"Ahahaha. İleride göreceksiniz. Ancak bu konuların sırası değil. Bana kule hakkında bilgi vermenizi istiyorum. 10.kattan sonra neler değişecek, ne olacak? Hepsini."
Hasan abinin hemen morali bozulmuştu. Ancak şimdi bunları anlatmak istemiyordum. Zaten ileride göreceklerdi.
3'ünün arasında bir şeyler öğretmeyi en çok seven Ahmet abiydi. Hemen kendine geldi ve anlatmaya başladı.
"Bildiğin gibi tırmanıcılarda potansiyel, katlayıcı görevi görüyor. Potansiyeli 35 olan biri için x3,5 gibi. Ancak canavarlarda potansiyel zekayı, stratejiyi, gücü... kısacası her şeyi temsil ediyor. Potansiyeli 100 olan bir canavar kendi türü içindeki en iyisidir. En zekisidir. Zeki olan canavar daha iyi saldırılar yapar, daha stratejik hareketlerle savaşır. İşte 10.kattan sonra bu gerçekleşiyor. Yüksek potansiyele sahip boss'larla karşılaşıyorsun." Çayından bir yudum aldı ve devam etti.
"Nerede kalmıştık? Heh. 10.kattan sonra canavarların statları büyük miktarda artıyor. Boyutları, öncekilerden çok daha fazla oluyor. Hepsi elinde en az 1 tane koz kartı bulunduruyor. Ve tabii ki potansiyelleri yüksek olduğu için zekaları da bir hayli yüksek oluyor. Söylenilene göre hepsinin de askeri oluyormuş. Yani o katta olan normal canavarlardan da küçük bir ordu boss'la birlikte savaşırmış. Bu dediklerimizin hepsi 10. ve 11.kat boss'ları için geçerli. Sonraki kat için olanları da başkalarından duyduk. Ama onlar da bu dediklerimi söylediler." Çayından bir yudum daha aldı.
"10.kat için bir seçilim gerçekleştiriliyor. Her 2 ayda bir 10.kat boss'uyla savaşmak isteyen herkes dev gibi bir düzlüğe toplanır ve takım oluşturur. Her takım en fazla 10 kişi toplar, ancak toplanan kişi başına 3 kişiyi orada öldürmesi gerekir. Bunu geçen her 6 takım boss'la savaşabilir. Yani bütün güçlü kişiler başka güçlülerle takım olur ve güçsüzleri avlar. Geriye 6 güçlü takım kaldığında boss'la savaşabilirler." Bir yudum daha.
"Zaten bu savaşta ölenler de yeniden diriliyorlar. Biz bu sayede yıllardır bu seçilime giriyoruz, ancak bizi kimse takımına almadığı için diğerleri tarafından öldürülüyoruz. 10.kattaki boss savaşı için de bu geçerli. Sonraki katlar içinse sistem biraz daha farklı. 11.kat ve sonrasında normal canavarlarla savaşırken ölürsen 3 ay, boss savaşında ölürsen 2 haftalık bir uyuma sürecine giriyorsun. Yani hayatının 2 haftalık bir süresini senden çalıyorlar. Normal avlanma sırasında diğer oyuncular sana saldıramadığı için sadece düzgün bir şekilde avlanırsan ölmüyorsun. Bu yüzden 3 aylık uyuma sürecine daha hiç girmedik. 10.kat boss'u olan Ork Ustası'yla sadece 1 kere savaştık, onda da diğer güçlüler sayesinde geçebildik. 11. kat içinse daha boss'la 1 kere savaştık, onda da 6 takımdan hiçbiri sağ çıkamadı." Çayından bir yudum daha alacaktı ki çay kalmadığını gördü. Pala bıyıklı Mehmet amcaya seslendiği gibi yeni çay geldi.
"Sağ olasın. Devam edelim. 11.kat ve sonrasında seçilim olmuyor, birden fazla boss odası yer alıyor. Ancak bir sınır var, haftada sadece 1 kere girebiliyorsun. Bu boss savaşına da en fazla 6 takım, yani maximum 60 kişi girebiliyor. Onun için de güçlüler kendi aralarında toplanıyorlar, biz gene dışarıda kalıyoruz... Neyse; 100.kattan sonra tırmanıcılar birbirini öldürebiliyor, bu da savaşlara sebebiyet veriyor. Bu savaşlarda boss odasında ölürsen 2 hafta, av bölgesinde veya klan sahasında ölürsen 3 ay uyuyorsun. Ancak 1000.kattan sonra işler çok daha ciddi hale geliyor. Ölürsen ölmüş olursun, bir daha uyanamazsın."
Hmm. Samiel bu kadar ayrıntılı anlatmamıştı. Ancak merak ettiğim bir şey daha var. "Peki bir eşya düştüğünde kim alıyor?"
"Bir eşya düşerse en çok katkıyı yapan alıyor. Birden fazla düşerse en çok katkıyı yapan ilk seçiyor, sonra da 2.en çok katkıyı yapan alıyor. Bu böyle devam ediyor."
Muhammet abi ciddiyetini geri kazanmış bir şekilde "10.kat boss'uyla savaşında veya daha seçilimde ölsen bile herhangi bir uyuma sürecine girmiyorsun, yani gir bir kere ve tecrübe kazan. Her 2 ayda bir seçilimde elensen bile gir. En azından diğerlerinin nasıl savaştığını gözlemleyebilirsin." dedi.
Ah Muhammet abi ah. Bilmiyorsun ki ben hepsini döveceğim.
"Peki başkalarını takımıma katmak için ne yapmam gerek?"
"Gördüğün tüm güçsüz takımlara sor. Katılmak istediğini söyle. Zaten güçlüler seni almayacaktır."
Görünüşe göre 10 dakika önce çıkardığım ayıcığı ve diğer evcillerimi unuttular. Amaan, ne fark eder, tek başıma içinden geçeceğim zaten hepsinin.
"Sıradaki boss savaşı ne zaman?"
"Yarın"
"Ohhh iyiymiş."
Yalnız bir şeyi unutmuştum. Aris'e mesaj atmayı...
Hızla pazara girdim ve oradan Aris'i buldum.
[Kumarbaz = Hey Aris, nasılsın? Sana bir sorum olacak, benim takımıma girmek ister misin?]
Görünce cevaplar artık.
Birkaç dakikalık sessizlikten sonra Ahmet abi aklına birden gelmiş gibi anlatmaya başladı. "Klan sistemi hakkında ne biliyorsun?"
"Pek bir şey değil." diye yanıtladım.
"Bak şimdi, bir klan kurmak için ilk önce bölgen ve 50 altının olmalı."
"Bölge mi?"
"Evet, bazı bölgeler av alanı diye geçer, bazıları da klan sahası. Klan sahalarını belli bir ücret karşılığı alabilirsin. Ancak 1000.kata kadar keşfedilen her klan sahası diğer klanlar tarafından alındı. Yani bir klan kurabilmen için ilk önce var olan bir klanı yıkabilmen gerek."
"Yıkmak için ne yapabilirim?" diye sordum. Bu konu ilgimi çekmişti.
"O klanı, daha doğrusu klanın o bölgesini yıkabilmen için tüm üyelerini öldürmen ve onlar 3 ay boyunca uyurken senin, onların klan bayrağını sahiplenmen gerek. Bu sahiplenme 3 ay sürüyor. Tam 3 ay boyunca o bayrağın yanında, içeri kimse girmeden durman gerek. Ama bunu yapmak çok zor. Çoğu klan köklü bir geçmişe sahip ve kaleleri çok dayanıklı. Onları yenebilecek güce sahip olsan bile -ki bu bizim için imkansız- kalenin içine giremezsin."
"100.kata kadar diğer tırmanıcılara saldıramıyorduk hani?"
"Bu sadece av alanları ve böyle ortak şehirler için geçerli. Boss savaşları ve klan sahaları içinde herkes birbirini öldürebilir. Ancak öldürse de hiçbir kazanç sağlayamaz. 10-100 katları arasında ölürsen sadece uyursun. 100-1000 katları arasında belli bir eşya düşürme oranın var. Yani giydiğin ekipmanlardan ya da envanterinde bulunan eşyalardan bazıları düşebilir. 1000.kattan sonra uyuma olmadığı, yani tamamen öldüğün için tüm sahip oldukların seni öldürene geçer. Buna öğrendiğin büyü kitapları da dahil."
"Peki unvanla birlikte elde ettiklerim?"
"Emin değilim ama onlar item halinde olmadığı için karşı tarafın alabileceğini sanmıyorum."
"Peki şimdi ne yapıyoruz?" diye sordum. Daha güneş en tepedeydi. Yarına kadar çok zamanımız vardı.
"Senin sınıfın ne? Ona göre bir loncaya gidelim."
Ahhaahahha. Tükürük Üstadı Kılıç Kullanan Gerzek Büyücü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hila'nın Kulesi
Fantasy"Hila'nın Kulesine evrenin dört bir yanından varlıklar tırmanır. Bunların arasında her türlü canlı ve evrenin en iyi dahileri de yer alır. Ben ise adı sanı duyulmamış bir gezegendeki basit bir köylüyüm. Hila'nın Kulesine tırmanmak benim neyime öyle...