"Şaşırtıcı, uzun yıllardır sadece 1 takımın geçtiği olmamıştı." dedi yükseltinin üstündeki gömlekli adam. "O zamandan beri ilk oluyor bu. Gerçekten, ilginç olaylar tekrar başlayacak gibi."
Vücudum belirsizleşmeye, yok olmaya başladı. Tekrar o meşalelerle aydınlatılmış büyük odaya gidiyorduk.
Karanlıklar aydınlığa kavuşunca Ork Ustası devasa vücuduyla karşımızda dikiliyordu. Arkasından kapılar açılıp orklar gelmeye başlayınca Aris'e baktım. "İstediğin evcilleri yanına al ve şu orkları halletmeye başla. Hızlı ol da büyük olanı beraber avlayalım."
Kafasını salladı ve "Bütün fareler, Slime, kurtlar, benimle gelin. Geri kalanlarınız Kumarbaz'la birlikte savaşacaksınız." dedi.
Grubumuzun büyük çoğunluğu gelen ork dalgasını karşılamaya ayrılınca geriye Koca Kafa, Ayıcık, Rael ve Melany kalmıştı.
"Rael, Ayıcık sizden sağ bacağı halletmenizi istiyorum. Koca Kafa, sen de onlara destek çık. Melany büyülerinle verebildiğin en fazla hasarı ver, sağ taraf tehlike altına düşerse yardım eli uzat. Ben sol bacağı alacağım." dediğimde 3 evcilim sağa doğru açıldılar, Melany de hafif geriye çıkmıştı.
Melany bir büyücüydü. Ustası gerçekten güçlü biri olmalıydı, çünkü elindeki büyüler oldukça güçlüydü. Hatta Victor'un savaştığım halinden bile güçlüydü. Bunun sebeplerinden en büyüğü de Victor'un 1STR 2INT, Melany'nin ise 3INT vermesiydi.
Aris orklarla savaşmaya başlamıştı, Ork Ustası da savaşa hazırlanıyormuş gibi bağırdı, ancak bu bağırışı en temel büyücü tekniklerinden olan 'Ateş Topu' ile durduruldu. Bu ateş topu ork'a zarar vermemiş gibi gözükse de 300 hasar vurmuştu.
Ork Ustası bu saldırı üzerine sinirlenmiş gibi savaş baltasını üzerimize savurdu. Saldırı gücü ve dayanıklılığı fazla olsa da çok yavaştı. Bu da 20.000 canını sadece benim tüketebileceğim anlamına geliyordu. Yine de evcillerimin de tecrübe kazanması gerekiyordu, sadece seviye atlamak yeterli değildi.
3 evcilim sağdan savaşa giderken ben atıldım ve o ivmeyle bileğine 5 kesik attım. Ancak elimdeki kılıcın keskinliğine ve gücüme rağmen sadece ufak bir çizik yaratabildim. Bu çizik ork'a sadece 100 hasar verebilmişti, kesiş başına 20 hasar.
Ork Ustası ayağını kaldırdı ve hızla bulunduğum bölgeye geçirdi, ancak hızım yetişemeyeceği kadar fazlaydı. Ayağını kaldırdığını gördüğüm anda koştum ve sağ ayak bileğine 3 evcilimle birlikte saldırdım. Birkaç saniyelik saldırı silsilesi Ork Ustası'nın kükremesiyle birlikte son buldu.
[Bütün orkların özellikleri %80 oranında arttı.]
Ardından da 45 tane ork arkadaki 4 kapıdan üstümüze gelmeye başladı. Çağrı tekniğini de kullanmıştı anlaşılan.
Her ne kadar Aris 2 ay boyunca orkları avlasa da 360 tane ork karşısında zorlanmıştı. Şimdi öldürdüğü 60 orkun yerine 45 tanesi gelmiş, üstüne özellikleri %80 artmıştı. Zorlanacağı açıktı.
"Rael, Koca kafa, Aris'e yardıma gidin. Ayıcık, hasar almadan sol bileğe saldırmaya devam et."
Ork Ustası, askerlerinin yanına giden Koca Kafa'yı ve Rael'i görünce baltasını üstlerine doğru savurdu.
Rael gelen darbeyi fark edince çevikliğiyle kaçtı, Koca Kafa ise 'Aşılmaz Duvar' tekniğini kullanıp gürzünü havaya kaldırdı. Saldırıyı saf gücüyle durdurmaya çalışacağını tahmin ettiğimden Ork Ustası'nın bacağına çıktım, oradan da kafasına tırmandım.
Ork Ustası saldırısını tamamladığında ben çoktan omzuna çıkmıştım. Diken'imi çıkardım ve sapından tutup hızla koştum. Boynuna giren Diken'i fark eden Ork Ustası acıyla bağırıp elleriyle beni tutmaya çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hila'nın Kulesi
Fantasy"Hila'nın Kulesine evrenin dört bir yanından varlıklar tırmanır. Bunların arasında her türlü canlı ve evrenin en iyi dahileri de yer alır. Ben ise adı sanı duyulmamış bir gezegendeki basit bir köylüyüm. Hila'nın Kulesine tırmanmak benim neyime öyle...