"İyi iş, Rael, şimdi dinlenebilirsin." dedim. Rael bunları duyduktan sonra küreye girdi.
"Hahaha. Bizi artık kimse durduramaz!"
"Ohohoh. Bakıyorum egon tavan yaptı. Boşuna heveslenme, yolculuğun yeni başladı. Senden daha güçlü tonlarca insan var. Hem potansiyelin çok düşük, bu farkı nasıl kapatmayı düşünüyorsun?"
"Potansiyelim düşükse ne olmuş yani?"
"Ohohoho. Daha potansiyelin ne kadar önemli olduğunu bile bilmiyorsun."
"Anlat o zaman."
"Elbette anlatırım, dikkatli dinle. Potansiyeller 10'dan 100'e kadar numaralanır. Bu puanlar birer katsayıdır. Her puan sana 0,1 özellik sağlar. Yani potansiyeli 10 olan biri her STR puanı için 1 kaba kuvvet, 1 çeviklik ve 1 dayanıklılık kazanır. Ama potansiyeli 100 olan biri her STR puanı için 10 kaba kuvvet, 10 çeviklik ve 10 dayanıklılık elde eder. Seviye atladıkça aradaki fark durmadan yükselecek. Sen Seviye 100 olduğunda 100 kaba kuvvetin olacak, lakin 100 potansiyele sahip birinin 1000 kaba kuvveti olacak."
"Ama... ama bu... haksızlık!"
"Çaresizliğe kapılman doğal. Aradaki fark devasa. Bilirsin, ben büyük bir dahiydim. 100 potansiyele, harika bir hançer ustalığına sahiptim. Kuleye tırmanmış en büyük dahilerden biriydim. Ben bile en tepeye ulaşmayı başaramamışken sen... 10 potansiyele sahip sen nasıl başaracaksın?"
"Ben... ben... ben nasıl?.. nasıl başaracağım?.. nasıl... nasıl... nasıl... Nasıl... Nasıl... NASIL... NASIL!"
"Çaresizliğe dü..."
"NASIL HA?! NASIL! BU KULE BİZZAT BENİM TARAFIMDAN FETHEDİLECEK! BU KULEYİ FETHEDECEĞİM! BEN, BEN YAPACAĞIM BUNU! BEN!"
"Karias..."
"YOK POTANSİYELMİŞ, YOK DAHİYMİŞ! HEPSİNİ YOK EDECEĞİM! HEPSİNİ! HEPSİNİ! KARŞIMA ÇIKAN HERKESİ KATLEDECEĞİM! BU ELLER KAN TADINA BAKACAK! EFSANEMİ DUYANLAR ÖNÜMDE EĞİLECEK! EĞİLMEYEN HERKES KATLEDİLECEK! ANLA ARTIK ANLA! BEN SAHİP OLDUĞUM GÜCÜ SENDEN İYİ BİLİYORUM SAMİEL, BU GÜÇ EN DÜŞÜKTEN EN YÜKSEĞE ÇIKACAK! ONLAR SEVİYE 100'KEN BEN 1000 OLACAĞIM. ONLAR 1000'KEN 10000. KULENİN FATİHİ OLMAK İÇİN GEREKEN HER NEYSE ONU YAPACAĞIM! BUNU BÖYLE BİL!!!"
Samiel açıkça afallamıştı. Bu durum karşısında konuşamıyordu bile.
"Karias... be.. ben..."
Bu Samiel'i bu halde gördüğüm 2.seferdi. İlki de aynı sebeptendi. Sanırım Samiel hırs ne bilmiyordu. Azim ne bilmiyordu. Bir amaç uğruna savaşmak ne bilmiyordu. Karşılaştığı her sefer kekeliyor, ne yapacağını şaşırıyordu.
"Bak Samiel, kuleyi tırmanacağım. Ne kadar güçlü, ne kadar zeki veyahut ne kadar büyük bir dahi oldukları önemli değil. Onlardan daha güçlü olabilirim..."
"Karia..."
"Ben konuşurken beni dinle Samiel! BENİ DİNLE! Bu kuleye tırmanmak zor, biliyorum. Ķötü bir potansiyelle tırmanmak daha da zor, biliyorum. Bir köylünün en tepeye ulaşmaya çalışması bir şakadan ibaret, biliyorum. Balıkların uçması, kuşların yüzmesi, dünyanın ikiye yarılması kadar zor biliyorum. Lakin bu hayalim gerçekleşecek! İmkansızlıklar en doğru şeyler haline gelecek! Tepeye ulaşan şey bizzat benim iradem olacak! Bir köylü, 10 potansiyele sahip bir velet, aşılmaz denen kuleyi fethedecek! FETHEDECEK! DAHİLER ÖLECEK, KRALLAR DİZ ÇÖKECEK! ANLADIN MI SAMİEL?!!"
"..."
"ANLADIN MI SAMİL?!! ANLADIN MI!!!!!"
"Belki de... belki de sen... gerçekten yapabilirsin... eğer sen isen bu... belki de yapabilirsin."
"Belkisi yok. Zaten yapacağım. En tepeye ulaşacağım. Kuleyi fethedeceğim. Bunu böyle bil Samiel! Bunu böyle bil!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hila'nın Kulesi
Fantasía"Hila'nın Kulesine evrenin dört bir yanından varlıklar tırmanır. Bunların arasında her türlü canlı ve evrenin en iyi dahileri de yer alır. Ben ise adı sanı duyulmamış bir gezegendeki basit bir köylüyüm. Hila'nın Kulesine tırmanmak benim neyime öyle...