52- İçeri Giren 10 Elit III

1.9K 223 9
                                    

Meissea öfkeyle bağırıp zinciriyle gemiye saldırmaya başladı. Gemi parçalanıp yere düştüğünde bile saldırmaya devam etti. Öfke kontrolü hiç yoktu, bunu avantaj haline getirebilirdim.

Olabildiğince çok beklemek istiyordum, böylece 100 potansiyele sahip Melany'nin her saniye 1 yenilenen manası arttıkça savaşa daha çok katkısı olurdu.

"Cehennemin 7 Kavurucu Katı - 1.Kat!" diye bağırdı Yanmış Cennet Klanı'nın oturum öğrencisi. O klasik bir büyücü gibi büyüleri asasıyla değil elleriyle yapıyordu. Elleriyle farklı hareketler yapıp bağırmaya başladı, en son sağ elini göğe kaldırdığında etrafımız ateşten bir hatla çevrildi. Ve bu hat yükselip dev bir ateşten duvar oluşturdu. Bu duvarın arasında hepimiz mahsur kalmıştık.

Birden ateşten duvarın ardından oklar gelmeye başladı. Keskin bir hızda hepsi bana doğru geliyordu. Sonradan okları engellediğimi anlayınca hedefi olarak diğerlerini seçti. Oklar, diğerlerinin engellemesi için büyük bir dertti. Bu yüzden hızla atılıp gelen okları engellemeye başladım. Bu sırada planlar kurmaya devam ettim.

Duvarın dışında Rael ve 22 kurt hala yaşıyordu. Farelerimin farkında olduklarını bile düşünmüyorum. Etrafımızı kalın duvarlarla çevrelediklerine göre bizi ya tuzağa çekecekler, ya da bir arena gibi yakın dövüşte usta olan herkes içeriye dalacaktı.

İlk olarak birinciyi deneyecekleri aşikardı. Gelen oklardan da anlaşılabiliyordu. Ben de onları içeri çekmek için Rael'e ve kurtlara hızla gözden uzaklaşmalarını söyledim. Zaten gayet uzaktalardı. Şimdi tek yapmamız gereken dayanmaktı.

"Cehennemin 7 Kavurucu Katı - Alev Mızrakları!" diye bir bağırış geldi. Bu bağırışın ardından alev duvarın her yerinden alevden oluşmuş mızraklar gelmeye başladı. Bunu herkes engellese de tüm odağını savunmaya vermek zorundaydı. Bu da bir başka saldırıya açık olmak demekti.

Gelen saldırılar ya yukarıdan, ya da alttan olacaktı. Alttan gelen saldırılar karşısında yapabileceğim pek bir şey olmasa da yukarıyı savunabilirdim.

"Melany, yukarıyı savunacak bir teknik kullan." dediğimde Melany tek sonucun Fırtına olduğuna karar verdi.

5 metre kadar üstümüzde güçlü rüzgarlar esmeye başladı, bu bize doğal bir kalkan görevi görecekti.

Aklımda bir plan vardı, ancak bunun için 'ışınlanma' ya da 'kaybolma' gibi bir yeteneğe ihtiyacımız vardı.

"Melany, bizi toprağın altına gönderebilir misin?" diye ilettim yakın mesafede bulunan Melany'ye.

"Var, ama toprağın altına bir tünel oluşturmam, sizi o tünellere alıp üstümüzü kapatmam gerek. Bu da tüm manama ve 25 saniyelik bir süreye mal olur." diye cevap verdi Melany.

"Yapmaya başla, ben 'şimdi' dediğim anda bizi yok et." diye ilettim.

"Muhammet abi, Hasan abi, Ahmet abi, tekniğinizin gelmesine ne kadar var?" diye sordum. Zaten biliyordum, ama garantiye almak istedim.

"15 saniye" dediler.

Güldüm. 1 dakika geçtiği anda 7 elitin hepsi ölmüş olacaktı.

Planımı herkesin zihnine ilettim. Tabi hepsini anlatmadım, sadece görevlerini ilettim.

Yukarıdan gelen saldırılara karşı savunmamız vardı. 7'sinde de yer altından yapılabilecek bir teknik yoktu. Tek seçenekleri içeri dalmaktı.

"Seni yok edeceğim!" diye bağırarak ateşlerin arasından içeri daldı Meissea. Bakışları ve sözleri direkt olarak bana yönelikti. Yanında da kendi klanının oturum öğrencilerinden biri olan Kerraht vardı. Kerraht bir ağır kılıç kullanıcısıydı. Vücudu, Meissea'ya göre daha ufak olsa da sahip olduğu iri kılıç bu açığı kapatıyordu.

Ardından Yanmış Cennet Klanı'nın oturum öğrencisi girdi. İsmi Toeti olan bu adam bir ateş kullanıcısıydı. Yaptığı büyüleri asasıyla değil yumruklarıyla yapardı. Sadece menzilli değil yakın dövüşte de dövüşebilirdi. En azından benim yorumum buydu. Çünkü dizilimi 1STR 2INT idi.

Sonra da Heracles Klanı'nın oturum öğrencisi Patrick daldı içeriye. Patrick bir mızrak kullanıcısıydı. 3STR dizilimiyle ön safta savaşacağını belli ediyordu.

İçeri giren 4 kişi yan yana dizilip bize doğru gelirken Melany ve diğerleri komutlarımı yerine getirmek için hazırdı.

"Şimdi!" diye bağırdığım an Ahmet abi kalkanı yere çarptırdı. Hasan abi yayını kaldırıp yok olan fırtınaya doğru bir ok gönderdi. Bu 2 şart yerine getirildiğinde 4 kalkan ortaya çıkıp ateşin etrafını kapladı. Melany de bunu gördüğü gibi 'Yıpratıcı Deprem' tekniğini kullanıp bizi yer altına çekti ve üst kısmı kapattı. Resmen bizi yok etti!

4 kalkan birleştiği ve bizim yok olduğumuz an yerden sarmaşıklar ve kılıçlar çıkmaya, yukarıdan ok yağmaya başladı. Kılıçlar ve sarmaşıklar birbirine zarar vermiyor, büyük bir uyum içinde saldırıyordu.

Yer altına indiğimiz an Rael'e, kurtlara ve farelere 'saldır' emrini vermiştim zaten. Yani dışarıda kalan 3 kişiyi onlar haklayabilirdi. Bu 3 kişi; Yüce Kaplan Klanı'nın diğer oturum öğrencisi -kadın- olan yay kullanıcısı Sahara, Heracles Klanı'nın şifacı -kadın- olan Veliaht'ı Annie ve Yanmış Cennet Klanı'nın Veliaht'ı -erkek- olan Ateş Büyücüsü Steven idi.

"Muhammet abi patlat, Melany yukarı çıkar beni." dediğimde yukarı çıkarken bir duman bulutu beni karşıladı. Ancak önümde gözüken 4 kişiyi açıkça seçebiliyordum.

İlk hedefim Yanmış Cennet Klanı'ndan Toeti'ydi. Hızla gittim ve şaşkınlıkla etrafa bakan, alev almış vücutlu Toeti'nin boynunu kestim. Onun ölmesiyle ateş sütun yok oldu ve 4 kalkan ortaya çıktı.

Sonraki hedefim en yakınımda duran ve bana ağır kılıcını sallamaya çalışan güçlü kaplan Kerrath idi. O şaşkınlığıyla bana kılıç savurması reflekslerinin sağlamlığını gösteriyordu, ancak sadece ufak bir refleks gösterdi diye hayatta kalmayacaktı.

Slash!

Melany'ye daha önce söylediğim gibi kalkana doğru koştum. Kalkana yaklaştığım anda yer altına çekildim ve kalkanın diğer tarafında ortaya çıktım.

Farelerin, kurtların ve Rael'in savaştığı ve yenemese de büyük zararlar verip yıprattığı 3 kişiye doğru atıldım. Zaten beni beklemediklerinden onları öldürmem sadece 1 saniyemi aldı.

Ahmet abi'ye daha önce söylediğim gibi benim tarafımda yer alan kalkan yok oldu.

Bunu gören Mızraklı eleman Patrick ve Meissea hızla bana doğru gelmeye başladılar. Düzgün düşünemiyorlardı, bu da her hallerinden belliydi, öfke onların sonu olacaktı. Eğer ateşin arasına dalmayıp sabırla bize saldırmaya devam etselerdi bir şekilde bizim dışarı çıkmaya çalışmamız gerekecekti. Bu da enerji harcayan tarafın bizim taraf olacağı oldukça açıktı. Tabi o zaman da bambaşka bir plan ortaya koyardım.

Melany, herkesi yer altından çıkardığında tüm manası bitti. Bu kadarı da yeterliydi. Ahmet abi, Aris, Misfhe... yani herkes Meissea ve Mızraklı elemana saldırıya geçti. Mızrak kullanıcısı Patrick ne yapacağını bilemeyip tekniklerini kullanmaya, bizi korkutmaya çalıştı. Dikenimi kullanıp hızla atıldım ve adımlarını geri geri duvara yönelten Patrick'in kafasına dikenimi geçirdim.

Sonra da Koca Kafa'nın ve Ahmet abi'nin savaştığı Meissea'nın arkasından koşup boğazına kılıcımı dayadım.

"Neyini feda edebilirsin?" dediğimde öfkeden çıldırıp bağırarak zincirini sallamaya başladı.

"Yanlış cevap!"

Slash!

Hila'nın KulesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin