Atış dersinden sonra mahzene geri dönmüştük. Arkadaşlarımın bitmek bilmeyen tebrikleri ile üst sınıflarda durumdan haberdar olmuş, konuşmak için etrafımda toplanmışlardı. Mahcup bir şekilde ne diyeceğimi bilemeden gelen herkese gülümsüyor ve sorulara kısa cevaplar veriyordum. Etrafımdaki kalabalık azalmaya başlayınca gözüm Elayas'ı aramaya başlamıştı. Tanıyan tanımayan herkes dersteki basarım için yanıma gelip bir şeyler söylemişken nasıl oluyor da o tek kelime etmezdi hayret içindeydim. Üstelik hiç bir yerde görünmüyordu. Kendimle tartışırken kafamı hızla sallayıp Banane ya banane diye söylendim.
Herkes yatmak için yatakhanelere gitmişti. Benim gözümde zerre uyku belirtisi yoktu. Kütüphaneye gidip bir şeyler karıştırmaya karar verdim. Görülerim artık durmuştu bu yüzden Bayan Mi-Cha ile derslere ara vermiştik. Bu da en azından 3 saatlik boşluğum var demekti.
Ahşap kapıyı açıp önünde uzanan sonsuz kitap yığınına sevgiyle baktım. Kokuyu içime çekip gözlerimi yumdum. Kendimi okulumun kütüphanesinde gibi hissediyordum. Ödevlerimi yapmak için kullandığım kütüphane belki buradan çok farklıydı ama koku birebir aynıydı. Birazdan Balkar bana gülümseyerek yaklaşıp elimi tutacak ve yerimize oturacaktık. Benim için çıkardığı notları önüme koyup kaşlarını çatarak “ hadi bakalım başla, hepsinden sınav yapacağım “ diyecekti. Gözlerimi açtığımda içime bir acı saplandı. Balkar öldü Hazar. Alış ve kabullen artık..
Gözlerimi Bu sefer gözyaşlarımın süzülmesi için yumdum. Yanaklarımdan aşağı süzülen her damla içime bir kesik atıp kayıyordu . Alıştım artık. O geri gelmeyecek. Umarım gittiği yerde çok mutludur.
Elayas karşımda durmuş beni izliyordu. Onu fark ettiğimde epey korkmuştum. Bana doğru iyice yaklaşıp yüzüme daha yakından bakmaya başladı. Ağladığımı görmemesi için başımı önüme eğdim. Loş ışığa güveniyordum. Fark etmemesini umarak başımla selam verip yanından geçiyordum ki kolumu tutarak diğer eliyle yüzümü kaldırdı. Göz yaşlarımı şefkatle sildi. Aslında ona kızgındım ama sanki ondan başka gardımı düşüreceğim kimse yokmuş gibi hissediyordum. Gözlerinin içine baktığımda zemin ayağımızın altından tekrar kaymaya başladı.
Okulda, boş bir sınıfta gelecekten bir görüye çekilmiştik. Etrafı incelerken Gölgenin sınıfında olduğumuzu anladım. Elayas ve Ben karşılıklı duruyor hiç konuşmadan sinirle birbirimize bakıyorduk. Kıyafetlerimizdeki tozdan anladığım kadarı ile Gölge dersi bitirmiş ve bizi epey silkelemişti. Ellerimi sıkmış dudaklarımı ısırıyordum. Beni çok sinirlendirmiş olmalı diye geçirdim içimden. O sırada Elayas'da konuşmaya başladı. “görünüşe göre sende beni sinirlendirmişsin. Baksana ben de çok sinirli görünüyorum. “ dedi.
Onu duyunca ortak bir görüde olduğumuzu anladım.“ acaba transta mıyız? Hiç konuşmadan öylece duruyoruz.”
“Bilmiyorum ama kendimi karşıdan bu şekilde izlemek çok garip.”
Elayas cümlesini tam bitirmişti ki görü hareketlenmeye başladı. Bakışmayı bırakıp Elayas'a bir tokat savurdum. Tokat yüzünde patlayınca yüzü sola dönen Elayas hiç konuşmadan tekrar gözlerime gözlerini dikmiş bakıyordu . Ben tekrar bir tokat daha atmak için elimi kaldırdığımda bu sefer elimi tutup arkamdaki duvara yaslanana kadar sertçe itekledi.
“Yapma! Sadece benim suçummuş gibi davranma!”
“Elimi bırak Elayas! Senden nefret ediyorum!”
“ Hayır etmiyorsun! Sadece vicdanın sana öyle hissetmen gerektiğini söylüyor!”
“ Ediyorum ve ölene kadar edeceğim! Bırak kolumu gideceğim!”
Elayas diğer kolumu da tutup iyice duvara yaslanmamı sağladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM OYUNU SERİSİ 1, 2 Ve 3
FantasyÖlüm Oyunu Kabulleniş ve Ölüm Oyunu Parçalanma Ve sonunda Ölüm Oyunu Uyanış ile 3 kitap bir arada.. Bu hikayenin birden çok başrolü var. Bu hikâyede birden çok kişinin aşkı var. Bu hikâyede intikam peşinde koşan çok kişi var. Hepsinin düşmanı ortak...