56- 8 Teknik Seti

1.7K 245 23
                                    

"Burası Tiran Klanı'nın eğitim alanlarından birisi. 10.katta olması yeni başlayan acemilerin burada eğitim alması için bir altyapı oluşturuyor. Ama şu anlık acemiler eğitimi tamamladığından ve yeni neslin eğitim zamanı gelmediğinden burası boş." dedi Marco hemen babasının yanında dururken.

Etrafımız 12 büyük binayla kaplanmıştı. Bu binaların her birinin üstünde farklı isimler yazıyor, farklı türde kapılar yer alıyordu.

"Bu binaların her biri farklı bir eğitim yeri barındırıyor. Acemiler sadece ilk 4 binada eğitim görüyorlar. Diğer 8 binanın seviyesi eğitimi tamamlayan biri için bile çok zor olduğundan işlevsiz olarak duruyor. Ama siz 12 binayı da tamamlayacaksınız, 12'sinide. İlk bina, 'Serabzen'. Sabrınızı ve azminizi ölçer. Yapacağınız şey, sınıfınızın en çok işine yarayacak temel hareketleri, on binlerce, hatta yüz binlerce kez yapmak. Basit, ama gerekli. Ancak ilk önce konuşmalıyım, her birinizle, tek tek." diye açıkladı her şeyi Usta Tiran, ve Aris'i alıp ufak bir masa kurduğu, basit bir çardağa götürdü. "Sonuçta oğlumu sen öldürdün, teknikleri ilk alan kişi de sen olmalısın." diye şakasını yapmayı da ihmal etmedi.

Bu konuşma tam 2,5 saat sürdü. Ne konuştukları hakkında herhangi bir fikrim olmasa da Aris aldığı 8 kitapla 'Serabzen' adlı binaya hızla girdiği ilgimi çekmişti.

Sonra sırasıyla Ahmet abiyi, Hasan abiyi, Muhammet abiyi, Misfhe'yi ve Melany'i aldı. Bu konuşmalar oldukça uzun zaman aldığından ben de bu sırada bütün evcillerimi tek tek besleyip yeni taktikler aradım, yeni formasyonlar öğrettim.

Sıra bana geldiğinde 16 saatten fazla geçmişti. Tabi oldukça sıkılmış olduğumdan Usta Tiran beni çağırdığı an derin bir 'oh' çekip yanına koşmuştum.

"Sonunda be." dedim koşarken.

"Gel, gel de otur." dedi. Oturduğum an da sorularına başladı. "Sınıfın ne?"

Bu tabii ki en temel soruydu, ama bu bile cevaplamam için çetrefilli düşünmem gereken bir soru gibi gelmişti bana. Derin bir nefes aldım ve o nefesle birlikte "Tükürük Üstadı Kılıç Kullanan Gerzek Büyücü" diye fırlattım attım ağzımdan.

Tabi şaşırdı en başta. "Af buyur?" dedi soru dolu ifadesiyle.

"Tükürük Üstadı" dedim alıştıra alıştıra. "Kılıç Kullanan - Gerzek Büyücü"

"Ne olur bana dalga geçiyorum de." dedi. Sanki gülecek te kendini tutuyor gibiydi bu soruyu sormadan önce.

"Dalga geçiyorum." dedim ortam rahatlasın diye, ama öyle olmadı.

"Ohhh, çok şükür. Şimdi gerçek sınıfını söyle." dedi. Derin bir nefes verdi. İyice rahatlamıştı.

"Tükürük Üstadı Kılıç Kullanan Gerzek Büyücü" dediğimde yüzüme tükürecekmiş de bunu küfür ederek yapıyormuş gibi salladı ağzına ne gelirse.

"Lan sen benle dalga mı geçiyorsun ha! Daha sen giderken ben o yola asfalt çekiyordum, it oğlu it!"

Asfalt çekiyorum? Bu söz üstüne benim nasıl bir tepki vereceğimi herkes tahmin edebiliyordur değil mi?

"Hahahahahahahaha, doğru diyorum. Tükürüyom ben. Böyle yani HĞAAKK PUĞHH!" deyip yere tükürdüm. Adamcağız ne yapsın, mal gibi yüzüme bakmaya başladı. Sağ elimi gözlerinin önünde 3 kere sağa sola salladım. "İyi misin?" dedim bunu yaparken.

Bir anlığına irkildi. "Şunca yıllık tırmanıcıyım, bu kadar salakça bir sınıf görmedim." dedi. Valla ne söylesem haklı adam.

"Neyse, ne yapıyor bu sınıf? Kılıcını savurup etrafa mı tükürüyorsun?" dedi, biraz olsun ciddileşebilmişti.

"Tükürük bir yan sınıf sadece, rakibi şaşırtır, ufak bir hasar verir. Ama bu sıralarda tükürüğe yeterli önemi göstermemeye başladım." dediğimde yüzüme öyle bir ifadeyle bakıyordu ki ben bile utandım. Resmen aşağılarcasına bakıyordu bana, pişmanlıkla bakıyordu. Aklından geçenleri okuyabiliyordum. 'Bu salağa güvenip kimlere savaş açıyoruz.'

Aldırmayıp devam ettim. "Asıl savaş gücüm kılıç büyücüsü olmakta, ama elimde herhangi bir büyü hasarı veren kılıç tekniği yok, bu yüzden kılıcımla pata küte girişiyorum."

Biraz olsun alışmıştı gerzeklik abidesi olan bana. "Sınıfındaki 'Gerzek' ekinin neden konulduğunu anlayabiliyorum." dedi çok ciddi bir şekilde. Ayıp ama, bari arkamdan yap dedikodumu. "Daha kötüsü de olabilirdi," dedi iç çekerek. "en azından dizilimin 1STR 2INT olduğundan yakın dövüşte kılıcınla biraz olsun savaşabilirsin."

"Aslında..." dedim.

"Lan gene ne oldu?" dedi, çıldırdı garibim, yazık.

"Dizilimim 1STR 2INT değil, 3INT." deyip kafamı yere gömdüm. Utanmazlık sergileyip yüzüne bakarsam saldıracak diye korkmasam bunu da yapmayacaktım.

"Daha kötüsü olabilirmiş." dedi. Artık beni kırmaktan korkmuyor, lafını gram esirgemiyordu. "Vazgeçtim, ne varsa gönder her şeyi. Anlat tüm salaklıklarını."

Evet, bu da kıvama geldi. Neyse, anlatalım bakalım, deyip giriştim. Samiel'in tekniğini ve Tubalcain'le gördüğüm eğitimi anlatmadım tabii ki. Sadece birinden eğitim gördüm, deyip geçiştirdim konuyu. Onun dışında bossları evcilleştirebildiğimi, elimdeki tüm evcilleri ve neler yapabildiklerini, diğerleriyle nasıl tanıştığımı, okuduğum 7 kitaptan öğrendiğim her şeyi... her şeyi anlattım.

"Senin için bir teknik seti düşüneceğim." dediğinde hemen itiraz ettim.

"Kendi setimi dizmek istiyorum." dedim. "Sen sadece bana verebileceğin tüm tekniklerin birer kopyasını ver, ben de kendime 8 teknik seçip harika bir set oluşturayım."

Tabii ki hızla reddetti. "Böyle bir şey imkansız." dedi ilk başta. "Bu kadar tekniğe göz atman bile aylar, hatta yıllar alır."

4 unsurun gözlem gücünü hesaba katarsak bu süre çok daha kısalacaktı. Hem elimde 'değerlendirme' gibi bir koz vardı. Çünkü tekniğin üstünde herhangi bir açıklama yoktu, sadece kitabı açıp içindeki saçma sapan kelimelerin tamamını okuyup tekniği öğrenirdin. Bu yüzden birinin -bu kişi Usta Tiran veya oğlu olacaktı bu durumda- tüm teknikleri anlatması gerekirdi. Ama sadece zihnimle bunları halledebilirdim. Yani bana gereken sadece...

"Bana 1 hafta ver." dedim. "Bana gereken sadece 1 hafta, bir set oluşturmam için 1 hafta. O sürede diğerleri teknikleri öğrenir ve 'Serabzen'ın eğitimine başlar. Aradaki süreyi rahatlıkla kapatabilirim, bana güven."

2 dakika kadar sessiz kaldı. Buraya kadar hep gerzekliğimle gelmiştim, şimdi de o gerzek beynimi kullanıp, kendi setimi kendim oluşturmalıydım, tabii ki de başka bir seçenek yoktu.

"Peki," dedi. "ama 1 hafta sonunda aldığın 8 tekniği inceleyeceğim, eğer tekniklerin sana uymadığına karar verirsem benim seçtiğim seti kullanacaksın."

Hehehehe, kabul etmemek için bir sebep elbette yoktu. Geriye kalan tek şey zihnimi 7 gün boyunca açık tutmak, hiç uyumadan, bıçak keskinliğindeki kararlarla 8 teknik seçmekti.

Hila'nın KulesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin