"Burada ne oldu lan böyle?" dedi Usta Tiran ağzını kocaman açarak. Şaşkın bir ifade yüzüne yerleşmişti tüm odayı tararken.
"10.000 öldürmeye ulaşamadım, sıkıntı çıkar mı?" dedim köşede ayaklarımı uzatmış otururken.
"Sen, sen," diye tekrarladı 3 kere, "Sen bunu nasıl yaptın?"
"Mükemmeliyete eriştim."
"Mükemmeliyet? Sana sütunları öldür dedim, sen ise her sütunu ikiye ayırmışsın." dedi Usta Tiran şaşkınlıkla gülümsemesini birleştirerek. "Bu sütunlar nasıl bir madenden yapıldı biliyor musun?"
Başımı 2 yana sallayarak sözsüz cevap verdim sorusuna.
"Hıh, bu 12 binadan bende geçtim. Ancak ben 4 katı sürede, ve sadece irice çizikler -bazen yarık boyutlarına da ulaştırabiliyordum- yaratarak geçtim, ve yine ben de mükemmeliyete erişmiştim." dedi Usta Tiran. "İşte o gün anlamıştım, kılıç ustalığın mükemmeliyete erişince tam anlamıyla kusursuz olmuyorsun, sadece kılıcını anlamış oluyorsun. O kılıcı anlayıp geliştirmek hala mümkün. Hatta kılıç yolunun daha yeni başladığını bile söyleyebilirim."
Yeni başlıyor ha? Gene aynı muhabbet, 4 yıl 6 ay kadar uğraştım ve mükemmeliyete eriştim. Adam şimdi gelmiş 'her şey yeni başlıyor' diyor. Vallaha bıktım, yeminlen bıktım.
Geldi ve yanıma oturdu. "Eğer 10 potansiyelin olmasaydı," diye başladı söze. "gerçekten kuleyi yarıp geçebilirdin."
Güldüm. "He, Jasper, he. Hep potansiyelden, yoksa ohoooohoo, yani."
Kafaya takmadığımı görünce rahatlamış gibiydi, zaten hızla konuyu değiştirdi. "Sana bir görevim var." dedi hevesle. Gülesim geldi bunun üstüne. İlk gördüğüm sert adam resmen yok olmuştu karşımda. "Kulenin içinde bir köy var, Tiran Klanı'nın sahalarından birinde kalıyorlar. Köy dediğime de bakma, kendilerini savunacak güce sahipler. Ancak birkaç gündür Fetih İttifakı'nı destekleyen, her ne kadar güçsüz de olsa Greyea Klanı, o bahsettiğim köylülerin savunma güçleriyle savaşıyorlarmış. En yüksek seviyeli birimi bile ancak 220'li seviyelere ulaşıyor. Köylüler bizden yardım istediler. Birkaç birlik gönderdik yardım için, yine de senin de gidip köylülere liderlik etmeni istiyorum."
"Güçlüler dedin, benim seviyem onlar için çok düşük değil mi?" diye sordum. "Beni kabul etmeleri zor olmaz mı?"
"Onu da senin halletmen gerek." diye yanıtladı sorularımı. "Ancak dikkat et derim, çünkü o köylüler biraz şey..."
"Ney?"
"Biraz garip,"
"Nasıl yani?"
"Anlatmak zor olur, gidince göreceksin zaten." diye geçiştirdi. "Haa bu arada; bu Maastia, Maverick'le savaşmış ve defedilmiş. Sonra bir şekilde aralarında anlaşmışlar. Maverick, Maastia'ya büyük bedeller ödemiş anlaşılan."
Vah vah, savaşıp duruyor gerzekler. Hehehe.
"Bu 2 klan katılmasa da sürüyle küçük ve büyük klan Fetih İttifakı'na katılmaya başlamış. Görünüşe göre bir ordu kurmaya başladılar. Tüm 75 ile 100 potansiyel sahibi kişileri eğitime alıyorlar şuan."
"Sen nereden öğrendin bunu?"
"Elbet bizim de yöntemlerimiz var. Ve elbette onların da var. Sizi eğitime soktuğumu illaki anlamışlardır. O gideceğin köyde de senin olacağını ya da olduğunu öğreneceklerdir. Yani senin yolunu engellemek için birilerini göndereceklerdir."
"Bu Greyea Fetih İttifakı'na üye mi?"
"Evet, şuan Tiran Klanı'nın üstüne oynuyorlar. Tiran Klanı'nın sahalarına saldırılar düzenlenmeye başladı. Şimdilik savunabilsek de gittikçe saldırılar güçleniyor."
Şimdi anlaşıldı neden durmadan klana gittiği. "Bunun suçunu da sana atıyorlar değil mi? Neden bir grup veletle uğraşıyorsun, neden Fetih İttifakı'na katılmayı düşünmeyip onlara düşman oluyorsun?"
Yüzüme baktı, baktı ve gülümsedi. "Düşündüğümden zeki çıktın sen." dedi.
"Nasıl savunmayı düşünüyorsun?"
"50'lik Viski Turnuvası ile."
"Ne?" dedim şaşkınlıkla. İçki yarışıyla mı klanı kurtaracaktı?
"50'lik Viski Turnuvası Seviye 50 ve altındaki herkesin katılabildiği bir dövüş turnuvası." dedi. "Bu turnuva her 25 yılda gerçekleşen bir bahis turnuvası. Bizzat 1000.katın üstündeki 4 klandan üçünün birleştiği ittifak tarafından yaratılıp yönetiliyor. Bu yüzden kimse orada sıkıntı çıkaramaz. Ancak çok büyük bahisler döner orada. Büyük paralar kazanılıp kaybedilebilir. Tabi sadece paralar değil, sahaları da, hatta direkt klanın kendisini bile koyabilirsin bu bahislere."
"Peki kazanan ne alıyor?"
"Bir dilek hakkı, 3 klanın kendisinin gerçekleştirebileceği bir dilek."
"Karşılığında ne kazanıyorlar ki? Sonuçta 1. gelen kişi her şeyi dileyebilir."
"Büyük bahisler dönüyor demiştim. Kaybedilen paralar direkt olarak kasaya gidiyor. Peki kasa kim? Elbette 3 klan. Ancak istedikleri şeyin paradan çok gözlem olduğunu düşünüyorum. Sonuçta kuleye tırmanan herkes 1.kattan başlıyor ve illaki her dahi bu turnuvayı duyuyor, bunların da giriş testini geçecek seviyede olanları katılıyor turnuvaya. Zaten şuana kadar bu dilek hakkını kullanabilen kişiler pek yok. Sadece 100 turnuvada bir ancak çıkıyor."
"Neden?" diye sordum.
"Çünkü 3 klanın kendisi de bu turnuvaya katılıyor. O dahileri yenecek seviyede pek kişi çıkmıyor." dedi, sonra bir anda konuyu değiştirdi. "Seninkiler hala eğitime devam ediyorlar. Sen gelene kadar ancak çıkarlar zaten, daha çok yolları var."
"Senden bir isteğim var, bana strateji kitapları ver. En azından 1 veya 2 aylığına strateji üstüne çalışmam gerek."
"Ne kadar kitap istiyorsun?"
"Ne kadar var?" dedim heveslenerek. Her kitap kendimi geliştirmek için büyük bir adımdı.
"İstersen senin için 1 hektarlık araziyi strateji kitaplarıyla doldururum."
"Sen bana bir oda dolusu kitap seç ve buraya yığ, ben onları 2 ayda bitirebilirim."
"2 ayda bir oda dolusu kitap? Bitirebileceğine emin misin? Nereden baksan buraya beş yüzden fazla kitap sığar."
"Günde 8 veya 9 kitap bitirebilirim." Evet, yapabilirdim, 4 unsurun gözlem kabiliyeti bunda da bolca işime yarıyordu, denemiştim. Hızlı okuyabilsem de tamamını anlayabileceğimden emin değildim. Zihnimin oldukça yorulacağı açıktı.
Usta Tiran daha fazla oyalanmadı ve 432 tane kitap seçip odama koydu. Bunlar farklı gezegenlerin savaş tarihleri ve büyük komutanların strateji kitaplarıydı. 2, olmadı 2.5 ayda bu kitapları tamamiyle kavrayabileceğime inancım tamdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hila'nın Kulesi
Fantasy"Hila'nın Kulesine evrenin dört bir yanından varlıklar tırmanır. Bunların arasında her türlü canlı ve evrenin en iyi dahileri de yer alır. Ben ise adı sanı duyulmamış bir gezegendeki basit bir köylüyüm. Hila'nın Kulesine tırmanmak benim neyime öyle...