim olurdu herhalde diye geçirdi içinden. Ateş ile su gibi, beyazla kara gibi.. baştan aşağı uyumsuz.

Gölge’nin huzursuz aklı yüzüne yansımıştı. Yüzü karmakarışık duygularının etkisiyle iyice sertleşmiş arkasındaki daha meydan okurcasına taşa dönmüştü. Odaklandığı nokta bir anda kayboldu. Önüne kendi gibi bağdaş kurup oturan Gökşin, huzur dolu gülüşüyle gözlerine bakıyordu. Bir anda esen rüzgar tüm buklelerini karıştırmış, güzel yüzüne dağıtmıştı. Elini hafifçe kaldırıp gözlerine düşen saçları kulak arkasına tutturdu.

“ Kocaman kadınsın, saçlarına sahip olamıyorsun”

Utanan Gökşin elleriyle dağılan tüm saçlarını arkaya atmaya çalışırken Gölge ellerini tuttu. Yutkunarak “ Ben yaparım “ dedi. Parmaklarını tek tek buklelerin arasından geçirerek altın sarısı sacları özenle düzenledi.

ÖLÜM OYUNU SERİSİ 1, 2 Ve 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin