Hila'nın Kulesi

77- Mazza ve Restises

Restises, Asref'in öfke dolu bakışlarıyla karşılaştığında pis bir şekilde sırıttı. Kışkırtıcı tavırlarına devam edecekti ki Xavisinden Mazza'nın sesini duydu.

"Şişman Domuz, manamın %90'ını harcadım."

"Biraz hızlı bitirmedin mi sence?"

"Aynı yere 8 tane patlama tuzağı yerleştirdim, üstüne 4 güçlü ok gönderdim. Ne olmasını bekliyordun?"

"O kadar çok teknik kullanmak gereksizdi."

"Bu adamları çok hafife alıyorsun. 1 teknik az kullansaydım orada ölmeyecekti. Tuzaklar ise gereken sersemletme süresini tamamlamak içindi. Her biri gerekliydi. Eğer orada öldürmeseydik de bir daha yakalamamız çok zor olacaktı."

"Evet, biliyorum. Bu seferki daha zor olacak."

"Kılıç kullanıcısı, kesinlikle öldürdüğümüzden daha güçlü, daha akıllı ve daha temkinli. Üstüne manam da yok."

"Korktun mu, Ukala Sıska?"

"Ön hatta olan sensin, Şişman Domuz. Demiştim sana değil mi, beynin yok senin."

Kılıç Ustası hiddetli bir bağırışla ileri atıldı, kılıcı da kuvvetle yanıyordu. Restises'in karnına doğru bir savuruş yaptı. Ancak Restises'in yüzünde geniş bir sırıtış vardı. Hızla geri çekilmeliydi! Yine de artık çok geçti.

Restises'in vücudundaki görünmez jöle kalkanı hızla aktı ve Asref'in vücudunu sardı. Asref kaçmaya çalıştı, ama jöle tarafından kilitlenmişti. Yanan kılıcını savurmaya çalıştı, hareket kabiliyeti oldukça kısıtlanmış olsa da bir şekilde bunu başardı. Yanan kılıç jöleyi yarabiliyor, ancak tamamıyla parçalamaya yetmiyordu.

Mazza gerdiği yayını bıraktığında bir siyah ok gönderdi. Yine o kudretli patlama geliyordu. Asref öfkeyle kükreyip tüm vücudunu alevledi ve bir patlama sergiledi. Ardından da hızla kaçtı. Asref bir elitti, bu yüzden savunma tekniklerine sahip olmaması saçma olurdu. Aslında Mirdre de savunma tekniklerine sahipti, ancak kullanamadan katledilmişti. Asref'in bu kadar sinirlenmesinin sebebi de buydu.

Mazza'nın bıraktığı siyah ok hedefine ulaşıp patladığında Asref çoktan uzaklaşmıştı.

"Ben bittim, şişko."

"Ne demek bittim!"

"Manam bitti. Bir süre zaman kazanmaya oynamalıyız. Zaten manam hızla dolacaktır."

Asref bağırarak konuşmalarını kesti ikilinin. "Yeter bu kadar konuştuğunuz! İlk önce seni öldüreceğim, beyinsiz şişko!" 

"Hahahaha!" diye güldü Mazza.

"Sonra da seni öldüreceğim, pislik sıska!"

Bu sefer de gülme sırası Restises'e gelmişti. "Pislik sıska? Hahahahaha!"

"Bir daha gülemeyeceksiniz! Sutra'nın Dansı!"

Mazza'nın yüzündeki gülümseme silindi. Bu tekniği biliyordu.

"Şişko, dikkat et. Bu teknik seni de beni de götürür!"

"Ha?"

Restises'in şaşırmasına fırsat kalmadan Asref tekniği başlatmıştı. Kılıcından mavi bir ışın çıkmaya başladı ilk başta, sonra bu mavi ışık bütün vücudunu sardı. Her hareketi ardında mavi bir ilizyon bırakıyordu. Mazza teknik kullanmadan oklarını atmaya başlamıştı. Ancak Asref oldukça hızlıydı, ve çok daha öngörülmez. 

Asref ilerliyor ve Restises'in geniş göbeğine doğru savuruşlar yapıyordu, arkasında da onlarca ilizyon bırakıyordu. Mazza'nın okları artık gerçek olan Asref'i rahatsız bile edemiyordu. Bunu fark eden Restises bir teknik kullanarak yerden toprak zinciler çıkarttı ve Asref'e doğru gönderdi. Ancak hangisinin gerçek olduğu bilmiyordu. Asref durmadan kılıcını savuruyor, Restises nerede olduğunu, hangisinin gerçek Asref olduğunu bile anlayamıyordu.