"Ohohohoho, gene hangi gerzekçe düşünce yer etti kafanda?"
"Samiel, bir şey soracağım. Bu Slime Kralla bir daha savaşabilir miyim?"
"Evet, savaşabilirsin. Ama eğer 2.kat boss'unu yenersen 1.kat boss'unu bir daha göremezsin. Tabi normal olarak 1.kata girip çıkabilirsin. Bir diğer nokta da boss'u yendikten sonra bir daha girmen için 1 hafta beklemen gerekir."
Bu Samiel de bir şey öğretirken hep ciddileşiyor. 2 dakika önce dalga geçiyordu la benle. Neyse...
"Hey, Samiel, Boss'lar evcilleştirilebilir mi?"
"Ohohoho. Gene gerzekçe bir plan. Evet deneyen var. Ama birkaç hafta uğraştıktan sonra pes ediyorlar. Onların da 'evcilleştirme' teknikleri vardı, gene de başaramadılar. Sen nasıl yapacaksın?"
"Bilmem, yaparım bir şeyler. Neyse, ilk önce bu fareleri beslemek lazım. Bunlar ne yer, ne içer?"
"Ohohohoh. Söylemek istemiyorum. Kendin bulmalısın."
Ekmek yer mi ki? Yanlış şey çıkarırsam çok pis dalga geçer bu benle. Neyse süt, peynir, hıyar, ekmek ne varsa atıyım önüne istediğini yer.
Marketten ne bulursam aldım. Bence kessin ekmek yer. Ekmek la bu, ben 2 haftadır ekmek yiyorum, bu da yer.
Al bakalım minik farecik. Wheee, yemedi puşt.
"Ohohohohoho. Lan yavru fare ekmek yer mi?"
"Ne yer bu hayvan? Ben ekmek yiyorsam o da yer."
"Yav süt içir şunlara, sinirimi bozma. Ekmek veriyor... Gerzek ya, ohohohohoho"
Aha sütü içiyorlar la, vallaha içiyorlar. Emmikle, emmikle, afferin. Lan adam gibi iç arkadaşlarını ittirme. Bak potansiyel 18, ağzını burnunu kırarım ha, milleti ittirme.
Sütleri içirdikten sonra önümde bir mesaj belirdi.
[Fareler senin ast'ın olmak istiyor. Kabul ediyor musunuz?]
Evet tabi ne sandın. Ahahahaha. Yalnız beklediğimden kolay oldu. Yavru diye herhalde. Neyse, artık fare ordum var. Kastıracam sizi, bekleyin az. İlk önce birkaç işi halletmem lazım.
Fareleri küreye koydum ve 1.kata indim. İndiğimde etraf eskiden olan yer değildi.
"Samiel, ne oldu la, bura niye değişmiş."
"Aynı kattasın, sadece farklı bir ortama geldin. Nedenini bilmesem de kule seni durmadan farklı bir ortama gönderiyor. Her katın yüzlerce kopyası var, hepsine gönderilebiliyorsun, hepsi şans."
"Vaaay. Bu kule mükemmel bir şey ya."
Yol alın lan pis Slime'lar, Karias babanız geldi.
Heheyt be. Siz gidin, kralınız gelsin. Sahi ya, ben kral için gelmiştim.
"Samiel, Kral nerde ya? Buluver bana şunu."
"Kölen miyim lan ben senin pezeveng. Siktir git bul."
"Pardon Üstad Samiel. Sadece bir rica, yapmayabilirsiniz."
"Ohohohoho. Ne güzel döndün öyle."
"Yoo. Dönmedim, düz duruyorum."
"Üfff, gerzek. Hadi bul şu Kralı."
Etrafta mal gibi gezindim. Artık Slime'ları kolayca haklayabiliyordum. Sonuçta 'Üfürülen Ateş Topu' 40 vuruyordu. Elimdeki sopa da +3 hasar sağlıyordu. Kılıç ustalığımı da eklersek şuan her savuruşum 8 vuruyordu. Bu da hayli yüksek bir hasardı benim gözümde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hila'nın Kulesi
Fantasía"Hila'nın Kulesine evrenin dört bir yanından varlıklar tırmanır. Bunların arasında her türlü canlı ve evrenin en iyi dahileri de yer alır. Ben ise adı sanı duyulmamış bir gezegendeki basit bir köylüyüm. Hila'nın Kulesine tırmanmak benim neyime öyle...