41- 2 Ay

2K 225 24
                                    

Deponun her yerini gezdikten sonra diğer demircilerin mekanlarını da dolaştım. Birkaç saat böyle geçince Aris'in kılıcımı bitirdiğini umarak yanına gittim.

"İstediğin böyle bir kılıç mıydı?" dedi gri-siyah karışımı kılıcı uzatarak.

Elimi uzattım ve kılıcı tuttum. Hızla önümdeki havayı kestim. "Kavrayış güzel." dedim. Sonra da işaret parmağımı keskin olan tarafında yavaşça sürükledim. Parmağımın üzerinde hat şeklinde ufak bir yarık oluştu ve damlalar halinde kan çıkmaya başladı. "Keskinliği iyi." dedikten sonra kılıcı kavrayıp yere doğru savurdum. Kılıç o hızla yerin 30 cm altına girip öylece kaldı. "Sağlamlığı da çok kötü değil."

Kılıcı yerden çıkarıp elime aldım. Ufak, ama kolay tutulan bir kabzası; çok uzun olmasa da kolaylıkla ön saflarda savaşabileceğin gri-siyah bir gövdesi vardı.

"Hoşuna gitmesine sevindim, bana biraz daha süre ver de diğer isteklerini tamamlayayım." dedi ve tekrar içeri girdi.

Bu sırada ben de kılıca alışmak için boş arazide havaya savuruşlar yapıyordum.

Böyle geçen saatlerden sonra Aris tekrar dışarı çıktı elinde deri bir torba ve istediğim 'diken' vardı.

"Al" dedi dikeni uzatarak.

Elinden kaptığım gibi saplama hareketi yapıp yere geçirdim. Sert zemini deldi ve ancak kabzasına geldiğinde durabildi. "Güzel!" diye söylendim istemsizce.

Kabzasında hafif bir beyazlık olan diken'in geri kalan her yeri mat siyahtı. En kalın tarafın çapı 1 karış kadar vardı, ve dikenin uzunluğu da 1 metreden az değildi. Görünüşe göre Aris isteğimi tam olarak hayalime göre gerçekleştirmişti.

Sonra da elindeki torbayı kaptım. İçinde simsiyah iğneler yer alıyordu. Boyutları oldukça ufaktı ve  görülemeyecek kadar da incelerdi. "Harikasın." dedim iğneleri incelerken.

Aris te övgümü ciddiye almadan sordu. "Başka bir isteğin var mı?"

Daha önceden hazırladığım bir kağıdı envanterimden çıkardım ve Aris'e uzattım. "Bu ekipmanları da burada yazan şekilde yap. Rün işleme de yarın bugün gelir." dedim. Bu kağıtta Ahmet abiler için gerekli ekipmanlar ve materyalleri yazıyordu. 

Elimden kağıdı alırken sordu "Sen ne yapacaksın?"

"Evcillerime bakmam gerek." dedim. Aslında farklı bir 10.kat şehrine gelsem de bana da exp geliyordu, hatta Aris'i de yeni takım kurup takımıma almıştım. Böylece ona da exp gidiyordu.

Rael ve Pot18'e ateş topu yedirmem gerektiğinden onları 18.Şehir'in bulunduğu 10.kat ormanına göndermiştim. Böylece daha kolay yanıma geliyorlardı. Manam dolduğunda da balçık şişelemeye devam ediyordum, bu çok elzem bir işti.

Mana dolum hızı da Ahmet abilerden öğrendiğim kadarı ile şöyleydi: Kişinin potansiyeli 10 ise her 100 mana için 10 saniyede 1 mana veriyordu. Kişinin potansiyeli 45 ise her 100 mana için 10 saniyede 4,5 mana veriyordu. Yani gene potansiyelin gazabına uğramıştım.

Şuan 10 saniyede sadece 1 mana yenileniyordu. Mana yenileme benim için gerekliydi, bu yüzden Aris'ten rünleri mana yenileme yapmasını istemem gerek. Yoksa işimiz zor.

--------------------

Kılıcı kavra, hiçbir açık vermeden rakibine savur, yaptıkların başarılı olmasa da kendini gizlemeye devam et, böylece bir sonraki saldırının başarılı olma şansı artsın.

Koş, adımlarını öyle bir at ki rakip ne yapacağın hakkında en ufak bir düşünceyi bile zihnine yerleştiremesin. Öyle bir savur ki kılıcını, kılıcı ancak kınına tekrar girdiğinde fark edebilsin.

Hila'nın KulesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin