Yarım dakikalık bir sessizliğin ardından usulca merdivenlere yöneldim. Merdivenin ucundan ışık geliyordu. Hafif bir rüzgar tenime dokundu ve geçti. Sanırım tekrar açıklık bir alan vardı karşımda.
Tahmin ettiğim gibi bir ormana çıktım. Dev gibi ağaçlara, 2 metreyi aşan otlara ev sahipliği yapan ormanın ucu bucağı gözükmüyordu. Durmadan rüzgar esiyor, çokta uzun olmayan saçlarımı dalgalandırıyordu.
Yüzümdeki kirli sakaldan kurtulmalıydım. Asilliğimi bozuyordu. Bu dediklerimi Samiel duysa ne dalga geçerdi. Ama ikimiz de konuşmuyorduk. Doğanın şarkısından başka bir şey kulağıma gelmiyordu. Ağaç dallarının şıkırtısı, otların rüzgarla savrulurken birbirine sürtündüğünde ortaya çıkan sesler, ağaçların rüzgar karşısındaki çatırtısı... hepsi birleşmiş, kulağıma doğanın şarkısını fısıldıyorlardı.
Samiel dediklerimi düşünüyor olmalıydı. Konuşmuyor, susuyordu. Artık anlaması gerekliydi. Kuleyi fethedeceğimi anlamalıydı.
Otların arasına daldım. Bazılarının boyu beni bile aşıyordu. Ağaçlar ise ulaşamayacağım kadar yüksekteydi. Hava beklediğimden sıcaktı, ancak esen rüzgar beni rahatlatıyordu.
Karşıma bir ayı çıktı. Normal bir ayıdan farkı yok gibiydi.
Irk= Ayı(Evrim geçirebilir)
Seviye= 1 (%72)
Strengh(Güç)= 14
İntellegent(Zeka)= 5Sağlık= 140/140
Mana= 25/25
Yetenekler= [Ağır Pençe Seviye 1]
Ustalıklar= Yok
[Ağır Pençe Seviye 1] = Yapılan pençe darbesi vuran yere büyük bir kuvvet uygular. Bu kuvvet ilk seviyesinde bile normal bir savuruşun 2 katı kadardır. Kullanılan mana 20. Bekleme süresi 1 dakika.
Seviyesi 1 olsa da canı bu denli fazla. Eğer takım halinde çalışıyorlarsa sıkıntı çıkarabilir. Yoksa bu sadece saf güç olmakla kalır. Sanırım bu bölge evcillerin avlanması için iyi bir yer.
"Ortaya çıkın!" dedim küreye dokunarak. Tüm evcillerim önümde dizildi. Tam onlara avlanma emrini verecektim ki aklıma bir şey takıldı.
"Hey Samiel, bu diriltme tozunu benim kullanmam gerekli mi? Yoksa Koca Kafa'ya verirsem o da diriltebilir mi?"
"Diriltebilir" dedi Samiel. Onun için çok sade bir cevap. Anormal bir şekilde sade... Umarım bana darılmamıştır.
2 paket diriltme tozunu çıkardım ve koca kafanın kemerine soktum.
"Bunlar diriltme tozu. Öldüğünüz anda benle iletişim kurun. Ben de Koca Kafa'yı sizin olduğunuz yere gönderip dirilttireyim. Şimdi dağılın. Herkes farklı yerlere gitsin. Tek başınıza avlanacaksınız. Unutmayın, ben çağırana dek tek başınıza avlanacak ve güçleneceksiniz. İyi şanslar, evcillerim!"
Şevklensinler diye son cümleyi bağırarak söylemiştim. Umduğum da oldu. Hepsi ormanın içine dağıldı.
"Eğer Boss'un yerini bulursanız beni çağırın." diye ilettim hepsine.
5.kat boss'u dev bir ayı olmalıydı. Bir ayım olması hoş olurdu. Herkes bir ata, dev bir kurda ya da bir deveye binerken ben büyük bir ayıya binsem çok havalı olurdum. Ancak asil havamı ayının tepesindeyken gösteremezdim. Yine de o ayıyı almayı düşünüyorum. Efsane kadro kuracağım. Koca kafa, Kralcık, Rael, Pot18 ve 2 Pot4, son olarak ta bir ayı. Hahahaha. Nerede farklı bir şey var, hepsini alacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hila'nın Kulesi
Fantasy"Hila'nın Kulesine evrenin dört bir yanından varlıklar tırmanır. Bunların arasında her türlü canlı ve evrenin en iyi dahileri de yer alır. Ben ise adı sanı duyulmamış bir gezegendeki basit bir köylüyüm. Hila'nın Kulesine tırmanmak benim neyime öyle...