64- Serabzen IV

1.6K 236 23
                                    

Siyahlara bürünmüş olan Aris, kapının açılış seslerine aldırmadan elinde tuttuğu 2 çekici önündeki gri sütuna savuruyordu.

Usta Tiran içeriye girdi, kapıyı kapattı ve Aris'e doğru yürüdü. Aris te çekiçlerini savurmayı bırakıp arkasına döndü.

"Al," dedi Usta Tiran katlanmış bir kağıdı Aris'e uzatırken. "bu Kumarbaz'dan."

Aris elini uzatıp kağıdı aldı ve açtı. Okumaya başladığı an yüz ifadesi hiddetlendi. En sonunda bu hiddet kaybolmadan kahkaha atmaya başladı.

"Aris, ananı ve babanı kaçırdılar, biz de kurtardık. Güvenli bir yere de yerleştirdik, hiç merak etme. Bana birkaç mesajı da iletmemi istediler; onlar hakkında endişelenmeni, onlar için çaba harcamanı istemiyorlar. Bunun yerine kendi hayatını, kendi isteğine göre yaşamanı istiyorlar. Eee, artık güçlenirsin biraz. Usta Tiran'ın taktiklerini izle, ona göre geliş, ardımda kalma, benim minik boylu tıfıl demircim."

------------------------------------------------

"Bu 21. ziyaretin olduğuna göre 2 ay civarı bir süre geçti." dedim bana bakan Usta Tiran'a.

"2 ayda hareketlerin oldukça gelişti. Daha Zirve düzeye çıkmadı ama değil mi?" diye sordu Usta Tiran.

"Yok, daha değil. Şuan İleri düzey Seviye 9'da takılı kaldı."

"12 testi geçtiğinde, kılıç ustalığın mükemmeliyete ulaşacak ve kendi stilini yaratma imkanı sunacak." diye sürdürdü sözlerini. "Ancak şu anlık senden isteğim tükürük ustalığını değiştirmen ve geliştirmen. Uzun uzun balgam atmakla uğraşmayıp seri tükürük salvoları yapmalısın. Daha önce hiç tükürükle savaşan birini görmediğimden bundan başka taktik veremem sana. Kılıç üzerine çalışırken tükürükle de uğraş biraz. 2 işi aynı anda yapabilir misin bilmem ama, en azından dene."

Ufak bir baş sallamasıyla "Peki." diye onayladım. "Misfhe silahına alıştı mı?"

"Şuan bile 2 ay önceki çift kılıç kullandığı halini geçti. Hem silahların ağırlıklarına da bünyesi alıştı."

"Diğerleri ne alemde?"

"Aris bir tank olarak en önde savaşsa da ona ayarladığım teknik setiyle en önde maksimum hasarı verebilmesine olanak sağladım. Kullandığı çift çekiç ile hasar üzerine değil, öldürme üzerine odaklanmış bir öncül yarattım.

Melany bir büyücü olarak sizinkinden farklı bir odaya yerleştirildi. Orada gelen saldırıları asasıyla karşılama, ya da vücuduyla kaçınma üzerine odaklandı. 2 ay geçse de pek ilerleme katettiği söylenemez.

Abilerini farklı yerlere yerleştirmem 1.5 saatimi aldı en başta. 3 kişi aynı odaya girip beraber güçleneceklermiş. Hepsini farklı odalara sokup antrenmanlarına başlattım. Muhammet, Melany gibi kaçınma odaklı bir çalışmaya girişti. Hatta Melany'den fersah fersah ötede. Hasan, durmadan ok atıyor. Şuan için tek yapması gereken ok atmak, böylece uzun bir savaşta dinlenmeden oklarını taramaya devam edebilir. Yeterli seviyeye geldiğinde 2. binaya geçebilir. Ahmet de sizin gibi sütuna temel saldırılar uyguluyor. Ancak temeli çok kötü, hiçbir eğitim görmemiş olduğu çok açık. Her ne kadar çabalamış olsa da çok bir işe yaramamış. Yine de açık bir şekilde azimli, sahip olduğu 10 potansiyele rağmen şu seviyeye kadar gelebilmiş olması da bunun kanıtı."

"Abilerim güçlüdür." diye onayladım. "Evcillerime ne oldu? En merak ettiğim Kralcık ne alemde?"

"Onu Marco'ya verdim. Binanın etrafında tur attırıyor. Sonuçta ne kadar hızlı ve ne kadar uzağa zıplarsa Kralcık'ın gücü artar. Onun en büyük sıkıntısı rakibe ulaşamaması, bunu da ancak böyle telafi edebiliriz.

Fareleri de koşturtuyor ve tırmandırıyorum. Ön hat için fazla dayanıksızlar, ancak vur-kaç taktiğini yapabilmek için gayet uygunlar. Bunun için de her şeyden kaçabilmeleri gerek. Yeterli hıza erişince basit saldırılar yaptırıp temellerini kuvvetlendireceğim. Hem anlamadığım bir şey var, neden bu kadar çok fare evcilleştirir ki bir insan?

Neyse, Kurtların hepsini temel saldırılar yaptırıyorum. Yeterli gördüğümde diğer eğitime geçireceğim. SS Kurt gerçekten yetenekli, hemen diğerlerinden ayırt edilebiliyor.

Şu kirpin de oldukça ilginç, adı Relius muydu, neydi. 3. dönüşümü gerçekten takdire şayan. Onu da sütuna saldırtıyorum. Yapabileceği ilginç saldırıları ve farklı güçlerini keşfetmeye başladım, Relius da aynı şekilde.

Şu gobline de zeka testleri uygulayıp zihnini geliştirmeyi ve daha kompleks saldırılar yaptırmaya çalışıyorum. Zamanımın çoğunu onunla harcıyorum, ama daha adam gibi konuşamıyor bile."

Güldüm ve "Ona git ve de ki: Öğrenemezsen Ustan gelir ve seni döver, hem de yanında 'Ölüm Yok'u getirir." dedim.

"'Ölüm Yok' mu?"

"Sen Koca Kafa'ya söyle, o anlar."

Kafasını 2 yana salladı. "Ne kadar saçma bir takımsınız siz ya?" dedi. "Bu Ayı'na da durmadan aynı saldırılar yaptırıyorum. Yapabildikçe tırmanma, koşma gibi vur-kaç stillerinin gelişmesini sağlıyorum."

"Güzel, güzel de bu eğitim ne kadar sürecek? Ben alışığım da diğerleri iyice bıkmıştır."

"Ben bitti deyince bitecek." dedi Usta Tiran gülümseyerek.

Evet, şuan bittik. Bu gülümsemeyi nerede görsem tanırım. Aynı gülümseme beni dövmeden önce Tubalcain'in yüzünde de vardı. O gülümseme benim 7 yılıma mâl olmuştu. Kim bilir şuan neler düşünüyordu karşımdaki manyak!

Hila'nın KulesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin